Rejim ve destekçilerinin saldırıları 10 yılda Suriye halkında derin yaralar açtı

6 çocuğu ve 2 damadını Esed rejiminin saldırılarında kaybeden Muhammed Hatip, "Esed rejimi 10 yıldır bizi perişan etti. Savaş uçağı, roketler ve varil bombalarıyla saldırdı. Kimyasal ve klor gazı gibi kullanımı yasak olan silah kullandı." dedi.

Suriye'deki iç savaş 11'inci yılına girerken, Beşşar Esed rejimi ve destekçilerinin saldırıları, milyonlarca sivilde derin yaralar açtı.

Ülkenin güneyindeki Dera ilinde başlayan barışçıl protestolar, Esed rejiminin şiddetle karşılık vermesiyle iç savaşa dönüştü. Bu durum, yüz binlerce kişinin hayatına mal olurken, milyonlarca kişinin evinden, vatanından ayrılmasına yol açtı.

Rejim ve destekçilerinin saldırılarıyla İdlib'in doğusundaki Maardibse köyünden göç etmek zorunda kalan Muhammed Hatip, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye'deki olayların halkın haysiyetini ve şerefini korumak için çıktığını söyledi.

6 çocuğunu ve 2 damadını Esed rejiminin saldırılarında kaybeden 70 yaşındaki Hatip, "Esed rejimi 10 yıldır bizi perişan etti. Savaş uçağı, roketler ve varil bombalarıyla saldırdı. Kimyasal ve klor gazı gibi kullanımı yasak olan silah kullandı." dedi.

Rejimin geride kalan 10 yıl boyunca çocukları ve gençleri katlettiğini dile getiren Hatip, "(Esed rejimi) Hapishanelerdeki kadınlara tecavüz etti. Evleri yıktı. Altyapıyı imha etti. Milyonlarca sivili yerinden etti." ifadelerini kullandı.

"Esed rejimi, taş üstünde taş koymadı"

Saldırılar nedeniyle evini terk etmek zorunda kalan Hatip, "Esed rejimi, taş üstünde taş koymadı. Zorlu kış aylarında kalacak çadır bile bulamadık. Issız yerlerde günlerce çadırsız yaşadık. Kamplarda hastalık, yorgunluk ve zorlu hayat bizi bırakmadı." şeklinde konuştu.

İkinci el oyuncak ve elbise satarak torunlarının geçimini sağlamaya çalışan Hatip, "Çocukları güldürmeyi ve çocukların çocuk olduklarını unutturmamayı görev edindim. Tek isteğim evime geri dönmek." dedi.

Protestolara katılarak rejimin değişmesini istediğiniz için pişman mısınız sorusuna Hatip, "Her şeye rağmen, her yerimiz ateş olsa da çıktımız bu yolu bırakmayacağız. Her şeyi feda etmeye hazırız." yanıtını verdi.

Halep kırsalında yerinden edilerek İdlib'e sığınan Zahide Muheymid de iç savaşın başından beri birçok kez göç etmek zorunda kaldığını anlattı.

Muheymid, "10 senedir oradan oraya göç ediyorum. Kendi evimden tek bir eşya alamadım. Bombardımandan kaçmakla uğraştık. Çok insan öldü. Göç sırasında uçaklar sivillerin arabalarını vurdu." dedi.

Kampta yaşam şartlarının zor olduğunu ve çocuklarının isteklerini karşılayamadığını dile getiren Muheymid, "Bu beni çok üzüyor. En son bir sene önce et yedik. Sadece biz değil komşularımız da aynı durumda." ifadelerini kullandı.

Kış aylarında şartların daha da ağırlaştığını vurgulayan Muheymid, "Soba alabildik ama çok kısa bir süre kullandık. Yakacak bir şey kalmayınca bir ay önce kaldırmak zorunda kaldık." şeklinde konuştu.

Muheymid, en unutamayacağı olayı şöyle anlattı:

"Gece yarısı askerler çatışmaya, bombalar yağmaya başladı. Hemen bölgeden uzaklaştık. Yanımızda hiçbir eşya alamadık. O anda yağmur sel gibi yağıyordu. Geceyi dışarıda zeytin ağaçlarının altında geçirdik. Hava çok soğuktu."

"Dünyaya ne mesajı vermek istersin?" sorusuna Muheymid, "Yetimlere yardım etsinler. Babalarını savaşta kaybedenlere yardım etsinler." cevabını verdi.

Suriyeli çocuklar dilek balonu uçurdu

İdlib yakınlarındaki Betinte köyündeki derme çatma bir çadıra sığınan 13 yaşındaki Ahmet Said de Suriye'deki iç savaşın yıl dönümü nedeniyle gökyüzüne dilek balonu uçurduklarını, Esed rejiminin düşmesini dilediğini söyledi.

12 yaşındaki Ahmet Yusuf da "Evime geri dönmeyi ve dünyadaki diğer çocuklar gibi okula gitmeyi hayal ediyorum." dedi.

Suriye Haberleri

Ahmed el-Şaraa: Türkiye her zaman Suriye'nin yanında yer aldı, bunu unutmayacağız
Hakan Fidan: Doğru tarafta yer almış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye devrim lideri Ahmed el-Şaraa ile görüştü
İşgalci Çin’den Suriye’nin yeni yönetimine Uygur küstahlığı
Suriye'de 14 yıl sonra köyüne kavuşan Semir Akça evini mayınlarla çevrili buldu