Ramazan Pişkin'e Atılan İftiranın Öğrettikleri

Diyarbakır Ulu Camii’nin müdavimi Ramazan Pişkin psikolojik rahatsızlık gerekçesiyle akıl hastanesine yatırılmıştı. Kendisini tanıyanların şehadetleriyle de görüldüğü üzere Pişkin’in uğradığı iftiranın bize öğrettiği bazı şeyler olmalı.

HAKSÖZ HABER

14 Mayıs 2020 tarihinden beri Elazığ Şehit Fethi Sekin Şehir Hastanesi'ne yatırılan Diyarbakır Ulu Camii’nin hoş sohbet filozofu Ramazan Pişkin ile ilgili birçok paylaşıma şahit olduk. Ramazan Hoca olarak tanınan şahıs, yıllardır hiç kimseden bir karşılık beklemeden Ulu Cami’ye gelen hem turistlere hem de namaz kılmak için gelen hemşehrilerine Allah’ın ayetlerini ve gündemdeki konularla ilgili analizlerini Kuran’daki öğütlere göre kendince anlatan bir vatandaştır. Hızlı ve heyecanlı konuşması ile tanınan Pişkin’in bu güne kadar zarar verdiği herhangi biri olmamıştır. Diyarbakır’da onu tanıyanlar, hoş sohbet biri olduğunu ve asla nezaketsiz tavırlara sahip olmadığını defaatle paylaşmışlardır. Camiye gelen hanımefendiler konusunda da, mahkeme kararında da görüleceği üzere, mabedin nasıl ziyaret edileceğine dair uyarılarda bulunduğuna ve bunu da asla kaba bir üslup ile yapmadığına dair birçok Müslüman’ın şahitliği de söz konusudur. Bununla beraber kendisi ile yapılan son konuşmada da söylediği gibi Allah’ın ayetleri ile ilgili de taviz vermeyen bir tutuma sahip biridir.

Böyle bir arka plan aktarımından sonra iki günlük paylaşımlar irdelendiğinde, yorumların birçoğunun Ramazan Pişkin’in lehinde olması mutluluk verici bir olaydır. Fakat Müslümanlar ile ilgili hemen hemen her konu da olduğu gibi bu konuda da defansa geçip, kendi kalesine gol atma gayretleri içinde olan Müslümanlara da şahit olmaktayız. Müslümanlar olarak muhakkak ki gelen herhangi bir haber ile ilgili öncelikle şüpheyle yaklaşmalı, sonrasında ise güvenilir olan kardeşlerimizden gelen bilgilere itibar etmeyi bilmeliyiz. Olayların detaylarını öğrenme arzusunu da doğal karşılamak gerekir fakat Hz Musa’nın buzağı seçimi ve kesimi ile ilgili Bakara suresinde geçen kıssanın sonundaki “neredeyse kesmeyeceklerdi” uyarısını unutmamak gerekir. İtibar ediyorum ama… şeklinde başlayan cümlelerin bizatihi itibarsızlaştırma durumu olduğu da görülmelidir. İkinci bir problem olarak da Müslümanları ilgilendiren konularda, ilk olarak küffarı hedef alma refleksi olması gerekirken, onun yerine hemen içe dönük eleştiri yapma hastalığından uzak durmak gerekir. Böyle bir olayda bile içe dönük eleştiri yapma, bir mazlumun mahkumiyetini bu tutum ile karalama ciheti gösterenler olamaz diye düşünebilirsiniz ama ne yazık ki var. Gözlerinizi haramdan sakının ayetini delil göstererek, Ramazan Pişkin’in İslam mabedine uygunsuz girenleri uyarmasını eleştirenler bile oldu. Bu tavırlar ile bizim bir mazlumu tekrar tekrar mahkum etmemiz insafa, vicdana sığmaz.

Son olarak adalet sistemindeki çarpıklığın ortadan kaldırılması ve basit bir beyan ile insanların haksız bir şekilde mahkumiyet almalarının önüne geçilmesi sağlanmalıdır.

Mahkeme Kararının Metni:

Hukuk Haberleri

Gazze eylemlerine hakaret eden Fatih Altaylı hapis cezası aldı
Sinan Ateş cinayeti davasında gerekçeli karar açıklandı
Mülakat sistemi yeni mağdurlar üretmeye devam ediyor: Yazılıda rekor kırdı, mülakatta yok sayıldı!
Bu ne acele! Suriyeli muhacirlere aile hekimliği uygulaması sonlandırılıyor
Cumaya giden işçisini ekmeğinden eden işveren müstehakını buldu