Suriye İnsan Hakları Şebekesi, pazar günü Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle, 2011'in Mart ayında halk ayaklanmasıyla başlayan devrimde, Suriyeli kadınların, rejim, militan gruplar ve Kürt hizipleri tarafından maruz kaldıkları insan hakkı ihlallerini içeren bir rapor yayınladı.
"Yasemin Uçurumu" başlıklı rapor, hükümete bağlı kuvvetlerin; rastgele füze atışı, tanklar, küme bombaları, zehirli gazlar ve varil bombalarının yanı sıra, kesici aletlerle gerçekleştirdikleri infaz operasyonlarıyla, devrimin başladığı 2011 Mart ayından bu yana, 18457 kadının hayatını kaybettiğini belirtti.
Şebeke, ayaklanmanın başladığından beri, 6580 kadının keyfi tutuklandığını ve 225'inin 18 yaşın altında olduğunu ortaya koydu. Ayrıca, Suriye cezaevlerinde 2500 kadının hala tutuklu olduğunu ve 450'inin ise zorla kaçırıldığını ifade etti.
Tutuklu yakınlarının hükümet güçlerinin bu konudaki sorumluluğunu vurgulayan ifadelerine rağmen, Suriye hükümeti kadınların gözaltına alınmasını inkar etti. Şebeke söz konusu raporunda, hükümet güçleri tarafından 7500 kadının cinsel tacize uğradığını, 850'sinin gözaltı merkezlerinde olduğunu ve 400'ünün ise 18 yaşın altında olduğunu dile getirdi.
Yine raporda, 2011'den beri, 31 kadının Demokratik Birlik Partisine (Suriye'deki Kürt partilerinden) bağlı kuvvetler tarafından öldürüldüğü ve çoğunun rastgele atılan bombalar aracılığıyla hayatını kaybettiği ifade edildi. Partiye bağlı "Halkı Koruma Kuvvetleri"nin, zorunlu askerlik gerekçesiyle, sadece 2014 yılında yaklaşık 43 kadını tutukladığı ve 24'ünün ise 18 yaşın altında olduğu belirtildi.
Rapora göre, 2014'ün başından beri IŞİD'in, Deyrizor, Rakka ve Hama'nın doğu kırsalında yürüttüğü rastgele bombalamalar, çatışmalar ve idam operasyonları 4'ü zina suçlamasıyla recm cezasıyla olmak üzere toplam 159 kadının ölümüyle sonuçlandı.
Şebeke, 2013'ün başından beri, örgütün aralarında farklı alanlarda birçok aktivist kadının bulunduğu 520 kadını tutuklamasının yanı sıra, kadınların düşünce, inanç, mahremiyet, kıyafet, hareket etme, çalışma, eğitim haklarını ihlal eden ve kadın erkek arasında bariz bir şekilde ayrımcılık teşkil eden özel yasaları zorunlu tuttuğunu söyledi.
(Kaynak: Rabia Platformu)