RIDVAN KAYA / HAKSÖZ-HABER
Türkiye gündeminin yoğunluğu ve harareti öncelik vermemiz, dikkatimizi yoğunlaştırmamız gereken sorumluluk alanlarımızın zaman zaman gözümüzden kaybolmasına, tali duruma düşmesine neden olabiliyor. Suriye konusu da doğal olarak bu durumdan etkilenmekte.
Halep’te yaşanan vahşet ve dramın Türkiye kamuoyunda meydana getirdiği büyük hareketlilik ve canlılığın ardından yardımların temposunun yavaş yavaş düştüğü, sahiplenme düzeyinin gerilediği biliniyor. Oysa Suriye halkına tahmil edilen zorbalık kesintisiz biçimde devam etmekte. Rejim ve destekçilerinin mazlum halka dayattıkları zulümler ivme kaybetmiş olmakla birlikte can yakmayı, can almayı sürdürüyor. Ayrıca da milyonlarca insanın karşılaştıkları zor ve sıkıntılı durum, içinde yaşamak zorunda kaldığı olumsuz şartlar, imkânsızlıklar ve yetersizlikler bu konunun her zaman istikrarlı ve yoğun bir düzeyde sahiplenilmesini zorunlu kılmakta. (…)