Rektör atamasından toplumsal muhalefet devşirmeye kalkan sol nostalji

Boğaziçi Üniversitesi merkezli gelişmeler Türkiye’de sol ve Kemalist kesimlerce toplumsal muhalefet devşirmek için paha biçilmez değerde bir fırsat olarak görülmeye devam ediyor.

HAKSÖZ-HABER

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanan Melih Bulu hadisesi, Sol ve Kemalist cenahların işgüzarlıkları sonucunda ülke gündemini meşgul etmeye devam ediyor.

YÖK’ün statüsü ve KHK marifetiyle üniversitelere rektör atamanın doğru ve tutarlı bir tercih olup olmadığı elbette ki tartışmaya açık bir husus. Bununla birlikte Sol ve Kemalist ideoloji mensuplarının güçlü oldukları bazı üniversiteleri adeta babalarının çiftliği gibi algılaması ve burada kurdukları tahakküm de kabul edilemez. Ülkede hükümetin doğru veya yanlış hemen her politikası karşısında muhalefet etmeyi kendisine misyon olarak belirlemiş kesimlerin diğer birçok gündem gibi Boğaziçi Üniversitesi hadisesini de istismar etmesinde şaşılacak bir durum yok. Onlardan üniversitelerdeki sol ve Kemalist tahakküme karşı aykırı bir ses veya tepki beklemek bu yüzden beyhude bir beklenti olur. Peki, kendisini sol ve Kemalist cenahın dışında konumlandıranlardan bu tutarlılığı beklemek doğal değil mi? Boğaziçi Üniversitesi’ne rektörün Cumhurbaşkanı tarafından atanmasını “kayyum” ile anan ve muhalefet eden sol ve Kemalistler dışındaki toplumsal-siyasal muhalefet öbekleri neden üniversitelerde dikkat çektiğimiz ideolojik tahakküme karşı sessiz?

Tencere-tavalar yine devrede

Anlaşılan birilerinin Boğaziçi Üniversitesi gündemini soğutmaya niyeti yok. Aksine bunu mümkünse biraz daha ileriye taşımak için ellerinden geleni yapıyorlar/yapacaklar. Nitekim üniversite kampus sınırlarını aşan ve ülke sathında bir kıvılcımının tutuşturulmak istendiğini gösteren gelişmeler yaşanmakta. Kampus sınırlarını aşan olay çoktan Boğaziçi Üniversitesi ve öğrencilerinin sorunu olmaktan çıkmış vaziyette.

Kamuoyunun Gezi sürecinden aşina olduğu tencere-tava eylemliliğine start verilmesi solun ve Kemalistlerin korona ikliminde de boş durmayacağı, yeni eylem-etkinlik araçlarıyla toplumsal muhalefet devşirmeye çabasını sürdüreceğini göstermekte.

Nitekim İstanbul'da dün gece yapılanlar da bu bağlamda bir gösterge niteliği taşımakta. Sosyal medya üzerinden yapılan çağrıya icabet eden çok sayıda sol ve Kemalist yurttaş, İstanbul’da gece evlerinde ışıkları yakıp söndürdü, tencere ve tavalara vurarak ve ıslıklar çalarak rektörlük seçimi yapılmasını istedi.

Yorum Analiz Haberleri

Siyonistlerden dost olmaz, ne Kürtlere ne de bir başkasına
“AB İsrail’i daha ne kadar koruyacak?”
“BM Siyonizm'i ırkçılık saysın”
Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası