Riyâzü’s-Sâlihîn’den uyku âdâbı ve rüya bahsi

Üsve-i Hasene olan Allah Resulü (s)’nün uyku ve rüya hakkındaki hadislerinden bazıları…

HAKSÖZ HABER

Allah Resulü (s)’nün örnekliğini anlamak açısından hadis külliyatımız en önemli kaynak olma özelliğine sahip. Dünya ilim tarihinde biricik bir konuma sahip olan hadis ilminin başka hiçbir düşünce geleneğinde benzeri bulunmuyor. Hadislere dönük hassasiyet aynı zamanda ilim geleneğimizle kurduğumuz ilişki açısından da oldukça önemli şüphesiz.

Haksöz Haber’de, İmam Nevevi’nin (Allah ona rahmet etsin) bir Müslümanın günlük hayatında ihtiyaç duyacağı âyet ve hadisleri derlediği eseri RİYÂZÜ’s-SÂLİHÎN’den belirli veya irtibatlı konular ile alakalı hadisleri okuyucularımıza aktarmaya devam ediyoruz.


Uyku ve rüya bahsi

Uyku hali ve rüyanın mahiyeti kadim geleneklerin hakkında geniş külliyatlar oluşturduğu bahisler. Uyku tam olarak ne olduğu bilinemez bir alemken rüya ise gerçek anlamda sırlarla dolu kendine has bir konu.

Kitab-ı Kerim ve Allah Resulü’nün (sa) bu noktadaki yaklaşımı yine her zamanki gibi aşırılıklardan uzak, mutedil bir perspektifi içerisinde taşıyor. Uyku ve rüya hakkında olağanüstü, haddi aşan yorumlamaların zan taşıyor olması hakikatle var olan ilişkisi sıkıntılı bakış açılarını ortaya çıkartıyor. Bunun yanında uyku ve rüyayı ehemmiyetsiz şeyler olan değerlendiren sadece fayda-zarar mesabesinde ele alan yaklaşımlar da aynı şekilde sorunlu.

İslam düşüncesi her zaman olduğu gibi ifrat ve tefrit dengesini gözeterek bu bahisleri gerçek zeminine oturtmaya çalışıyor.

Ayetler:

1- O, geceyi sizin için bir elbise, uykuyu bir dinlenme ve gündüzü de yayılıp-çalışma (zamanı) kılandır. (Furkan, 25/47)

2- Geceleyin uyumanız ve gündüzün (onun lütfundan istemeniz de) O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir... (Rûm, 30/23)

Hadisler:

1- Berâ b. Âzib’den (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir:

Resûlullah (sa), yatağına girdiğinde sağ tarafına yatardı. Sonra:

Rabbim, sana teslim oldum; yüzümü sana döndüm; işimi sana emanet ettim. (Sevabını) umarak ve (azabından) korkarak sana sığındım. Senden başka kendisine varıp sığınacak kimse yoktur. İndirdiğin Kitab’a ve gönderdiğin Peygamber’e iman ettim, derdi.

Berâ b. Âzib’ (ra) anlatıyor:

Resûlullah bana:

Yatağa gireceğin vakit namaz abdesti gibi abdest al, sonra sağ yanın üzerine yat ve şu duayı oku... Ravi, önceki hadiste yer alan duanın benzerini zikretti. Ayrıca bu rivayette “Son sözlerin bunlar olsun.” ifadesi yer almaktadır.

Buhari, Müslim

2- Hz. Âişe’den (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir:

Peygamber gece on bir rekât; sabah olunca da kısaca iki rekât namaz kılardı. Sonra da müezzin gelip ona sabah vaktini haber verinceye kadar sağ yanı üzerine uzanırdı.

Buhari, Müslim

3- Huzeyfe’den (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir:

Peygamber gece yatarken elini yanağının altına koyar; “Allah’ım, senin isminle ölür (uyur) ve yine senin isminle dirilirim (uyanırım).” derdi. Uyandığı zaman da, “Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah’a hamd olsun. Dönüş, O’nadır.” buyururdu.

Buhari

4- Yaîş b. Tıhfe el-Gıfârî (ra) babasının şöyle dediğini nakletmiştir:

Bir gün mescitte yüzükoyun yatıyordum. Biri beni ayağıyla dürttü ve “Bu Allah’ın hoşlanmadığı bir yatış şeklidir.” dedi. Dönüp baktım ki, o Resûlullah (sa) imiş.

Ebu Davud

5-  Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle demiştir:

“Bir kimse bir yerde oturur da, Yüce Allah’ın adını zikretmezse Yüce Allah’a karşı görevini eksik yapmış olur. Bir kimse yatağa yatıp da orada Allah Teâlâ’yı zikretmezse yine Allah’a karşı görevini eksik yapmış olur.”

Ebu Davud

 

6- Ebû Hüreyre’nin (ra) işittiğine göre Resûlullah (sa):

 –Nübüvvetten (sonra) geriye kalan ancak mübeşşirâttır, dedi. Sahâbîler:

–Mübeşşirât nedir yâ Resûlallah, dediler.

İyi (güzel/salih) rüyadır, cevabını verdi.

Buhari

7- Ebu Hureyre (ra)’nin Müslim’den diğer bir rivayetinde Allah Resulü (sa) şöyle buyurmuştur:

“Rüyası en doğru olanlarınız, en doğru konuşanlarınızdır.”

Müslim

8- Ebû Saîd el-Hudrî’nin (ra) işittiğine göre Resûlullah (sa) şöyle buyurmuştur:

“Biriniz hoşuna giden bir rüya görürse, bu rüya Yüce Allah’tandır. Onun için Allah’a hamd etsin ve onu başkalarına anlatsın.”

Diğer bir rivayette:

“O rüyayı ancak sevdiği kimselere söylesin. Hoşlanmadığı bir rüya görürse o şeytandandır, şerrinden Allah’a sığınsın ve rüyasını kimseye söylemesin; (zaten) o rüya kendisine bir zarar vermez,” buyurmuştur.1

Buhari, Müslim

9- Ebû Katâde’den (ra) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (sa) şöyle demiştir:

“İyi rüya, (bir rivayete göre) güzel rüya, Allah’tandır; kötü rüya şeytandandır. Bir kimse hoşuna gitmeyecek bir rüya görürse, sol tarafına üç defa üflesin ve şeytandan Allah’a sığınsın. (Zaten) o rüya kendisine bir zarar vermez. “

Buhari, Müslim

10- Câbir’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sa) şöyle demiştir:

“Biriniz hoşuna gitmeyen bir rüya görürse, üç defa sol tarafına üflesin, üç defa eûzü billâhi mineşşeytânirracîm (Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım), desin ve yattığı taraftan öbür tarafına dönsün. “

Müslim

 

11- Ebu’l-Eska’ Vâsile b. Eska’dan (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sa) şöyle demiştir:

“En büyük iftira, bir kimsenin babasından başkasına mensubiyet iddiasında bulunması veya görmediği rüyayı gördüm demesi, yahut Hz. Peygamber’in söylemediği bir sözü ona nisbet etmesidir. “

Buhari

 

12- "İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar."

Acluni, Keşfu'l-hafa

13- Yahya b. Said’den:

Halid b. Velid, Rasulullah (sav)’a: “Rüyamda korkuyorum.” dedi.

Rasulullah (sav)'de şunları oku buyurdu:

“Allah'ın gazabından, azabından, kullarının kötülüklerinden, şeytanların vesvesesinden ve benimle beraber bulunup bana zarar vermelerinden Allah'ın noksanlıktan uzak, tam ve üstün kelimelerine sığınırım.”

Muvatta, Şa’r, 9

 

صدق رسول الله فيما قالوأو كما قال


[1] Rüyaların insana zarar verme veya fayda verme gibi kendiliğinden bir tesiri olamaz. Ancak yorumlarıyla insanlar kendilerini sıkıntıya sokarlar.

İslam Düşüncesi Haberleri

Felah; fıtrat ve vahiyle yeniden buluşmamızda!...
Diyanetten hatırlatma: Tüm kumarlar haramdır!
Kemalistlerin cehaleti uçsuz bucaksız saçmalama özgürlüğü sunuyor!
İ’tizâl ile itidal arasında Allah nerededir?
Mutlak kötüye karşı el-Kassam’ın özgürleştirici ribatı ve cihadı