Rize’de Önce Kitap Evi’nde Hamza Türkmen’le Söyleşi

Rize merkezindeki Önce Kitap Evi’nde Hamza Türkmen ile okuyucuların ve Rize eşrafından önemli kişilerin katılımıyla Pazar günü bir söyleşi gerçekleştirildi.

Söyleşide Türkiye toplumunun ve Müslümanların kimliksel olarak mevcut durum değerlendirmesi yapıldı ve ıslah sorumluluğu üzerinde duruldu.

Hamza Türkmen durum analizinin önemini Müddesir Sûresi üzerinden örneklendirirken yeniden Kur’an ile irtibatımızın hayat ilişkisi güçlü bir şekilde kurulması ve modelleştirilmesi yükümlülüğünü hatırlattı.

Türkiye ve ümmetin diğer coğrafyalarında zaaflı da olsa yaşayan İslami duyarlılık ve formların bizler için ıslah edilecek bir alanı ifade ettiği için avantajlı bir durumu oluşturduğunu belirten Türkmen, biz bu durumu Siret-i Resul’de olduğu gibi Kur’an'i ölçülerle ıslah etmekle mükellef olduğumuzu örnekleriyle anlattı.

Söyleşi katılanlarla karşılıklı müzakere halinde sürdü. Türkmen özetle şunları da ifade etti:

“Ey İman edenler yeniden Allah’a, Resulü’ne, Kitab’a ve Kitablara iman edin” ayeti ile yeni bir durum değerlendirmesi yapmalıyız. Allah Kur’an’da önce devleti anlatmıyor, önce ümmet olma sorumluluğunu bildiriyor ve bu inşa görevinin yollarını gösteriyor. Kendimizden başlayarak uyanış sürecimizi Kur’an ile buluşturmamız elzemdir. Geldiğimiz durum itibari ile Türkiye’de genelde bilgi eksikliğimiz yok. Asıl eksikliğimiz bilgiyi nasıl eyleyeceğimiz, insanları kaçırmadan, incitmeden, vahyi mesajı da eğip bükmeden nasıl anlatacağımız ve anlattığımız konuların tanıklığını nasıl yaptığımız konusundadır. Bunun içinde şura temelli tanıklıklara ihtiyacımız vardır.

Kur’an ve hayat arasındaki kopukluğu gidermemiz zaruri bir durum. İlkin dağılan ümmeti toparlamak için Kur’an neslini, Şüheda neslini inşaa etme zarureti önümüzde. Vahiyden kopukluk hali mevcut ve bu durum ağır bir düşkünlük hali ortaya çıkardı.”

Daha sonra Tertil Fıkhı’na değinen Türkmen, Kur’an’daki nass’ı bilmek kadar, çevremizde, içinde yaşadığımız toplumda ve yer kürede olup biten problemleri ve sorunları da vakıa olarak bilmemiz gerektiğini belirtti. İşin aslı nass ile sorunlarımızı yani vakıayı buluşturup çözüm üretmektir ve gücümüz nispetinde çözümün arkasında durmamız ve tanıklaştırmaya çalışmamızdır diyen Türkmen; işte o zaman vahyin tanıklığı ibadetini yerine getirmiş oluruz dedi. Yoksa boş laftan öteye bir şey söylemeyeceğimiz belirtip, “Yapmayacağınız şeyi söylemeyin” ayetini hatırlattı.

Yaşadığımız toplumun ve küresel sistemin cahili olduğunu açıklayan Türkmen, bu durumu aşmak ve vahyi hayata taşımak için Resullerin siretini Kur’an’dan iyi çalışmamız, Resulullah’ın vahyin yönlendirdiği Siret Sünneti’ni de iyi kavramamız gerektiğine dikkat çekti. Bir soru üzerine de “Ehveni şer meselesini iyi çözümlemlememiz gerekir. Küfre rıza ehveni şer olamaz;  ancak ehven-i şer diye anlatılan konunun Mümtehine Sûresi’ndeki 8. ve 9. ayetlerin açılımı doğrultusunda ele alınabileceğini ve sahih fıkhi birikimimizde de zaten bu konunun örneklerle işlendiğini”belirtti.

Türkmen “İmkanlar çok, yollar geniş ve açık; lakin bu imkanları kullanacak ve bu yollarda yürüyecek İbrahim'lerin, Hatice'lerin eksikliği var. Önceliğimiz toplumu gereği gibi vahiy ile uyarmak olmalı ve şüheda toplumu inşaa etmek ve şura eksenli çözümler ortaya koymak…”

Sıcak kitabevi ortamında (ki Rizenin en önemli ve merkezi kitabevinde) sıcacık sohbet ortamında devam eden söyleşi sıcak çaylar ve ikramlar ile devam etti. Soru - cevablar, karşılıklı diyaloglar, söyleşiye ayrı bir lezzet kattı. Son olarak yazarın kitaplarını imzalaması ile söyleşi son buldu.

 

Haber: Ercan Bozkurt

Etkinlik-Eylem Haberleri

Akademi Beyoğlu'nda Barbie filmi üzerinden haz, beden ve tüketim ilişkisi söyleşisi
Gazze yürüyüşüne şahit olan vicdanlı Norveçliler gözyaşlarıyla destek oldular!
“Yükselen yeni milliyetçilik”
Bursa'da Gazze Dayanışma Platformu çağrısıyla Gazze için eylem gerçekleştirildi
Peygamber dostu dört güzel insan