Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklardan bazılarıyla, müdahiller ve tarafların avukatları katıldı. Tutuklu sanıklar Fikret Nazik, Mehmet Genç, Nasır Eskiocak, Ergin Ördek, Yusuf Büyükkasım, Doğan Özdemir, Mehmet Kılıç, Ahmet Mansuroğlu ve Süleyman Evet, bulundukları Adana F Tipi Cezaevi'nden sesli ve görüntülü sistemle bağlantı kurdu.
Kimlik tespitinin ardından söz alan avukat Tahsin Koç, davanın mayıs itibarıyla 4. yılını tamamlamış olacağını belirterek, mahkemeden dosyadaki eksikleri bir an önce giderip artık karar aşamasına gelmesini talep ettiklerini söyledi. Koç, daha hızlı karar verilebilmesi açısından hakkında yakalama kararı bulunan şüphelilerin dosyasının bu dosyadan ayrılmasını istediklerini bildirdi.
Avukat Özay Arıkan ise iddianameyi hazırlayan savcı Özcan Şişman hakkında soruşturmayı "gereği gibi yürütmediği için" HSYK'da bir soruşturma bulunduğunu belirterek, Şişman'ın tanık olarak dinlenmesi ve HSYK'daki dosyanın bu dosyaya kazandırılmasını talep etti.
Arıkan, "Savcı iddianameyi hazırlarken Mihraç Ural'ın lideri olduğu Acilciler diye bir örgütten bahsediyor. 4 yıl sonra bu örgütle ilgili ne kadar yol alındı, biz bunu bilemiyoruz. Reyhanlı saldırısının faili kim? Acilciler mi, IŞİD mi yoksa 15 Temmuz'dan sonra FETÖ mü?" diye konuştu.
Avukatların ardından söz alan mağdurlardan Fatma Tuna, davanın bir an önce karara bağlanmasını istediğini belirterek, "Bu katiller 53 kişinin canını aldı. Cezalarının verilmesini istiyorum" dedi.
Hatice Erboz da "1,5 yaşındaki çocuğumun günahı yoktu. Adaletin yerini bulması için bir an önce davayı sonlandırmanızı istiyoruz." diye konuştu.
Patlamada kızını kaybeden Edibe Çalım da "19 yaşında benim kızım, hayatını kaybetti. Kızımın gelinlikle cenazesini çıkardım." dedi. Çalım, gözyaşlarını tutamadı.
"BİZLER YORULDUK ARTIK"
11 Mayıs Şehitler Derneği Başkanı Ahmet Tuna da davanın bir an önce karara bağlanmasını istediklerini belirterek, "Bizler yorulduk artık. Ankara'ya da gelmek istemiyoruz. Bu davanın bir an önce bitirilmesi lazım. Biz bunlardan usandık. Burada tiyatro oynanmasın. Sanık avukatları bile savunacak bir yan bulamıyorlar." dedi.
Müvekkillerinin beraatını isteyen müdafi avukatlar da MİT tırları soruşturması kapsamında tutuklu bulunan savcı Özcan Şişman'ın dinlenmesi konusundaki talebe katıldıklarını bildirdi.
Müdafi avukatlar, olayda gerçek faillerin gizlendiği görüşüne katıldıklarını belirterek, "Yargılananların perde önüne çıkarılan kişiler olduğuna inanıyoruz. Herkes aynı fikirde. Dosyada çok eksik olduğu fikrindeyiz. Bir an önce bitmesi lazım. Bu adalet değil. Adaletin gecikmemesi lazım. Gerçek suçlu olanın cezalandırılması gerekir." dedi.
Saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınları, avukatların beraat talebine tepki gösterdi. Bunun üzerine mahkeme heyeti dinleyici kısmının boşaltılmasını istedi.
Savcının mütalaasında Özcan Şişman'ın dinlenmesi talebinin reddini istemesi üzerine karşı beyanda bulunan avukat Sevinç Hocaoğulları, şunları söyledi:
"Özcan Şişman ile ilgili HSYK'da bir soruşturma var. Bu soruşturma Reyhanlı davasıyla ilgili gereğini yapmamakla ilgili. Özcan Şişman, katliamı gereği gibi yürütmediği için yargılanacaksa o zaman buraya gelmeli. Zaten daha önce karar verildi diye bu talebimizin reddini talep ediyorsa Sayın Savcı'nın mütalaasının maddi bir dayanağı yoktur. O dosyanın bu dosyaya kazandırılması gerekir." dedi.
Tutuklu sanıkların tahliye taleplerinin alınmasının ardından mahkeme heyeti müzakereye çekildi.
Müzakere sonrasında ara kararını açıklayan heyet, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, Özcan Şişman hakkında HSYK'da yürütülen soruşturmanın akıbetinin sorulmasına hükmetti ve davayı 14 Nisan'a erteledi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Reyhanlı saldırısına ilişkin davanın iddianamesinde 2'si Suriyeli 33 sanıktan 19'u hakkında "devletin birliği ve bütünlüğünü bozmaya teşebbüsten" ağırlaştırılmış müebbet hapisle 52 kişinin ölümüne sebep olmaktan elli ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyor. Bu istemin ardından, saldırıda ağır yaralanan bir kişi daha hastanede hayatını kaybetmiş, ölenlerin sayısı 53'e yükselmişti.
Sanıklara, "silahlı terör örgütüne üye olma ve yardım etme", "öldürmeye teşebbüs", "patlayıcı madde bulundurma", "mala zarar verme", "kasten yaralama", "suçluyu kayırma" ve "130 kişiyi öldürmeye teşebbüs" suçlamaları da yöneltiliyor.
İddianamede saldırının, THKP/C-Acilciler lideri Mihraç Ural tarafından organize edildiği kaydediliyor. Ural'ın, Suriye'deki iç savaş sonrasında rejimin desteğiyle muhaliflere karşı savaştığı, Suriye istihbarat yetkilileriyle irtibatlı olduğu ve onların talimatlarını yerine getirdiği aktarılan iddianamede, "sanıkların eylemi, Suriye istihbarat örgütü ve bu örgütle paralel silahlı faaliyet yürüten THKP/C-Acilciler örgütünün talimatıyla gerçekleştirdikleri" bildiriliyor.
Davanın görülmesine Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanmış, Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesiyle görevli mahkeme ve savcılıkların kaldırılmasının ardından dava Hatay Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti. Dava, daha sonra güvenlik gerekçesiyle Ankara'ya nakledilmişti.