Riyâzü’s-Sâlihîn’den sahur ile iftarın önemi ve teravih namazının fazileti  

Üsve-i Hasene olan Allah Resulü (s)’nün sahur, iftar ve teravih namazı hakkındaki hadislerinden bazıları…

HAKSÖZ HABER

Allah Resulü (s)’nün örnekliğini anlamak açısından hadis külliyatımız en önemli kaynak olma özelliğine sahip. Dünya ilim tarihinde biricik bir konuma sahip olan hadis ilminin başka hiçbir düşünce geleneğinde benzeri bulunmuyor. Hadislere dönük hassasiyet aynı zamanda ilim geleneğimizle kurduğumuz ilişki açısından da oldukça önemli şüphesiz.

Haksöz Haber’de, İmam Nevevi’nin (Allah ona rahmet etsin) bir Müslümanın günlük hayatında ihtiyaç duyacağı âyet ve hadisleri derlediği eseri RİYÂZÜ’s-SÂLİHÎN’den belirli veya irtibatlı konular ile alakalı hadisleri okuyucularımıza aktarmaya devam ediyoruz.


Sahurun ayrıcalığı, iftar vermenin önemi ve teravih namazı

Oruç kulluğun en halis göstergelerinden birisidir. İnsanın insana karşı olan muhabbetini artıran ibadetlerin başında gelen oruç, tezkiye ayı Ramazan’ın nişanesidir. Tarih boyunca Müslüman geleneğin en önemli sac ayaklarından birisi olan Ramazan insanlığın kurtuluş reçetesi olan son vahyin de inzal olmaya başladığı zaman dilimidir.

Bu haftaki hadislerde, Allah Resulü (s.a.v) iftar vermenin bereketine dikkat çekerken içinde bulunduğumuz salgın günlerinde bundan uzak olmanın hüznünü hatırlıyoruz. Sahurun ise Müslüman geleneğinde ayırt edici vasfı ön plana çıkartılırken aynı zaman kişisel temizlik bahisleri hakkında hatırlatmada bulunuluyor. Teravih namazı da yine geleneğimizin en önemli köşe taşlarından birisi olma özelliğine sahip.

Ramazan orucu ümmet olma şuuruna varmak için çok büyük bir imkândır. Bu mübarek ayı başta ailece olmak üzere birlikte okumalar yaparak bereketlendirebiliriz. Ramazan’ın ayı mübarek olsun! Allah kalplerimizi yumuşatıp, kardeşliğimizi daim kılsın inşallah…

Ayetler:

1-Ey iman edenler, Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. (O sayılı günler,) insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun... (Bakara, 2/183-185)

Hadisler:

1- Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir:

Resûlullah (s.a.v) , kesin bir emir vermeden, Ramazan gecelerinde ibadet etmeye teşvik eder ve şöyle derdi: “Sevabına inanarak ve mükâfatını Allah’tan umarak geceyi ibadetle (teravih vb.) geçiren kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.”

Müslim

2- Hz. Âişe’den (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir:

Biz, Resûlullah’ın (s.a.v) misvakını ve abdest suyunu hazırlardık. Gece, Allah’ın izniyle uyanır, önce misvak kullanır, sonra abdest alır ve namaz kılardı.

Müslim

3- Enes’ten (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) :

“Sahur yemeği yeyin, çünkü sahurda bereket vardır,” buyurmuştur.

Buhari, Müslim

4- Ebû Atıyye (ra) anlatıyor:

Bir gün Mesrûk ile birlikte Âişe’nin (ra) yanına geldik. Mesrûk Âişe’ye (ra) şöyle dedi:

–Muhammed’in ashâbından iki kişi var ki ikisi de iyilik yapmaktan geri kalmıyor. Fakat bunlardan biri akşam namazını kılıp iftar etmekte acele ediyor, diğeri ise bunları geciktiriyor. Âişe (ra):

–Akşam namazını kılmada ve iftar etmede acele eden kimdir, diye sordu. Mesrûk:

 –Abdullah (b. Mes’ûd), cevabını verdi. Âişe (ra):

 –Resûlullah da böyle yapardı, dedi.

Müslim

5- Zeyd b. Hâlid el-Cühenî’den (ra) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle demiştir:

“Oruçluya iftar veren kimse, oruçlunun sevabı gibi sevap kazanır; oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez.”

Tirmizi

 

6- Ümmü Ümâre el-Ensârî’den (ra) rivayet edildiğine göre bir gün Hz. Peygamber (s.a.v) onun evine geldi. O da Hz. Peygamber’e yemek ikram etti. Resûlullah :

–“Sen de yesene, dedi.” O: –Ben oruçluyum, dedi. Bunun üzerine Resûlullah şöyle dedi:

–“Oruçlu kimsenin yanında yemek yenildiğinde onlar yemekten kalkıncaya veya karınlarını doyuruncaya kadar melekler o oruçluya dua ederler.”

Tirmizi

7- Enes’ten (ra) rivayet edildiğine göre bir gün Hz. Peygamber (s.a.v) , Sa’d b. Ubâde’nin evine geldiğinde Sa’d ona bir parça ekmek ve zeytinyağı ikram etti. Resûlullah bunları yedikten sonra, “Sofranızda oruçlular iftar etsin, yemeklerinizi iyi kimseler yesin, melekler de size dua etsin.” diye dua etti.

Ebu Davud

8- Amir ibnu Rebi’a (ra) anlatıyor: “Ben Resulullah’ı (s.a.v) oruçlu iken misvaklandığını sayamayacağım kadar çok gördüm.”

Buhari, Ebu Davud, Tirmizi

9- Amr b. Âs’tan (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v):

“Bizim orucumuz ile Ehl-i Kitab’ın orucu arasındaki fark, sahur yemeğidir,” demiştir.

Müslim

صدق رسول الله فيما قالوأو كما قال


Bu hafta başka kaynaklardan da istifade ettik.

İslam Düşüncesi Haberleri

Felah; fıtrat ve vahiyle yeniden buluşmamızda!...
Diyanetten hatırlatma: Tüm kumarlar haramdır!
Kemalistlerin cehaleti uçsuz bucaksız saçmalama özgürlüğü sunuyor!
İ’tizâl ile itidal arasında Allah nerededir?
Mutlak kötüye karşı el-Kassam’ın özgürleştirici ribatı ve cihadı