Rusya'nın garantörlüğünü yaptığı rejim güçleri, Astana anlaşmalarını hiçe sayarak devam ettikleri yoğun hava ve kara saldırılarıyla daha önce kimyasal silah katliamı yaptıkları İdlib'in Han Şeyhun ilçesinin batısından 5,4 kilometre yakınına kadar ilerledi.
Rusya'nın garantörlüğünü yaptığı rejim güçlerinin Astana anlaşmalarını hiçe sayarak yoğun hava ve kara saldırıları sürüyor.
Rejim güçleri, karadan İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nden yeni yerleşimleri ele geçirmeyi sürdürüyor.
Rejim güçleri, İdlib'in güneyinde Hama sınırındaki Habit beldesini ve Sukeyk Tepesi'ni Özgür Suriye Ordusu'ndan (ÖSO) aldıktan sonra Kefer Ayn köyündeki stratejik öneme sahip Tel Teri Tepesi'ni ele geçirdi.
Böylece, rejim güçleri, İdlibi'in Han Şeyhun ilçesinin batısından 5,4, doğusundan da 11 kilometre kadar yaklaşmış oldu.
Yeni bir kuşatma alanı hamlesi
Esed rejimine bağlı güçlerin Habit beldesini ele geçirmesiyle Hama kuzeyinde uzun süredir muhaliflerin elinde bulunan Kefer Zita ve Latamine ilçelerinin kuşatma altında kalma riski oluştu.
Habit'in, Esed rejimi kontrolüne geçmesiyle bölgedeki çatışmaların seyrinin değiştiğini ifade eden Suriye muhalefeti kaynakları, geçen haftaya kadar rejimin Kefer Zita ve Latamine ilçeleri arasındaki bağlantıyı kesmeyi hedeflediğini ancak Sukeyk Tepesi ve Habit hamlesiyle saldırıların kuşatmaya dönme ihtimalini güçlendirdiğini belirtiyor.
Morik'teki TSK gözlem noktası
Rusya destekli Esed rejiminin ilerlediği bölgede, Morik ilçesinin güneydoğusunda Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) ait bir gözlem noktası bulunuyor.
Muhalifler, saldırıların genişlemesi veya bir kuşatma hamlesinin gerçekleşmesi durumunda Morik'teki gözlem noktasının da kuşatma tehlikesine gireceğini değerlendiriyor.
Han Şeyhun'a kimyasal saldırı
Esed rejimin 4 Nisan 2017'de düzenlediği sarin gazı saldırısında 100 sivil ölmüş, 500'den fazla sivil yaralanmıştı.
Kimyasal saldırının ardından ABD, 7 Nisan'da rejime ait Şayrat askeri hava üssünü vurmuştu.
Birleşmiş Milletler (BM) ile Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü (KSYÖ) ortak soruşturma misyonu tarafından (JIM), 6 Eylül 2017'de Han Şeyhun'da sarin gazı kullanıldığı, 27 Ekim 2017'de de saldırının rejim tarafından düzenlendiği teyit edilmişti.
İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ndeki durum
Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib ili neredeyse iç savaşın başından bu yana muhaliflerin kalesi niteliğinde bulunuyor. İç göçle nüfusu 4 milyona ulaşan İdlib'in merkezi, Mart 2015'te muhaliflerin kontrolüne geçti. İdlib, rejimin en yoğun hedef aldığı bölgelerin başında geliyor.
Türkiye, Rusya ve İran 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında, İdlib ve çevresini "Gerginliği Azaltma Bölgesi" ilan etti. Rejim güçlerinin ateşkesi sık sık ihlal etmesi üzerine Türkiye ve Rusya ek mutabakata vardı.
Rejim güçleri, destekçilerinin yardımıyla 17 Eylül 2018'de Rusya'nın Soçi kentinde imzalanan mutabakata rağmen saldırılarına devam ediyor.
Kazakistan'ın başkenti Nur Sultan'da 25-26 Nisan'da Türkiye, Rusya ve İran arasında düzenlenen 12'nci toplantı sırasında artan saldırılar aynı yoğunlukta sürdü.
Esed rejimi ve destekçilerinin, Türkiye ve Rusya'nın İdlib mutabakatını imzaladığı 17 Eylül 2018'den beri ateşkesi ihlal ederek gerçekleştirdiği saldırılarda 750 binden fazla sivil yerlerinden edildi.
Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Beşşar Esed ve destekçilerinin, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ne 26 Nisan-27 Temmuz'da düzenlediği saldırılarda 208'i çocuk, 140'ı kadın 781 sivilin yaşamını yitirdiğini duyurmuştu.