Rezil olmanın bile bir adabı vardır!

Altılı masa dağılırken arkasında oluşturduğu toz bulutu şovmenlere malzeme oldu!

HAKSÖZ HABER

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener şu sözlerle altılı masadan ayrıldığını açıkladı:

"Milletin ortak iyiliği için iyi niyetlerle oturduğumuz 6'lı masa, artık potansiyel adayların tartışıldığı bir ortak akıl platformu olmaktan çıkmıştır. Tek bir adayın tasdiki için çalışan, bir noter masasına dönüşmüştür. Bu vesileyle anlamış olduk ki şahsi hırslar, Türkiye’ye tercih edilmiştir. Anlamış olduk ki kişisel ajandalar uğruna, mübah sayılan kuyruklu yalanlar milletin kazandığı bir büyük hakikate tercih edilmiştir. Anlamış olduk ki yenilgi yenilgi büyüyen küçük hesaplar, 85 milyonun kazandığı kutlu bir zafere tercih edilmiştir."

Akşener’in bu sözlerinin ardından kazan kaynamaya başladı. CHP’ye yakın medya organları Meral Akşener’i “ihanetle” suçlarken İYİ Partiye yakın çevreler ise Kemal Kılıçdaroğlu’nu “kendisini dayatmakla” itham ettiler. Kemal Kılıçdaroğlu'nun ise yaptığı açıklamada "Erdoğan’ın propaganda makinesi" sözleriyle Akşener'i kast ettiği düşünülüyor.

Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanma ihtimalini güç gördüğü için bir yılı aşkın bir süredir “kazanabilecek aday” vurgusu yapıyor. Kılıçdaroğlu ise CHP’nin masadaki ağırlığını kullanarak liderliği arkasında iyi örgütlediği partisinin gücü sayesinde kendisi aday olmak istiyor.

Millet İttifakı içerisindeki tartışma altılı masanın dağılmasıyla sonuçlandı. Akşener’in yaptığı açıklamadaki üslubu eleştirirken CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermeye çalışan sol-liberal çevreler oldukça üzülmüş durumda. Egoları ve makam-mevki sevdaları sebebiyle her iki siyasinin de birbirinden çok farklı olmadıklarını görmek gerekiyor. Bu kadar farklı olsalar bunca sene birlikte yol yürüyebilirler miydi?

Ortada tam bir kaos var. İYİ Parti’den istifa ettiğini söyleyen Milletvekili Ayhan Altıntaş ise ertesi gün istifadan vazgeçtiğini duyurdu. Akşener’in attığı bu adımın partisinde ve seçmende nasıl karşılık bulacağı tam bir belirsizlik…

Tüm bu yaşananlarından ardından en gülünç durum ise “cumhurbaşkanı adayı” tartışmaları etrafında yaşanmaya devam ediyor. Meral Akşener’in öfke püskürdüğü CHP’nin belediye başkanlarını göreve çağırması olumlu karşılık bulmadı.

Vaziyet böyle olunca dumanlı havadan istifade eden şovmenler ise adaylık yarışına girişti. Yıllardır televizyonda “her konunun en çok bileni” olarak boy gösteren Ersan Şen, Habertürk canlı yayında kendisine yöneltilen "Ersan Hocam, Meral Hanım arayıp sizi Cumhurbaşkanı adayımız olarak görmek istiyoruz dese ne yaparsınız?" sorusuna şöyle karşılık verdi:

"Sayın Meral Akşener’den ve İYİ Parti’den böyle bir teklif gelirse elbette seve seve kabul ederim." 

Canlı yayının devamında Ersan Şen "Meral Akşener biraz önce aradı, ‘Hocam adaylık konusunda ciddi misiniz?’ dedi. ‘Ciddiyim’ deyince ‘Kapımız açık, buyurun görüşelim’ dedi." ifadelerine yer verdi. Bir fıkra kıvamında devam eden bu sohbetin neticesinde Ersan Şen cumhurbaşkanı adayı olabilir!

Takdir” sözleriyle olası adaylığı hakkında ilk açıklamayı yine aynı canlı yayında yapan Ersan Şen bölünmüş muhalefetin adaylarından birisi gözüküyor şimdilik. İYİ Parti isminden başlayarak popülizmin her türlü ekmeğini yedi. Millet İttifakı zaten ırkçı popülizmin de siyaset içerisinde meşrulaşmasını sağlamıştı. Onları gündemde tutan şey ise seçimin kendisinden daha çok merak edilen “aday kim olacak?” meselesiydi ve ellerinde patladı!

Yaşanan bu rezalet o kadar büyük ki deprem felaketini bile unutturdu. Altılı masanın adayının açıklanması beklenirken ortaya çıkan kaos dindirilebilecek mi ilerleyen günlerde göreceğiz… Esas konulardan birisi ise ittifak içinde kaosun çıkması değil. Tartışmalar ve ayrılıklar olabilir ancak her şeyin bir adabı vardır. Rezil olmanın bile…

Yorum Analiz Haberleri

Siyonistlerden dost olmaz, ne Kürtlere ne de bir başkasına
“AB İsrail’i daha ne kadar koruyacak?”
“BM Siyonizm'i ırkçılık saysın”
Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası