RTÜK Fatmagüllerin Suçunu Görmüyor mu?

RTÜK'ün bu maddelerle ilgili tek başarısı(!) ekranlardaki sigara dumanına kuş kondurmak, karanfil takmak. Her türlü sapık ilişkiyi göz ardı eden RTÜK, iş sigara dumanına gelince bir anda hassaslaşıyor.

RTÜK'ün Fatmagülleri

Veysel AYHAN

Yazının başlığı "RTÜK ne işe yarar?" veya " RTÜK bugüne kadar bir işe yaradı mı?" da olabilirdi.

Haftanın sorusu bu olmalı. Düşünün, milyonlarca genç, televizyonun başında ve siz onlara ekranda bileğini kesmiş bir kadını hamam kurnası önünde canlandırıyorsunuz. Bileğinden akan kanlar kurnayı kırmızı bir göl haline getirmiş. Sonra olayın fotoğrafları gazetelerde yer alıyor. RTÜK de seyrediyor. Böyle görüntülerle intihar daha da sıradanlaşıyor, basitleşiyor ve yapılabilir hale geliyor.

RTÜK sadece kan ve intihara mı seyirci? Değil. Her türlü sapık ilişkinin ve fuhşun da en tepkisiz seyircisi. Bir köşe yazarı, sapık ilişkilerin yer aldığı TV dizilerini sıralamıştı. Reytingi artırmak için her türlü sapıklığı (hatta aile içi) ve tecavüzü sıradanlaştıran unsurların özenle kullanıldığı dizilerden bazıları şunlar: İffet, Fatmagül'ün Suçu Ne? Öyle bir Geçer Zaman ki, Bir Çocuk Sevdim, Muhteşem Yüzyıl, Yaprak Dökümü, Binbir Gece, Asmalı Konak, Aşk-ı Memnu, Derin Sular, Küçük Kadınlar, Menekşe ile Halil... Dizilerin ne tür sapıklıklar içerdiğini öğrenmek isteyenler Hürriyet'in o yazarına başvurabilir.

Bu diziler tüm ailenin ekran önünde olduğu 'prime time'da yayınlanıyor. RTÜK bu dizileri seyreden gençlerden ne bekliyor? Fırsat bulduğunda, canı sıkıldığında bu yollara sapmamasını mı? Milyonlarca çocuk bu dizileri seyrediyor. Sapık rol modeller gençlik idolü haline geliyor. Oysa bu tür sahneler ne Avrupa'da ne de ABD'de çocukların da seyredebileceği saatlerde yayınlanmıyor, şifreli kanallarda yer alıyor. RTÜK bu dizileri yasaklamalı mı? Hayır. Fakat bir dizi, adıyla bile tecavüz telkin ediyorsa (Örn: Fatmagül'ün Suçu Ne?) böyle bir şeye de seyirci kalınamaz. Reyting uğruna senaryosunu bu tür sapık ilişkilere odaklayan dizilere müsamaha göstermek 'aile'nin temelini baltalamak olur. Hiç olmazsa TV yayıncılığına ABD ve AB standardı getirilmeli. Reklamlar ayrı bir âlem. Yeni yayınlanmaya başlayan bir çocuk bezi reklamı mesela dehşet verici. Yapılan sadece teşhircilik. RTÜK uzmanları reklamı takibe almış! Her zamanki gibi.

RTÜK, "N.Ç. olayı" türü sapıklıklarda televizyonların dolaylı da olsa etkisinin olmadığını mı düşünüyor? Telaffuz bile edilemeyecek aile sapıklıklarının alenen konu edilmesinin/ ima edilmesinin çocuk ve gençleri nasıl etkileyeceği hesaplanmıyor mu? Ekranların her geçen gün artan intiharları kanıksattığı yalan mı? Bu problemler çözülmediği sürece RTÜK kurulduğundan bu yana kadar ne yaptı diye düşünecek ve maalesef hiçbir şey bulamayacağız. Geçen cumartesi gazetelerde yer alan "Dört Ağabeyim..." haberini RTÜK üyeleri duvarlarına ibret olarak asmalı ve acaba bizim bu işte sorumluluğumuz var mı diye düşünmeli!

Peki, RTÜK'ü bu konularda sınırlayan bir yasa mı var? Bilakis sınırlayan değil, sorumlu tutan; ama RTÜK'ün ciddiye almadığı yasa maddeleri var. Televizyon yayını ile ilgili 15 Şubat 2011 tarihli 6112 No'lu yasadan birkaç alıntı: 'n) Müstehcen olamaz.' 'f) Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı yayın olamaz.' 'ğ) Çocuklara, güçsüzlere ve özürlülere karşı istismar içeremez ve şiddeti teşvik edemez.' '(3) çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimini olumsuz etkileyebilecek nitelikteki yayın hizmetlerinin, bunların bu tür hizmetleri normal şartlar altında duymayacakları ve görmeyecekleri şekilde sunulmasını sağlamakla yükümlüdür.'

RTÜK'ün bu maddelerle ilgili tek başarısı(!) ekranlardaki sigara dumanına kuş kondurmak, karanfil takmak. Her türlü sapık ilişkiyi göz ardı eden RTÜK, iş sigara dumanına gelince bir anda hassaslaşıyor. Sigara dumanının tiryakilik yapacağına inanıyor ama sapık görüntülerin, intihar sahnelerinin asla örnek olmayacağını düşünüyor. Bu maddeleri okuyup şunu sorabiliriz: TV dizilerinden kaçı bu yasaya uygun yayın yapıyor? Acaba Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı'mız Fatma Şahin'in bu konuda elinden gelen bir şey var mı?

Son söz, dizilerden rahatsız olan ama seyretmeye devam eden TV seyircisine. Bin bir fuhuş ve sapıklığın aile ortamına girmesine ve çocukların zihnen iğfaline seyirci kalmanın sorumluluğu hangi günahla kıyaslanabilir? Fakat bunlarla ilgili şikâyetleri RTÜK santrallerini yıkacak yoğunlukta iletmemek de bu cürme 'sosyal sorumluluğu yerine getirmeme' günahını ekleyeceği unutulmamalı.

(RTÜK şikâyet: 414 1 178 / santral: 0312 297 50 00)

ZAMAN 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!