Rıdvan Kaya, Adana Özgür-Der Girişiminin Misafiriydi

Adana Özgür-Der Girişimi “Cahili Kuşatma ve Vahyin Sosyalleşmesi” konulu konferans gerçekleştirdi. Konferansa konuşmacı olarak Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya katıldı.

Sunumunu Hakan Yalınız'ın yaptığı program, Eyüp Pamuk'un Kur'an-ı Kerim tilaveti ve mealini okumasıyla başladı.

"Cahili Kuşatma ve Vahyin Sosyalleşmesi" konulu konferansı sunmak üzere sözü alan Rıdvan Kaya konuşmasının başında "içerisinde bulunduğumuz ortamı" değerlendirdi. Bu değerlendirmenin ardından "Sorumluluklarımız ve karşılaştığımız sıkıntılar nelerdir?" sorusunu irdeledi. Konuşmasının sonunda ise "Neler yapmalıyız?" sorusuna cevap aradı.

Egemen güçlerin insanları kuşatma ve tahakküm altında tutmaya çalıştıklarını belirten Rıdvan Kaya, bu emperyalist egemen güçlerin Rabbimizin ilahlık iddiasını gasp etmeye çalıştıklarını ifade etti.

Kaya, içinde bulunduğumuz dönemde, kapitalist hayat tarzının insanları kirlettiğini, zihinleri bulandırdığını ve yoğun biçimde kendisine bağımlı kılmaya çalışan bir ilişki tarzını da beraberinde getirdiğini belirtti. Bunun yansıması olarak emperyalist egemen güçlerin bütün dünyayı kendi belirledikleri doğrultuda biçimlendirme ve nizama sokma çabasında olduklarını ifade etti. Bunun yanında emperyalizmin yalnızca bugünümüzü değil, geleceğimizi de belirlemeye çalışan, kuşatıcı ve boğucu bir sistem olduğunu dile getirdi.

Kaya, Doğu Bloğunun çöküşünden sonra gündeme gelen "ideolojilerin sonu" tezinin aslında kendisinin de bir ideoloji olduğunun gizlendiğini ifade etti. İdeolojilerin sonu vurgusuyla aslında emperyalizmin ideolojilerinden olan kapitalizm, liberalizm ve benzeri ideolojilerin herkesin uğramak zorunda kalacağı bir evre ya da insanoğlunun geleceği son nokta olarak tanımlandığını söyledi. Bu tezin ise tüm dünyada propagandasının yapıldığını belirtti. Kaya, Batı kültürünün bir parçası olan yılbaşı kutlama geleneğinin Türkiye'deki belediyelerce kutlanmaya başlanması ve kültürler arasındaki farklılıkların silinmeye başlaması gibi örnekler vererek bu propagandayı anlattı. Bu tür dayatmalara yalnızca kültürel alanda değil, siyasal alanda da maruz kaldığımızı örneklerle belirtti. Müslüman halklar bu dayatmalara karşı koyup itiraz ettiklerinde dahi aynı kültürel hegemonya bu tepkileri "Siz demokrasi istemelisiniz yahut liberal taleplerle öne çıkmalısınız!" şeklinde tespit ve temennilerle belirlemeye çalıştığını ifade etti. Bir diğer örnek olarak ise Mısır'daki ayaklanmanın ardından ihvan mensuplarına İsrail'i tanımaları ve İsrail'le sorun yaşamamaları konusundaki ısrarlı dayatmaları verdi. İsrail ile iyi ilişkiler kurmanın insanlığın kabul etmesi gereken bir değermiş gibi dayatıldığını belirtti. Bunu kabul etmek istemeyen insanların ise Gazze örneğinde olduğu gibi kuşatma, açlık ve bombalamalara maruz kaldığını ifade etti. İsrail'i tartışan Müslümanlar için ise aşırılık, radikalizm ve fanatizm algısını söz konusu etmeye çalıştıklarını dile getirdi.

Konuşmasının devamında Kaya, 90'lı yılların başında, İslami hareketlerin Batı merkezli olarak "siyasal İslam'ın iflası" gibi teori, tespit veya temennilerle yönlendirilmeye çalışıldığını anlattı. Son dönemde Ortadoğu'daki statükoyu sarsan gelişmelerin yine bu tespitlere maruz kaldığını söyleyen Kaya, emperyalistlerin bu gelişmeleri İslami talepler olarak değil de egemen güçlerin alışık oldukları demokratik ve liberal hak talepleri olarak dayatmaya çalıştıklarını belirtti.

Rıdvan Kaya konuşmasının sonunda "Neler yapmalıyız?" sorusuna cevap aradı. Öncelikli olarak zihinsel netliği sağlayıp, kavramlarımızın tutarlı olmasına dikkat etmemiz gerektiğine, kapsamlı bir tavır almanın yanında vahyin sosyalleştirilerek şahitlik görevinin yerine getirmei ve hayata müdahale eden bir İslami anlayışla toplumun sorunlarına eğilmemize, yaşadığımız coğrafyada tutarlı bir çizgi sürdürerek Rabbimizin emrettiği gibi adil şahitler olmamız gerektiğine vurgu yaptı. Zaaflarımız konusunda bazı tespitlerde bulunan Rıdvan Kaya, şu an Müslüman kardeşlerimizin Kur'an'la yeterince ilişki içerisinde olmadıklarını belirterek ayrıca Peygamber (s)'i anlamamaktan kaynaklanan hatalar yapıldığına, cahili anlayışlarla net bir biçimde hesaplaşamamaktan ve cemaat bilinci ve sorumluluğunu yeterince kavrayamamaktan doğan zaaflarımızın olduğuna, zaaflarımızı iyi okuyup onları giderici bir çaba içerisinde olmamız gerektiğine dikkat çekti.

Son olarak da çabalarımızın karşılığının uhrevi olduğuna, daha geniş, daha kuşatıcı bir bakış açısına sahip olmamız gerektiğine, sıradanlaşma tehlikesine karşı uyanık olmamız ve iddialarımızın büyüklüğünün farkında olmamız gerektiğine, İslami kimliği ve İslami alternatifi her vesileyle bayraklaştırmamız gerektiğine ve hayata bütüncül bakarak gündemi doğru bir şekilde takip etmemiz ve yorumlamamız gerektiğine vurgu yapan Rıdvan KAYA, sözlerini duayla bitirdi.

Program soru-cevap kısmının ardından sona erdi.

Oral Afşar / Haksöz-Haber

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Gazze nöbeti devam ediyor
Çocuklar "Hayat Namazla Güzeldir" sloganlarıyla yürüdü
Aksa Tufanı ve kazanımları
Özgür-Der Üniversite Gençliği programlarına başladı!
Diyarbakır Özgür-Der Gençlik Çalışmaları başladı