AK Parti’li siyasetçilerin artık referandum kampanyası için Almanya’ya gitmeyecek olmaları Berlin’de tabii ki memnuniyetle karşılandı.
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’e göre bu sayede “Almanya’daki Türk seçmenlerin, oylarını nasıl kullanacaklarına biraz daha sakince düşünerek karar verebilmeleri ümidi” doğdu.
Demek ki neymiş?
Seçmenin sükunetini bozmamak için siyasetçileri seçmenden uzak tutmak lazımmış!
Şimdi Almanya Başbakanı Angela Merkel’den şöyle bir açıklama bekliyoruz:
“Gelecek eylül ayındaki Bundestag seçimleri için hiçbir partimiz kampanya yapmasın, miting düzenlemesin, halkla buluşmasın ki Alman seçmeni hangi partiyi tercih edeceğine sakince karar verebilsin.”
Seçim propagandasının olmadığı huzurlu seçimler…
Çok partili demokratik sistemde yeni bir çığır…
Şahane.
***
Habertürk TV’de bir grup gazetecinin 16 Nisan’daki anayasa değişikliği referandumu ile ilgili sorularını cevaplayan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Zeyrek’in “Siz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ‘tek adamlık’la itham ediyorsunuz, ama o da sizin için ‘7 seçim kaybetti, halen koltukta oturuyor. Bu tek adamlık değil mi?’ diyor” hatırlatması üzerine, dünya zekâ tarihine altın harflerle geçecek olan şu muhteşem cevabı verdi:
“Ben hep seçimle geldim...”
Bunu duyar duymaz “Peki Erdoğan tayinle mi geldi?” diye tepki gösterecektim ki, içimden bir ses beni durdurdu.
“O kadar basit olamaz” dedi içimdeki ses; “Kemal Kılıçdaroğlu bu konunun gündeme geleceğini hesap etmemiş ve Erdoğan’a vereceği cevabı uzun uzun düşünmemiş olamaz. Düşünüp düşünüp ‘Ben hep seçimle geldim’ cevabını vermişse, bunda derin bir hikmet aramak gerekir.”
Arıyorum arıyorum, bulamıyorum; öyle derin.
***
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve birçok hükümet üyesinin söylemlerinden anlıyoruz ki, referandumda anayasa değişikliğine “hayır” demenin manası FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerini desteklemek, 15 Temmuz 2016’daki askerî darbe teşebbüsünü de tasvip etmektir.
Demek ki Türkiye Cumhuriyeti, kanlı terörün ve anayasal düzeni askerî darbe marifetiyle değiştirme anlayışının bekasını referandumda milletin önüne bir tercih olarak koyacak derecede ultra demokratik bir devlet.
Bunun pazarlamasını iyi yapmak lazım.
Kendimizi Batı’ya iyi anlatamıyoruz.
Karar