Referandum Tiyatrosu

Ahmet Varol

Onca zulüm, işkence, eziyet ve katliama rağmen Suriyeli gençler yine de biraz eğlenceye vakit ayırarak üstlerindeki sıkıntıyı atmaya çalışıyorlar. Beşşar Esed’in referandumu da onlara eğlence konusu oldu. Baas diktasının saldırılarından biraz nefes alabildikleri yerlerde amatörce çevirdikleri tiyatrolarla referandumla alay ederek eğlenmişler. Çevirdikleri oyunların görüntülerini fırsat bulup internetle dünyaya yayarak başkalarının da görmesini sağlamışlar. Gençlerin çektiği görüntüler kendi amatör oyunlarından ama Baas diktasının referandumuna da tam oturmuş. Zaten Suriyeliler de yapılana referandum tiyatrosu adı verdiler.

Bilindiği üzere Suriye diktatörü sözde bir anayasa değişikliği yapmak için 26 Şubat Pazar günü bir referandum gerçekleştirdi. Bu kez sandıklardan sadece %89.4 oranında "evet" oyu çıktı. Yani Baas diktası bu kez biraz oy kaybetmişti. Anlaşıldığı kadarıyla Arap baharının Suriye’ye de sıçraması ve on bir aydan beri süren ayaklanmayı bastırmak için gerçekleştirilen kanlı saldırılar, binlerce insanın hunharca katledilmesi Baas diktatörüne az da olsa bir miktar oy kaybettirmişti. Çünkü 2000 yılında babasının ölmesinden sonra tek aday sıfatıyla cumhurbaşkanlığı seçimlerine girdiğinde aldığı "evet" oylarının oranı %97.29 idi. 2007 yılında yedi yıllık cumhurbaşkanlığı dönemini tamamlamasının ardından yine tek aday sıfatıyla tekrar seçimlere girdiğinde ise oyları azalmamış bilakis artmıştı ve %97.62 oranında "evet" almıştı. Yani yedi yıllık iktidar onu yıpratmamış, halkının ona desteği artmıştı. Yüzde iki oranında red oyu çıkması ise demokrasinin bir gereğiydi. Çünkü demokraside muhaliflere de söz hakkı verilmesi gerekir.

Anayasa ne de olsa bir reform anayasası. Ülkedeki siyasi yapıda köklü değişiklikler gerçekleştiriyor. Bunların başında ise cumhurbaşkanlığı adaylığına sınırlama getirmesi geliyor. Bir kişinin başkanlık koltuğuna oturduktan sonra tabuta girinceye kadar orayı terk etmediği bir ülkede böyle bir sınırlama getirilmesi elbette köklü reform kabul edilecektir.

Yeni anayasaya göre bir kişi cumhurbaşkanlığına en fazla iki kez seçilebiliyor. Ondan sonra aday olamayacak. Ama bu sınırlama eski seçilmeleri kapsamıyor ve yeni seçimler mevcut cumhurbaşkanı dönemini tamamladıktan sonra yapılacak. Dolayısıyla Beşşar, 2014’e kadarki dönemini tamamlamadan yeni seçim yapılamayacak. Böylece üç yıla yakın bir süre daha bu dönem için kalacak. Ondan sonrası için ise sadece iki dönem daha seçilebilecek. Böylece 17 yıl daha cumhurbaşkanlığı makamında kaldıktan sonra anayasa gereği koltuğu bırakmak zorunda olacak. Adam en azından emeklilik yaşına gelinceye kadar, genç ve performansı yerindeyken halkına hizmet etmek istiyor. Bu süre içinde oğlu Hafız da cumhurbaşkanlığı makamına oturacak yaşa gelir en azından. Böylece dede Hafız’ın mirası torun Hafız’a geçer ve Suriye de yeni Hafız Esed’ine kavuşmuş olur. Artık bundan iyi reform mu olur!

Bu Suriye halkı da ne inatçıymış! Hâlâ adamın gitmesi için zorluyorlar. En fazla 17 yıl sonra gitmesini zorunlu kılan maddeyi anayasaya yerleştirdi. Adam bizzat kendisinin hazırlatıp halka onaylattığı anayasasını da çiğneyecek değil ya!

Üstelik yeni anayasa çok partili sistemi de getirdi. Artık bundan sonra Baas Partisi devletin ve toplumun tek siyasi temsilcisi olmayacak. Halkın önüne birden fazla siyasi parti çıkabilecek. Ama halk tutar yine Baas’ı iktidara getirirse kimsenin bir şey demeye hakkı olamaz. Referandumda Esed’in sunduğu anayasa taslağına % 89.4 oranında "evet" oyu veren halk, yarın yine dipçik zoruyla sandık başına gider ve namluların gösterdiği kartları seçmek zorunda kalırsa yine Baas Partisi’ni iktidara getirmez mi? Reform geldi diye namluların ve dipçiklerin gücü ortadan kalkmış değil.

Bugün anayasa referandumunda gazetecilerin ve gözlemcilerin girmesinin engellendiği sandık başlarına doksan gün sonra parlamento seçimlerinde izin verilecek mi? Gazetecilerin bile gözlemlemesinin yasak olduğu sandıklarda kartlardan önce namluların konuşmaya devam edeceğini şimdiden tahmin edebiliriz.

Gördüğünüz gibi Suriye yeni anayasayı oylayarak köklü reformlar getiren yepyeni ve demokratik düzenine kavuştu. Artık bu direnişçiler ve muhalifler galiba biraz yokuşa sürüyorlar.

YENİ AKİT