Aksa İlim ve Davet Merkezi Akmer'in her ay periyodik olarak gerçekleştirdiği söyleşiler dizisinin Aralık ayı konuğu Özgür-Der Başkanı Rıdvan Kaya oldu. Kağıthane Hamidiye Gençlik Merkezinde gerçekleşen program ilgiyle takip edildi.
Tarık Özdemir’in açılış ve selamlama konuşmasını yaptığı programda İdlib’te yaşananlarla ilgili kısa bilgiler de paylaşıldı.
“İslami Şahsiyetin İnşası” çalışması ekseninde bir konuşma gerçekleştiren Rıdvan Kaya, modern hayatın yaygınlaşan egoist ve bencil bir hayat tarzını beslediğini, bu durumun dünya merkezli bir hayat tarzını beraberinde getirdiğini belirterek sunumuna başladı. Bir nimet, bir hedef gibi bizlere sunulan bireyselleşmenin kişisel değil toplumsal bir veba olduğunun altını çizen Rıdvan Kaya, yaygınlaşan bireysellik fikri ile birlikte vahiyle şekillenmesi gereken hayatlarımızın, şartlara dayalı bir form ile yaşantımızda yerini aldığını belirtti.
Modern hayat tarzının toplum bütününde bir karmaşaya sebep olduğunu söyleyen Rıdvan Kaya, daha çok tüketmeye zorlandığımızı ve bu aşırı arzularla helal çevresinin genişletilerek Allah’ın sınırlarının zorlandığını ifade etti.
Rıdvan Kaya, İslami hassasiyetlere sahip bireylerin olmaması gereken ortamlarda olduğunu, ticari hayatta faize ve harama bulaştığını, yolsuzluk ve haksızlıkları normal görmeye başladığını, etnik ve ulusal kimliklerini Müslümanlığa ek ikincil bir kimlik olarak gördüğünü dile getirdi. Ancak dava bilincine sahip Müslüman bir şahsiyetin; coğrafi, ekonomik, siyasi ve sosyal zorluklara karşı kaybedeceği hususlarda dahi Rabbinin yolundan sapmaması gerektiğine ve bu sapmalar konusunda olabildiğince hassas olması gerektiğine değinen Kaya, dava bilincine sahip bir bireyin Allah ve Resul’ünün çizgisi doğrultusunda hedefler oluşturması gerektiğini söyledi.
Rıdvan Kaya, birbirlerinin velisi olması gereken Mü’minlerin, kadın ve erkek olarak birbirlerine hasım yapıldığını, eşitlik, özgürlük propagandalarının bir tuzak olarak kullanıldığını, ahiret bilincinin yerini dünyevileşmenin aldığını söyledikten sonra günlük arzu ve isteklerimiz bizi Allaha yaklaştırıyor mu, uzaklaştırıyor mu, bunun muhasebesini yapmamız gerekmektedir dedi.
Bu kuşatmaların önüne nasıl geçileceğini 3 başlıkta anlatmaya çalışan Kaya özetle şunları söyledi:
1. Öncelikle hayatta doğru konumlanmalıyız. Hayatın her alanında ölçümüzü Kuran ve sünnet belirlemeli, yapılan her şey Allah’ın rızası için yapılmalıdır.
2. Müslüman toplumun bir parçası olmalı, aidiyet bilincimizi güçlendirmeliyiz. İzzetli ve erdemli bir yaşam için mutlaka Müslümanlarla birlikte olmalı, Müslüman bir toplumun parçası olmalıyız.
3. Tebliğ ve davet eylemimiz sürdürülebilir olmalıdır. Davet çalışması bir hayat tarzı olmalı, bize nasip olan Müslümanlığı başkalarına da aktarmalıyız. Tüketim kültürünün bizleri alabildiğine kuşattığı bu ortamda iyiliği yaymak daha bir önem kazanmalı, kendimizi ve ehlimizi ateşten korumak en önemli vazifelerimizden biri olmalıdır.
Rıdvan Kaya, konuşmasının son bölümünde hayırlı bir toplum için neler yapmalı, nelere dikkat etmeliyiz sorusunu sorarak konuyu şu başlıklar altında anlatmaya çalıştı:
1- Yanlış bir hedefe kilitlenmemeliyiz.
2- Yanlış örnekler edinmemeli ve kötü olanla kıyasta bulunmamalıyız.
3- Kimliğimiz net ve saf olmalıdır.
4- Rabbimizin rızası tek belirleyici olmalıdır.
5- Tebliğ ve davette kuşatıcı olmalıyız.
6- Affedici olmalı ve merhamet etmeliyiz. Bu bizi olgunlaştırır.
7- Dostluk ve küslükler şahsi konular ve beklentiler üzerinden olmamalıdır.
8- Alışkanlıklarımızı, sevincimizi ve öfkemizi Kur’an belirlemelidir.
9- Müstakim kalmalı, “iman ettik ve dosdoğru olduk elhamdülillah” diyebilen Maü’minlerden olabilmeliyiz.
Son olarak; duygularımızın, hedeflerimizin, çabalarımızın ve tüm yönelimlerimizin Allah’ın rızasını kazanmak için olduğunun altını çizen Kaya, bu minvalde pratik bulan bir yaşayış tarzının İslami modele uygun bir kimlik ve model olabileceğini vurguladı.
Program, dinleyenlerin sorularına verilen cevaplarla sona erdi.
Haber: Şeref Bal
Foto: Bülent Kılıç