CHP’nin, “Askerliği 6 aya indireceğiz” vaadi için, itirazım yok.
Seçmen bu vaade inanıyorsa, sorun yok. Gider oyunu verir..
Seçmen inanmıyorsa, oyunu vermez.
Böyle bir vaade kimsenin karışma hakkı da yok.
“Mazotu 1.5 TLyapacağız” vaadi için de aynı kural geçerli.
İsterseniz bu vaade inanırsınız..
İsterseniz, “Cem Uzan da aynısını söylüyordu ama, şimdi Fransa’da kaçak yaşıyor” der, gülüp geçersiniz..
“YÖK’ü kaldıracağız” vaadi için de yine aynı yaklaşım söz konusu.
İsterseniz “Ne güzel! YÖKkalkacakmış.Hemen oyumuzu CHP’ye verelim” dersiniz.
İsterseniz, “Daha birkaç yıl önce,YÖK’teki küçücük değişikliklerin yapılmaması için canla başla direnen bir parti ve o partinin o tarihdeki Genel Başkan Yardımcısı, şimdi ne olmuş da YÖK’ü kaldıracağını söylüyor? Bırakın bu palavraları” der, seçimde kullanacağınız oyu buna göre tesbit edersiniz..
Evet, bu vaadlerin hepsi, inanılırlık testinden geçerse, CHP’ye oy kazandırır. İnanılırlık testinden geçmezse oy getirisi olmaz..
Bu vaadlerde hiçbir sorun yok.
Sonuçta “kişinin sözüne güvenme” ile bağlantılı bir durum sözkonusu..
Amaaa.
“Her aileye en az 600 TL vereceğiz” derseniz..
Ve bunu açıklayan ayrıntılı tablonuzda, her aileye değil, sadece okuyan 4 çocuğu olan ve hiçbir geliri olmayan anne-babalı aileye 600 TL verileceği belirtilmiş ise...
İşte burada, bir kandırmaca var demektir.
Burada, bir aldatmaca var demektir.
Aldatma başka..
Kuru vaad başka..
“Hepinize ayda 5 milyar dağıtacağım” diyebilirsiniz..
Sizin sözünüze güven varsa, bu vaad ile oy toplayabilirsiniz.
Ama daha sözünüzü verirken, önce “Herkese 5 milyar” deyip, hemen devamında çoğu kişinin duymayacağı kısık sesle “Amaaa. Tunceli doğumlulara 5 milyar vereceğim” derseniz, işte bu aldatmaca demektir..
Dolayısı ile, burada devletin resmi kurumlarının, tüketiciyi koruma vazifesinin devreye girmesi gerekir.
Bu korumayı yapacak kurumun adı da, Reklam Kurulu..
Reklam Kurulu, bu tür yanıltıcı vaadler için, idari para cezaları veriyor.
Reklam ve ilanların durdurulmasına karar veriyor..
Birkaç örnek kararı, sizlerle paylaşayım.
Reklam Kurulu’nun bu yöndeki bazı kararlarını hatırlatayım..
Coca Cola ve Pepsi firmaları tarafından piyasaya sürülen ve ‘sıfır şeker-şekersiz maksimum tat’ sloganlarıyla tanıtılan ürünün reklamlarının ‘tüketicileri yanıltıcı ve aldatıcı’ nitelikte olduğuna karar verilip, Reklam Kurulu tarafından idari para cezası uygulaması yapılmış.
Çünkü “sıfır şeker” duyurusu, gerçek değilmiş.
Bir başka karar..
Vakıflar Bankası, internet sitesindeki tüketicilere yönelik kredi tanıtımlarında faiz oranlarına yer verilmesine rağmen, kredi kullanımı sırasında aylık faiz oranına ek olarak “komisyon”, “dosya masrafı” gibi adlar altında alınan ilave masraflar ile beraber oluşan “kredinin tüketiciye aylık ve yıllık maliyet oranı”nı açıkça belirtmemiş. Reklam Kurulu, bunu da yanlış bulmuş ve 67 bin 200 lira idari ceza uygulayıp, duyuruların durdurulmasına karar vermiş..
Bunun gibi, yüzlerce kararı var Reklam Kurulu’nun..
Dolayısıyla, CHP’nin “Her yoksul aileye 600 TL” vaadi de, Reklam Kurulu’un incelemesi gereken ve durdurma kararı alması gereken bir tanıtım..
Tekrar belirtiyorum, CHP açıklamasında, “Her yoksul aileye 600 TL” demekle yetinse.. Devamında, 600 TL vermek için, “çocuk sayısının dört olması, bu dört çocuğun da okuyor olması, anne babanın hayatta olması ve hiçbir gelirlerinin olmaması” şartlarını açıkca ilan etmese.. “Reklam Kurulu’nu ilgilendiren bir husus yok” der, geçeriz.
Ama CHP’nin yaptığı, tam bir aldatmaca.
Önce “Her yoksul aileye” deniliyor.
Sonra “Her yoksul aile”yi, “dört okuyan çocuklu, anne-babası hayatta olan aile”ye dönüştürüyor..
İşte bu çelişkili tavır, Reklam Kurulu’nu ilgilendiren bir aldatmaca..
Reklam Kurulu toplanmalı ve bu konuda acilen karar vermeli..
Vermezse, bugüne kadar uyguladığı yüzlerce benzer yöndeki kararı, sorgulanmaya başlar..
YENİ AKİT