Riyâzü’s-Sâlihîn’de selamlaşma adabı

Üsve-i Hasene olan Allah Resulü (s)’nün selam ve selamlaşma adabı hakkındaki hadislerinden bazıları…

HAKSÖZ HABER

Allah Resulü (s)’nün örnekliğini anlamak açısından hadis külliyatımız en önemli kaynak olma özelliğine sahip. Dünya ilim tarihinde biricik bir konuma sahip olan hadis ilminin başka hiçbir düşünce geleneğinde benzeri bulunmuyor. Hadislere dönük hassasiyet aynı zamanda ilim geleneğimizle kurduğumuz ilişki açısından da oldukça önemli şüphesiz.

Haksöz Haber’de, İmam Nevevi’nin (Allah ona rahmet etsin) bir Müslümanın günlük hayatında ihtiyaç duyacağı âyet ve hadisleri derlediği eseri RİYÂZÜ’s-SÂLİHÎN’den belirli veya irtibatlı konular ile alakalı hadisleri okuyucularımıza aktarmaya devam ediyoruz.


Selamı yaygınlaştırmak ve selamlaşma adabı bahsi

Selam, İslam ile aynı kökten gelen bir gelime. Bu bağlama dikkat edildiği zaman selamın yaygınlaşması İslam’ın yaygınlaşmasına anlamına gelmektedir.

Birçok zaman insanlar şöyle indirgemeci bir analoji kurarlar; büyük işler büyük fikirlerden çıkar. Bir yönüyle doğru olmakla birlikte bu analoji çok önemli bir hususu atlar: Her zaman göz önünde olanı.

Gündelik olan bir bakıma alelade bir şekilde orada bulunan şeyler hakkında bir fikriniz ve sözünüz olmazsa hayatı kuşatmanız mümkün değildir. Allah Resulü’nün (sa) sünneti bu açıdan bakıldığında bir günün yani 24 saatin inşa edilmesidir.

Selamlaşmak ise en başat insani ilişki biçimi olarak günün inşası adına vazgeçilmez bir husustur. O halde selamı yaygınlaştırmak çok olağan gibi gözükse de aslında oldukça “büyük” bir iştir…  

Ayetler:

1- Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selâm vermeden girmeyin... (Nûr, 24/27)

2- Evlere girdiğiniz zaman birbirinize, Allah katından mübarek ve hoş bir esenlik dileği olarak, selâm verin... (Nûr, 24/61)

3- Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selâmla karşılık verin... (Nisâ, 4/86)

Hadisler:

1- Abdullah b. Amr b. Âs (ra) anlatıyor:

Bir adam Resûlullah’a (sa):

–Müslümanlıktaki hangi (davranış) amel daha hayırlıdır, diye sordu. Resûlullah:

Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selâm vermendir, buyurdu.

Buhari, Müslim

2- Ebû Ümâre Berâ b. Âzib’den (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir:

Resûlullah (sa) bize yedi şeyi emretti: hastayı ziyaret etmeyi, cenazeye katılmayı, aksırana dua etmeyi, zayıf olana yardım etmeyi, zulüm görene destek olmayı, selâmı yaymayı, yemini bozmamayı.

Buhari, Müslim

3- Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sa) şöyle buyurmuştur:

İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Size yaptığınız zaman birbirinize olan sevginizi artıracak bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayın.

Müslim

4-  Ebû Yûsuf Abdullah b. Selâm’ın (ra) işittiğine göre Resûlullah (sa) şöyle buyurmuştur:

Ey insanlar, (aranızda) selâmı yaygınlaştırın. Yemek yedirin, akrabalık ilişkilerini gözetin, insanlar uyurken (geceleyin) namaz kılın ki selâmetle cennete giresiniz.

Tirmizi

 

5- Tufeyl b. Übey b. Ka’b’dan rivayet edildiğine göre o, Abdullah b. Ömer’e gelir, onunla beraber çarşıya çıkardı.

Tufeyl anlatıyor:

Biz çarşıya çıkınca Abdullah, değerli ve değersiz her türlü eşya satanlara, (çarşıda dolaşan) yoksullara, yanından geçtiği herkese selâm verirdi. Bir gün Abdullah’ın yanına gelmiştim. Birlikte çarşıya gitmemizi istedi. Ben de kendisine:

–Çarşıda ne yapacaksın? Bir şey alıp satmazsın. Bir şeyin fiyatını sormaz ve pazarlığa girişmezsin, çarşının oturma yerlerinde oturmazsın; otur burada konuşalım, dedim. Abdullah:

–Ey Ebû Batn (göbekli!) –Tufeyl, göbekli biriydi– Biz selâm vermek için çarşıya çıkacağız, karşılaştıklarımıza selâm vereceğiz, cevabını verdi.

Muvatta

6- Enes’ten (ra) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (sa), konuşurken, maksadı (rahat) anlaşılsın diye, sözlerini (bazen) üç defa tekrarlardı. Bir topluluğa rastladığında onlara selâm verir ve üç kere tekrar ederdi.1

Buhari

7- Mikdâd’dan (ra) rivayet edildiğine göre o, uzun bir hadiste şöyle diyor:

Peygamber için sağılıp ayrılan sütü hazırlar (sonra içsin diye) kaldırırdık. Resûlullah (sa) geceleyin gelir, uyuyanları uyandırmayacak ve uyanık bulunanlara işittirecek şekilde selâm verirdi. (Yine) bir gün geldi ve her zamanki gibi selâm verdi.

Müslim

8- Esmâ bint Yezîd’in (ra) şöyle dediği nakledilmiştir:

Allah Resûlü (sa) bir gün mescide uğradı. Birkaç kadın orada oturuyordu. Resûlullah onlara eliyle işaret ederek selâm verdi.2

Tirmizi

9- Ebû Ümâme’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sa):

İnsanların Allah nezdinde en iyisi/hayırlısı, önce selâm verenleridir, buyurdu.

Ebu Davud

 

10- Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sa):

Binekli, yürüyene; yürüyen, oturana; az olanlar çok olanlara selâm verir, buyurmuştur.

Buhârî’nin bir rivayeti “Küçük, büyüğe selâm verir.” şeklindedir.

Buhari, Müslim

 

11- Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sa) şöyle buyurmuştur:

Biriniz kardeşine rastlarsa ona selâm versin. Eğer aralarına ağaç, duvar veya taş gibi bir engel girer de tekrar karşılaşırsa, yine selâm versin.

Ebu Davud

12- Enes’ten (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir:

Resûlullah (sa) bana, “Yavrucuğum, ailenin yanına girdiğinde selâm ver ki, sana ve hane halkına bereket olsun.” buyurdu.

Tirmizi

13- Enes’ten (ra) rivayet edildiğine göre o, bir çocuk gurubuna rastladığında onlara selâm verdi ve “Resûlullah (sa) da böyle yapardı.” dedi.

Buhari, Müslim

 

14- Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sa) şöyle demiştir:

Biriniz bir meclise vardığında ve oradan ayrılacağında selâm versin. Bu selâmların ilki, sonrakinden daha hayırlı değildir.

Ebu Davud, Tirmizi

صدق رسول الله فيما قالوأو كما قال

 


[1] Bu şekilde sözlerini üç kez tekrarlaması, cemaatin kalabalık olduğu durumlarda olmalıdır.

[2] Bu durum, Hz. Peygamber’in söz ile el işaretini birleştirildiği şeklinde tevil edilmektedir. Nitekim başka bir rivayette Esmâ (ra), “Hz. Peygamber bize selâm verdi.” demiştir.

İslam Düşüncesi Haberleri

Felah; fıtrat ve vahiyle yeniden buluşmamızda!...
Diyanetten hatırlatma: Tüm kumarlar haramdır!
Kemalistlerin cehaleti uçsuz bucaksız saçmalama özgürlüğü sunuyor!
İ’tizâl ile itidal arasında Allah nerededir?
Mutlak kötüye karşı el-Kassam’ın özgürleştirici ribatı ve cihadı