Referandumda ‘evet’ çıkacak çıkmasına da!

Abdurrahman Dilipak

Ramazan’a kaç gün kaldı? Çarşamba günü Ramazan’ın ilk orucunu tutuyor olacağız. Bunun anlamı Salı akşamı ilk teravih namazını kılacağız.. Yani tam bir hafta kaldı.. Şeytan bağlanacak.. Çok çalışmamız, çok tevbe ve dua etmemiz gereken bir zamana şimdiden hazırlıklı olmamız gerek..

Nihayet askeri şura da başladı, bugün tartışmalı konuların görüşülmesinin tamamlanmış olması gerekiyor. Yarın da muhtemelen Çankaya’nın onayına sunulacak..
YAŞ süreci de böylece tamamlanmış oluyor..
SP’de kongre tartışmaları da bitmiş gözüküyor.. İl başkanlarının % 95’i yeni bir kongre istemiyor.. İddiaya göre hoca yeni bir parti kuruluşu için düğmeye bastı bile.. Ama birileri bu defa da BBP’de kongre tartışmaları başlattı.
BBP, içinde birilerinin bir takım olaylara bulaştırılması kaygısını taşırken, Dörtyol’da yaşanan olay MHP’de tam anlamı ile şok etkisi yaptı.. “MHP’li, JİTEM bağlantılı ve PKK işbirlikçisi” iddiaları MHP tabanında derin kaygılara sebep oldu..
MHP tabanındaki tartışma burada bitmeyecek gibi gözüküyor. Bahçeli’yi üzecek, kendisini de tartışmanın merkezine çekecek yeni oluşumlar deşifre edilebilir, yeni gelişmeler yaşanabilir..
CHP için de durum çok farklı değil.
Ergenekon yapılanması içinde MOSSAD bağlantısı hem CHP-MHP, hem de PKK’yı içine alıyor..
CHP’de ‘Gandi’den çok Sav’a, onun ilişkilerine bakmak gerek. Gandi “karar verici” değil.. İşi bittiğinde de CHP’nin geleceğinde varolacak bir karakter olduğunu sanmıyorum.. Orada da ya da meydanlarda sahici biri gibi gözükmüyor..
İşin kötü yani referandum tartışmasının iktidar ve muhalefet partilerinin karşılıklı suçlama ve meydan okumalarına kurban ediliyor olması.
Keşke Erdoğan daha az sahne alsaydı da sivil toplum bu konuda öne çıksaydı..
CHP’nin bütün çabası, referandumu “AK Parti’ye evet mi, hayır mı” tercihine dönüştürmeyle ilgili.. Öte yandan da AK Parti ve Zaman gazetesi çevresi referandumu, Ergenekon’a evet ya da hayıra dönüştürüyor sanki.. Yani umut değil korku faktörü öne çıkıyor. Bu iş bir hesaplaşmaya dönüştürülüyor.
Bu yanlışa düşülmemesi gerekirdi.
Bana göre “evet” açık ara önde kapatacak. Ama bu günkü şekilde devam ederse evet oyu % 55 civarında kalır.
Bana kalırsa hedef “evet” değil, bu oylamada “evet”in “açık ara önde” olması..
Herkes kendi tabanına sesleniyor. Bana göre bu yeterli değil. Ortada kalan kesimin oyunu almak, onu sandığa getirmek önemli.. Bu şekilde bir tartışmada kullanılan dil ve uslub, bu orta kesimi bu işten soğutur ve onları sandıktan uzaklaştırır.. Sonucu belirleyecek olan bu kitledir..
Şu anki hesaplara göre sandığa gitmeyeceklerin oranı % 30 civarında.. Bu oran % 35 de olabilir, % 25’e de çekilebilir.. Özellikle güneydoğuda sandığa gitmeyen seçmen oranı BDP’nin gücünü göstermek açısından son derece önemli..
Bu referandum hem Kürt seçmenin tercihi, hem de 2011 seçimlerinin sonucunu göstermesi bakımından önemli.. Bu referandum CHP ve MHP’nin gidişatını da gösterecek..
Bu süreçte, AK Parti, CHP, MHP ve BDP dışında DP ve diğer partilerin buharlaştığını görüyoruz. Sadece SP ve BBP’de bir varolma mücadelesi yaşanıyor.. Her iki parti de referandumda “evet” kanadında yer alıyor.. Bu da Ergenekon’un SP üzerindeki umutlarını boşa çıkarmış durumda.. MHP’den BBP’ye kayış da birilerini tedirgin ediyor sanki..
Ergenekoncuların teröre başvurması, Dörtyol ve İnegöl’de halkı sokağa dökme çabaları aslında onlar açısından bekleneni vermek şöyle dursun, aleyhlerine ciddi bir kamuoyu oluşmasına sebep oldu.. CHP’nin ortaya attığı iddiaların içi boş birer komplo olması da etki gücünü yok etmesinin yanında, parti tabanından eleştiri almasına sebep oldu..
Gandi’nin konuşmaları, kendi tabanındaki heyecan ve kararlılığı artırmıyor, sadece orta kesimdeki kişilerin kafalarının biraz daha karışmasına sebep oluyor o kadar. Bana kalırsa attığı taş da ürküttüğü kurbağaya değmiyor. Çünkü CHP tabanından gidenler, referandumda sandığa gitmeyecek orta kesimdeki insanlardan daha fazla.. CHP’den gidenlerin hepsi belki “Evet” demeyecek ama, sandığa da gitmeyecek. Onun için Gandi’nin performansı nihai tahlilde evet tarafının işine yarıyor..
Bana göre “evet” konusunda bir belirsizlik yok. Geleceği Allah bilir kuşkusuz, ama bu evet % kaç destek alacak? Eğer bu % 5 ve altında bir farksa bu durum toplumdaki gerilimi daha da artırabilir. En az % 10’luk bir fark varsa, birilerinin inadı kırılmış olur.. Onun için tek bir oy bile önemli.. Benim açımdan “Def-i mazarrat, celbi menafiden evladır.” Bu vesile ile bunu da ifade etmek isterim..
Ancak referandumda sonuç % 70 evet de olsa, bu günden yarına bu tartışmalar bitmeyecek. Ama süreç hız kazanacak. Darbecilerin inadı bir ölçüde kırılacak ve değişimin önünde fazla bir engel kalmayacak..
Benim hedefim % 70 katılım, oy kullananların % 60’’ı evet.. % 40 AK Parti, % 5 SP, % 2 BBP, CHP, MHP, BDP’den gelen % 13, CHP’nin hayırcıları CHP oylarının % 24’ü, MHP oylarının % 50, BDP’nin % 50’si. Bunun sandığa “evet” olarak yansıması % 13 dolayında olur. AK Parti’den gelen % 3, SP’den % 0.5, BBP’den % 0.5. Diğer sağ ve sol partiler % 2. Arada kalan kesim de sandığa gitmeyecek.. AK Parti % 3, SP, BBP ile % 4 verip, % 13 alacak.. Arada “evet” lehine % 9 fark var. Seçimin sonucunu tayin edecek de sandığa gitmeyecek olanlar ve bunlar. Onun için bu partilerin tabanlarını, umut ve korkularını hesaba katarak yaklaşmak lazım bu insanlara..
Bunlar görünen köyün hikayesi. Gün doğmadan neler doğar ona bakmak gerek. Benim açımdan asıl konu, bu süreçte sorumluluklarımla ilgili.. Gerisi Allah (cc) nasıl dilerse öyle olacak. Bize hayır ya da şer gibi gelmesi, o işin öyle olacağı anlamına da gelmez.. Garip ama bazen insan öyle şeyler ister ki, o şey “dua ile istenen bela”ya döner..
13 Eylül günü hayat kaldığı yerden devam edecek, bir dert bitip, yenileri başlayacak. Hayat böyle bir şey değil mi?
Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.
Bir şey daha söyleyeyim mi, ne istediğiniz oldu diye çok sevinin, ne de istediğiniz olmasa bile fazla üzülmeyin. “Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim, bana seni gerek seni” deyin.
Selam ve dua ile..

VAKİT