HAKSÖZ HABER
Allah Resulü (s)’nün örnekliğini anlamak açısından hadis külliyatımız en önemli kaynak olma özelliğine sahip. Dünya ilim tarihinde biricik bir konuma sahip olan hadis ilminin başka hiçbir düşünce geleneğinde benzeri bulunmuyor. Hadislere dönük hassasiyet aynı zamanda ilim geleneğimizle kurduğumuz ilişki açısından da oldukça önemli şüphesiz.
Haksöz Haber’de, İmam Nevevi’nin (Allah ona rahmet etsin) bir Müslümanın günlük hayatında ihtiyaç duyacağı âyet ve hadisleri derlediği eseri RİYÂZÜ’s-SÂLİHÎN’den belirli veya irtibatlı konular ile alakalı hadisleri okuyucularımıza aktarmaya devam ediyoruz.
Allah yolunda cihadın fazileti bahsi
Allah yolunda cihad etmek genelde herhangi bir konuda çaba göstermek mesabesine indiriliyor. Halbuki bu anlamı yanı sıra cihadın en temel çağrışımlarından biri kıtal olan cihaddır. Önce bu hususun hakkının teslim edilmesi gerekiyor…
Filistinli Müslümanların 11 günlük son savaştaki başarısı, Suriyeli Müslümanların uzun zamandır ortaya koydukları mücadele vb. örnekler düşünüldüğünde ortaya konulan çaba cihad ile taçlandığı vakit daha anlamlı gelmektedir. Allah Resulü’nün (sav) cihada teşvik eden hadislerinde bu bağlamda müminleri hayatı her yönüyle Allah’a has kılma cehdine yönlendiren bir bakış açısı dikkat çekiyor.
Ayetler:
1-Fakat Allah’a ortak koşanlar sizinle nasıl topyekûn savaşıyorlarsa, siz de onlarla topyekûn savaşın. Bilin ki Allah, kendine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir. (Tevbe, 9/36)
2- Savaş, hoşunuza gitmediği hâlde, size farz kılındı. Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz. (Bakara, 2/216)
3- Gerek yaya olarak, gerek binek üzerinde Allah yolunda sefere çıkın. Mallarınızla, canlarınızla Allah yolunda cihad edin... (Tevbe, 9/41)
4- Müminlerden özür sahibi olmaksızın (cihaddan geri kalıp) oturanlarla, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler eşit olamazlar. Allah, mallarıyla, canlarıyla cihad edenleri, derece itibariyle, cihaddan geri kalanlardan üstün kılmıştır. Gerçi Allah (Müminlerin) hepsine de en güzel olanı (cenneti) vadetmiştir. Ama mücahitleri büyük bir mükâfat ile, kendi katından dereceler, bağışlanma ve rahmet ile cihaddan geri kalanlara üstün kılmıştır. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. (Nisâ, 4/95-96)
Hadisler:
1- Ebû Saîd el-Hudrî’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurdu:
–Allah’ı Rab, İslâm’ı din ve Muhammed’i peygamber olarak gönülden kabul eden kimse, cenneti hak eder.
Bu söz Ebû Saîd’in hoşuna gitti ve:
–Yâ Resûlallah, bu sözü benim için tekrarlar mısınız, dedi. Resûlullah tekrarladı ve:
–Bir amel daha var ki Allah onunla kulunu cennette yüz derece yükseltir. Her iki derecenin arası ise gökle yer arası kadardır, buyurdu. Ebû Saîd:
–Nedir o yâ Resûlallah, diye sordu. Peygamber de şöyle dedi:
–Allah yolunda savaşmaktır, Allah yolunda savaşmaktır.
Müslim
2- Ebû Bekir b. Ebû Mûsâ el-Eş’arî’den (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir:
Babam düşman karşısında dururken ondan şu sözleri işittim:
–Resûlullah (sav) “Cennetin kapıları, kılıçların gölgeleri altındadır.” buyurdu.
Kıyafeti bozuk birisi:
–Ey Ebû Musa, Resûlullah’ın böyle dediğini bizzat kendin mi işittin, dedi.
Babam (Ebû Musa):
–Evet, cevabını verdi. Bunun üzerine o adam arkadaşlarının yanına döndü:
–Sizi selâmlıyorum, dedi ve kılıcının kınını kırıp attı. Elinde kılıcıyla düşmana doğru yürüdü ve ölünceye kadar onunla savaştı.
Müslim
3- Ebû Abs Abdurrahman b. Cübeyr’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle demiştir:
“Allah yolunda ayakları tozlanan kimseye cehennem ateşi dokunmaz.”
Buhari
4- Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) :
“Sağılan süt nasıl memeye tekrar girmezse, Allah korkusundan ağlayan kimse de cehenneme girmez; Allah yolundaki cihadın tozu ile cehennem dumanı bir kimse üzerinde birleşmez,” buyurmuştur.
Tirmizi
5- Sehl b. Sa’d’dan (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle demiştir:
“Allah rızası için sınırda bir gün nöbet tutmak, dünya ve dünyadakilerden daha hayırlıdır. Cennette birinizin kamçısı kadar (küçük bir) yer, dünya ve dünyadaki her şeyden hayırlıdır. Allah Teâlâ’nın yolunda (cihad için) kişinin sabah veya akşam yapacağı yürüyüş, dünyadan ve üzerindekilerden daha hayırlıdır.”
Buhari, Müslim
6- İbn Abbâs’ın (ra) işittiğine göre Allah Resûlü (sav) :
Şu iki göze cehennem ateşi dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz ve Allah rızası için gece nöbet bekleyen göz, buyurmuştur.
Tirmizi
7- Zeyd b. Hâlid’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle demiştir:
“Allah yolunda cihad edecek olan birini (savaş için) donatan kimse, bizzat gaza etmiş gibidir. Gazaya giden kimsenin ailesini güzel bir şekilde gözeten kimse de, bizzat gaza etmiş gibi ecir kazanır.”
Buhari, Müslim
8- Ebû Ümâme’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) :
Sadakaların en üstün olanları şunlardır: Allah yolunda dikilen bir çadırın gölgesi, Allah yolundaki mücahide bir hizmetçi verilmesi, , çiftleşecek güçte bir erkek devenin Allah yolunda verilmesi, buyurmuştur.
Tirmizi
9- Enes’ten (ra) rivayet edildiğine göre Eslem kabilesinden bir genç:
–Yâ Resûlallah ben savaşa gitmek istiyorum. Yolluk tedarik edecek durumda değilim, dedi. Bunun üzerine Resûlullah (sav) :
–Filancaya git; o, savaş için hazırlanmıştı, fakat hastalandı, buyurdu. Genç ona gelip:
–Resûlullah size selâm gönderdi ve savaşa gitmek için hazırladıklarınızı bana vermenizi istedi, dedi. O adam hanımını çağırdı ve:
–Yol için hazırladıklarımın hepsini bu gence ver, hiçbir şey alıkoyma. Allah’a yemin ederim ki ondan bir şey alıkoyarsan onun sana hayır ve bereketi olmaz, dedi.
Müslim
10- Ebû Saîd el-Hudrî’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) Benî Lihyân’a ordu gönderdiğinde şu emri verdi:
İki kişiden biri askere gitsin, (diğeri de onun aile efradına baksın) ve mükâfata ortak olsunlar.
Müslim’in diğer bir rivayetinde:
“İki kişiden biri harbe gitsin.” buyurdu ve sonra savaşa katılmayanlara şöyle hitap etti:
“Hanginiz harbe gidenin ailesine ve malına iyi bakarsa onun mükâfatının yarısı kadar ecir kazanır.”
Müslim
صدق رسول الله فيما قالوأو كما قال