Riyâzü’s-Sâlihîn’den tesettür ve giyimde müsrifliğe kaçmama bahsi

Üsve-i Hasene olan Allah Resulü (s)’nün tesettür hakkındaki hadislerinden bazıları…

HAKSÖZ HABER

Allah Resulü (s)’nün örnekliğini anlamak açısından hadis külliyatımız en önemli kaynak olma özelliğine sahip. Dünya ilim tarihinde biricik bir konuma sahip olan hadis ilminin başka hiçbir düşünce geleneğinde benzeri bulunmuyor. Hadislere dönük hassasiyet aynı zamanda ilim geleneğimizle kurduğumuz ilişki açısından da oldukça önemli şüphesiz.

Haksöz Haber’de, İmam Nevevi’nin (Allah ona rahmet etsin) bir Müslümanın günlük hayatında ihtiyaç duyacağı âyet ve hadisleri derlediği eseri RİYÂZÜ’s-SÂLİHÎN’den belirli veya irtibatlı konular ile alakalı hadisleri okuyucularımıza aktarmaya devam ediyoruz.


Tesettür ve giyim kuşam adabı bahsi - II

Bir insanın giyim tarzı yaşam tarzı hakkında en fazla bilgi veren hususlardan birisidir. Tevazuu elbise olarak giyenler önce seçtikleri kıyafetle kendilerini takdim ederler. Bu bağlamda giyim kuşam meselesi gündelik bir konu olmakla birlikte asla hafife alınacak bir mesele değildir.

Abartılı, insanın kişiliğinin de önüne geçen kıyafetler de aslında karakter hakkında bilgi vermektedir. Günümüzde ise estetik olarak gösterilen ancak estetik kaygılardan olabildiğince uzak bunun da ötesinde tesettüre uygun olmayan bir giyim tarzının hâkim olduğunu söylemek mümkün ne yazık ki. Geçmiş zamanda kadın ve erkeğin vücudu belli etmeyen elbiseler giydiği bilinmekteyken bugünkü giyim tarzı oldukça yeni bir hale işaret etmektedir.

Tesettürü kadın ile sınırlayan bakış açısının hatalı olduğunu da vurgulamak gerekiyor. Bu noktada Allah Resulü (sa) bir ayrıma gittiğini söylemek zor. Farklı renkleri kullandığı anlaşılan Allah Resulü mevsimine uygun mütevazi bir giyimi tercih ediyor. Kendi giyiminde de sadeliği ve kullanışlılığı önemseyen Resullullah ashabının kadın ve erkeklerine de aynı şeyi tavsiye ediyor…

Konunun devamı olarak verdiğimiz hadislerde ise giyimde tevazu bahsi, ipek giymenin hükmü ve hükmün kalktığı durumlar detaylıca anlatılıyor. Resullulah’ın ölçülü olundukça giyim kuşamda güzelliğe ve estetiğe önem verdiğini gösteren hadisler en temel hassasiyetin ise kadın ve erkek ayrımı olmaksızın tesettür olduğunu bir kere daha gözler önüne seriyor.

Resullulah’ın (sa) yeni bir elbise aldığında elbisenin adını anarak hayır duada bulunması çok güzel bir incelik olarak özellikle vurgulanmayı hak ediyor. Giyim kuşam bahsi göz ardı edilmemesi gereken bir konu olduğu için iki hafta ayırdığımızı belirtmek isteriz…

Ayetler:

1-Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise verdik. Takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır... (A’râf, 7/26)

2- …Ve O (Allah) sizi sıcaktan koruyacak elbiseler ve savaşta sizi koruyacak zırhlar verdi... (Nahl, 16/81

Hadisler:

1- Kays b. Bişr et-Tağlibî’nin babasından aktardığına göre, Sehl b. Hanzaliye şöyle dedi:

Resûlullah’tan işittim:

“Ey ashâbım, sizler kardeşlerinizin yanına varacaksınız; bineklerinize çeki düzen verin, kılık kıyafetinizi düzeltin ki insanlar arasında, (yüzdeki) ben misali (öne) çıkın. Bir de Allah, çirkin işi ve çirkin sözü sevmez.” buyurdu.

Ebu Davud

2- Muâz b. Enes’ten (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sa) şöyle demiştir:

“Bir kimse, imkânı varken, Allah için tevazu gösterip (abartılı) giyinip kuşanmayı terk ederse Allah kıyamet gününde bütün insanların önünde onu huzuruna çağırır ve iman (ehlinin giyeceği) elbiselerden dilediğini seçmede özgür bırakır.”

Tirmizi

3- Amr b. Şuayb’ın (ra) babası aracılığıyla dedesinden rivayet ettiğine göre Resûlullah (sa) şöyle demiştir:

“Allah, nimetinin izinin kulunun üzerinde görülmesinden hoşlanır.”1

Tirmizi

4- Ömer b. Hattâb’dan (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sa) :

İpek elbise giymeyin. Zira bunu dünyada giyenler âhirette giyemezler, buyurmuştur.

Buhari, Müslim

5-  Hz. Ömer (ra) şöyle demiştir:

Resûlullah’ın “İpek elbiseyi, ancak nasibi olmayanlar giyer.” dediğini işittim.

Buhârî’nin bir rivayetinde “Âhiretten nasibi olmayanlar” şeklinde verilmiştir.

Buhari, Müslim

 

6- Enes’ten (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sa) :

Dünyada ipek giyen kimse, âhirette giyemez, buyurmuştur.

Buhari, Müslim

7- Hz. Ali’den (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir:

Resûlullah’ın ipeği sağ, altını da sol eline alıp, “Bu ikisi, ümmetimin erkeklerine haramdır.” dediğini gördüm.

Ebu Davud

8- Ebû Mûsâ el-Eş’arî’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sa) şöyle demiştir:

İpek giymek ve altın kullanmak ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına helâl kılındı.

Tirmizi

9- Huzeyfe (ra) şöyle demiştir:

Peygamber bize, altın ve gümüş kaptan yiyip içmeyi, ipek ve atlastan yapılmış elbiseler giyinmeyi ve bunların üzerine oturmayı yasakladı.

Buhari

10- Enes’ten (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir:

Resûlullah (sa), uyuz(dan dolayı bedenlerindeki kaşıntı) sebebiyle Zübeyr ile Abdurrahman b. Avf’ın (ra), ipek giyinmelerine izin verdi.

Buhari, Müslim

 

11- Muâviye’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sa) şöyle buyurmuştur:

(Kibirden kaçınmak için) atlasla veya kaplan derisi ile kaplanmış eyer üzerine binmeyin.

Ebu Davud

 

12- Ebu’l-Melîh’in (ra), babasından şöyle rivayet ettiğine göre Resûlullah (sa), yırtıcı hayvanların derilerini kullanmayı yasakladı.

Tirmizî’nin diğer rivayeti “Resûlullah yırtıcı hayvan derilerinden minder

vb. yapımını yasakladı.” şeklindedir.

Ebu Davud, Tirmizi

13- Ebû Saîd el-Hudrî (ra) anlatıyor:

Resûlullah yeni bir sarık, gömlek ve benzeri bir giysi giydiğinde onun adını anarak:

“Allah’ım, sana hamd olsun; bana, bunu sen giydirdin. Onun hayırlı olmasını; hayırlı ve iyi işlerde kullanılmasını isterim; onun şerrinden ve hayırsız ve kötü işlerde kullanılmasından sana sığınırım,” derdi.

Tirmizi, Ebu Davud

صدق رسول الله فيما قالوأو كما قال


[1] İmam Nevevi (Allah ona rahmet etsin) bu hadisi “Kişinin Durumuna Uygun Giyinmesi” başlığı altında veriyor. Bu durum zikredilen hadis referans gösterilerek müsrifliğin meşrulaştırılmasının namümkün olduğuna delil olarak gösterilebilir. “Durumuna uygun giyinmek” en temelde ölçülü olmayı esas alan bir bakış açısını içermektedir. Tirmizi’nin hadise uygun gördüğü bab ise “edeb” bahsidir…

İslam Düşüncesi Haberleri

Felah; fıtrat ve vahiyle yeniden buluşmamızda!...
Diyanetten hatırlatma: Tüm kumarlar haramdır!
Kemalistlerin cehaleti uçsuz bucaksız saçmalama özgürlüğü sunuyor!
İ’tizâl ile itidal arasında Allah nerededir?
Mutlak kötüye karşı el-Kassam’ın özgürleştirici ribatı ve cihadı