Kenan Alpay’ın yeni yazısı:
Rojava’da Müzahir, Cenevre’de Muhalif
“Davutoğlu’nun ‘kırmızı çizgi’si yeşil oldu: PYD lideri Müslim, Cenevre yolunda” türünde başlıklar büyük bir coşkuyla hatta zafer naraları eşliğinde düşürülüyordu haber sitelerine. Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın temsil ettiği siyasi çizginin her durumda kaybetmesini kendi hesaplarına kaydedilecek büyük bir kazanım sayanları esasen kısa bir süre içinde yine büyük bir hüsran bekliyordu. Bu kez ‘acı haber’ Fransa Dışişleri Bakanı Fabius’tan geldi. Fabius, “BM Suriye Temsilcisi Staffan de Mistura, PYD’ye davet mektubu göndermedi ve PYD Cenevre görüşmelerine davet edilmedi” dedikten sonra şunu ilave etti: “PYD’nin en çok sorun çıkaran grup olduğunu belirtmeliyim.”
Esed rejimini ayakta tutmak için İran ve Rusya askeri destekten çok fazlasını alenen işgal orduları olarak Suriye’nin üzerine çökmüş durumda. PYD/PKK ise önce Esed rejimi hesabına saha temizliğine girişen, sonra İran ve Rusya’nın ileri karakolu rolüne soyunan nihayetinde ABD’nin IŞİD’e karşı müttefiki, Türkiye’ye karşı şantaj unsuru olarak her durumda hâkimiyet alanını genişleten bir örgüt oldu. Ancak PYD/PKK’nın bütün bu kirli misyonuna rağmen ne hikmetse masada ‘muhalifler’ tarafında oturtulmak isteniyor. PYD/PKK Esed rejimine veya Esed rejimini tahkim etmek üzere açık işgal gücü olarak görev ifa eden Rusya ve İran’a veya ABD’ye muhalif değil tersine müzahir bir örgüt. İyi ama bu muhalif kimlik aşkı ve rolü de nereden zuhur etti böyle?
PKK/PYD Kime Muhalif?
Cenevre süreci yaklaştıkça PYD/PKK’ya ilişkin Türkiye’nin itiraz vurguları diğer taraftan İran, Rusya ve ABD’nin destek vurguları arttıkça arttı. Öyle ki Cenevre adeta PKK/PYD üzerinden sadece Suriye’nin değil bütün bir bölgenin tanzim edileceği bir uluslararası konferansa dönüştü.