Katil Esed ve patronu Rusya’nın yoğunlaşan uluslararası baskılar sonucunda geçtiğimiz günlerde tahliyelere izin verdiği Rukban kapındaki Suriyelilerin dramı devam ediyor. Yaklaşık 36 bin kişinin yaşadığı ve son süreçte varılan anlaşmayla çoğunun tahliye edildiği kampta mahsur kalan 7 bin kişi için hayat daha da zorlaşıyor.
Esed’in ve IŞİD’in zulümlerinden çocuklarını korumak amacıyla kampa sığınanlardan biri olan Abdullah el-Amour'un hikayesi de o kolektif öykünün bir halkası.
Palmira'dan gelen sığır tüccarı Amour, üç yıl önce Ürdün ve Irak'la Suriye sınırındaki Rukban'a kaçtı ve evinin yıkılmasının ardından, o sırada IŞİD tarafından tutulan bölgeleri hedef alan Rus hava saldırılarına tanık oldu.
Rukban'daki şartlar zor, ancak orada barınmak yaklaşık 36.000 kişiye uzun zaman boyunca Esed ve Rus saldırılarından korunma imkanı sunuyordu. Bu avantajı sağlayan faktör ise bölgeye yakın bir konumda ABD üssünün bulunmasıydı.
Ancak son haftalarda kamptaki yaşam koşulları artık katlanılamaz hale geldi. Kampta yaşayanlara ve diplomatlara göre, Esed ve Rusya ABD’ye gözdağı vermek için bölgeyi özelikle ilaç ve gıdadan mahrum bırakarak ölüme terk etti.
Reuters’ın ulaştığı 46 yaşındaki Amour, “Bugün yemek yiyorsun. Yarın yiyecek hiçbir şey yok, ”dedi. 3 yaşındaki oğlu Hamza'nın süt tozu yerine şekerli su ile beslenmekten zarar gördüğünü belirten Amour, “Kimse kendi iradesinden çıkmıyor. Artık çocuklarımla aç uyuyamam ”dedi.
Yerel kaynaklar, Rus ve Esed güçlerinin Şubat ortasından bu yana Rukban’a verilen malzemelerin yerine ulaştırılmasını engellediğini ve daha önce Esed güçlerine rüşvet vererek bölgeye ulaşabilen kaçakçıların da bir süredir bölgeye sokulmadığını ve sınırı zorlayanların araçlarına sık sık ateş edildiğini aktardılar.
Perşembe günü Washington, Şam ve Moskova'ya Rukban'a uluslararası yardım gönderimlerine izin vermeleri ve kamptaki ticari rotalarda geçişin önünü açmaları çağrısında bulunmuştu.
Esed ve Rusya’nın uluslararası baskının artması üzerine tahliyelerin önünü açması Rukban kampından Suriye içlerine doğru önemli bir insan unsunun geçmesini sağladı.
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Ajansı OCHA, bölgede yaklaşık 7.000 kişinin mahsur kaldığını açıkladı.