Rahmet Kapılarının Anahtarı: Besmele
Fevzi Zülaloğlu
Besmele, her işe Allah'ın adı ile başlamak ve yalnızca Allah'tan yardım istemektir. Bu nedenle her mü'min davranışlarında sadece Yaratıcı'ya güvenerek hareket etmeli, şartlar ne kadar zor olursa olsun O'na dayanıp güvenmelidir. Ki, bu şuur her mü'minin kalbinde ve davranışlarında oluşabilecek özgüven hastalıklarını tedavi edecektir.
Günlük hayatta, her adımımızda kullandığımız adeta sihirli bir kelime olan besmelenin gerçek anlamını, hakiki mahiyetini gerçekten hak ettiği şekilde biliyor muyuz?
Biz bu çalışmada besmelenin Kur'anî anlamını, mahiyetini ve vahyin sözlü kaynağındaki hikmetlerini tespit etmek için bir şuurlanma yolculuğu yapmak istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki, kirli bilgilerle sahih bir bilinç ve inanca dayalı salih ameller üretemeyiz. Yaşadığımız dünyanın ifsad eden kirliliklerine karşı derin bir cihad için, sahih bir bilgi birikiminin doğurduğu, sahih bir bilinç ve bu temel üzerinde yükselen sahih inançlara dayanmalıyız ki, amellerimiz "salih" olma sıfatını hak edebilsin.
A- BESMELENİN LAFZİ ARKAPLANI
Veseme kökünden türetilmiş olan besmele; isim şeref, onur sahibi olmak ve damgalamak, alamet, işaret, olmak üzere iki anlama gelir.
Terim anlamına zemin teşkil eden kelime anlamında Kur'an'ın iki ayetinde kullanılmaktadır. Birincisi; veseme kök harflerinden türetilmiş olan 'se-nesimuhu' lafzıdır. Kur'an ayetlerine öncekilerin masalları diyerek sahip oldukları imkanlarla övünüp, hava atan kafirlerin burnunun Kıyamet Günü ateş ile, herkesçe bilinecek şekilde damgalanarak kişinin zelil kılınmasından kinayedir:
"Onu, yakasını kurtaramayacağı bir zillet ile damgalayacağız." (Kalem, 68/16)
İkinci ise, 'mütevessim'dir. Ki, "Dinin hakikatlerini iyice bilen, nazarından kaçırmayan, güzelce gözden geçiren keskin anlayışlı, işaretlerden anlam çıkarmasını bilen kimse." anlamındadır:
"Şüphesiz bütün bunlarda (günahkar şehirlerin helak edilmesinde), işaretlerden anlam çıkarmasını bilen kimseler için çıkarılacak nice dersler vardır." (Hicr, 15/75)
B- BESMELENİN MECAZİ ANLAMI VE HİKMETLERİ
Besmele kopanı bağlar, bozulanı onarır:
Besmeledeki "be harfi cer"i bağlamak (ilsak) içindir: Besmele ile hayatını, yüreğini Allah'a bağlayan kimsenin, dünyası göklere/ahirete bağlanır; ötelerin öğrencisi olur.
Her işin başıdır besmele:
Allah ile başlamak, Allah'ın rahmet sağanağına muhatap olmaktır; rahmet ile başlanan işin lütuf ile bitme güvencesi vardır: Sahih niyet, işin Rabbani güvenlik kuşağı altında yürümesi için güvencedir.
Gaye deklarasyonudur besmele:
Açıklıktır, şeffaflıktır besmele; ikiyüzlülüğün şifasıdır. Eylemin içine Allah rızasını üfürmek, ölü canları ruh ile diriltmektir.
Amacı ilan etmek, nefsimizdeki fücura karşı muhtaç olduğumuz manevi kudreti bize kazandıracak ve şeytanlara karşı bizi büyük bir güç kaynağına kavuşturacaktır.
Eylemi "Allahlı" yapmaktır besmele:
Besmele her işi Allahlı/O'nun rızasını gözetecek şekilde düşünüp kotarmak, her işi Allah'ın adı ile yapmaktır; hayatı ve vahyi parçalamadan anlamak, anlamlandırmaktır. Hayata uzak, yaratıp kenara çekilen Yunan tanrıları gibi aşkınlığı 'etkisiz eleman' olmakla sonuçlanan bir uluhiyet anlayışını daha baştan reddetmektir.
Besmele, salih amelin ihtiyaç duyduğu sahih bilgi ve sahih bilinci kirlenmeden kalplere nakşetmenin de anahtarıdır.
Zikrullah'tır; salih amele sahih bir bilinçle hazırlanmaktır besmele:
Allah'ı hatırlatır besmele, O'nu unutturan fitnelere karşı bilinç hazırlığı yapmamızı sağlar.
Kur'an'ı ve hayatı Allah'ın adı ile okumak, bilinç hazırlığı yapmaktır. Bu onun rehberliğinden yararlanmanın ön şartıdır.
Besmele tüm hayatımızda, hayatımızın her anında O'nun huzurunda olduğumuz şuurunu kazandırır; bilinçleri körelten, bilgiyi kirleten hastalıklara karşı bizi hazırlıklı kılar. Çünkü daima O'nun huzurunda bir hayat yaşadığımız bilinci, şirk hastalıklarına karşı yüreklerimize yapılmış bir iman aşısıdır.
Şeytani tehlikelere karşı kendimizi baştan sigortalamaktır besmele:
Beraberinde kör bir inadı getiren kibir, şeytanın çok kullandığı virüslerdendir. Allah'ın yardım ve lütfunu talep ettiğimiz kısa bir dua olan besmele, kula yakışan tevazuun anahtarıdır. Bu anahtar, kibir hastalıklarından kurtaran şifa kaynaklarına ulaşmamızı sağlar.
Besmele, kendini değil Allah'ı, günahın alt yapısı ve itici gücü olan fücuru değil, anti virüs programı olan takvayı öne çıkarmaktır. "Kendim için değil, Allah için yapıyorum." bilinci; egoizmin, istiğnanın deva kaynağıdır.
Hayatın pusulası, kılavuzudur besmele:
Besmele, çılgın küfür dalgalarıyla boğuşan beden gemisini selamet sahiline çıkarır; eylemlerimize çekidüzen vererek doğru istikamete yöneltir; varacağımız, varmamız gereken menzile şirk karanlığında yol bulmamız için fener tutar.
Gazaptan kurtuluş, rahmetin anahtarıdır besmele:
Besmele; ta'zim ile Allah'ın büyüklüğünü kendimize ve çevremize ilan etmek, tekbir ile O'ndan başka büyük tanımamak, tenzih ile günahlar karşısında kendi acziyetimizi itiraf ederek Rabbimizin rahmetini talep etmektir.
Rahman ve Rahim sıfatlarını sözümüzle ve özümüzle beyan ederek, Allah'ın rahmet kapılarını aralamış oluruz; böylece O'nun gazabından kurtuluş güvencesi kazanmış oluruz.
C- BİSMİLLAHİRRAHMÂNİRRAHÎM
Besmele, "Bismillahirrahmânirrahîm" (Rahman, Rahim olan Allah'ın adı ile) şeklinde Allah lafzına izafeten üç ayette geçmiştir:
1- Fatiha Suresi'nin İlk Ayeti Olan Bismillahirrahmanirrahim:
Mütevatir Mushaf ve uygulamalar ışığında şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Sûreler Peygamberimize inzal oluşundan itibaren besmele ile birbirinden ayrılmıştır.
Fatiha Sûresi'ndeki besmele ise, sûrenin aslındandır. Bu bağlamda Fatiha, 1/1. ayeti Kur'an'ın anahtarı, giriş kapısıdır.
2- Neml Sûresi'nden Bir Ayet Olan Bismillahirrahmânirrahîm:
"Mektup Süleyman'dan geliyor ve çok acıyıp esirgeyen, sınırsız rahmet sahibi Allah adına yazılmış." (Neml, 27/30)
Bu ayette besmele, Süleyman (as)'ın Belkıs'a yazdığı mektubun başlığı gibidir. Bu başlığın hikmetlerinden biri -Allah doğrusunu daha iyi bilir- şudur: Süleyman Peygamber'in sahip olduğu hüküm ve ilim Allah'tandır ve o egemenliğini Rabbinin verdiği bu nimetlere borçludur.1 O da tıpkı öteki peygamberler gibi Allah'ın izni ile/O'nun adına, O'nun rızasına uygun olarak hareket etmek zorundadır, bir mü'minin kendi adına hareket etmesi düşünülemez.2
3- Nuh'un Gemisini Yüzdüren Bismillah:
"Böylece (kendisini izleyenlere Nuh): Haydi binin artık, dedi. Yürümesi de demir atması da Allah adı ile olan bu gemiye! Doğrusu benim Rabbim gerçekten bağışlayıcı, esirgeyicidir." (Hûd, 11/41)
Nuh (as)'ın gemisini yüzdüren anahtardır besmele. Müslüman denizcilerin kullandığı "Vira Bismillah"ın kökeni budur. Allah adına bir işi yapan, mesajı taşıyan ve örnek şahitliği ortaya koyan bir peygamber, bir yandan irade ve gücünün sınırlılığını besmele ile ifade etmiştir; diğer yandan mesajın muhtevasını belirleme gücünün de Allah'a ait olduğunu göstermiştir.
D- BESMELE'NİN RABB SIFATINA İZAFETİ: BİSMİ RABBÎ
"Yaratan Rabbinin adı ile oku!" (Alak, 96/1)
"Yaratan Rabbin adıyla okumak" farzdır. Kur'an okumak, onu insanlığa tebliğ etmek gibi sıradan olmayan bir işe girişirken muhatabın, bilincini bu kutsal işe hazırlaması gerekir. Alak Sûresi'ndeki besmele işte bu kutsal amaca hizmet ediyor. Kıraatin ve tebliğin, hayatı ve çevreyi görsel ve sözel ayetleri okumanın anahtarını veriyor. Çünkü vahyin dirilten soluğunu, Yaratıcı'nın sonsuz kudret ve yüceliğini, birliğini kanıtlayan ayetleri hissetmek için gönül hazırlığı yapmak lazımdır.
Ölü bir kalp, körelmiş bir vicdanla ilahi hitaba muhatap olmak mümkün değildir. Besmele, ölen şuurları diriltir. Şuurları diriltmek için önce kalpte daha sonra onun inceltilmiş en derindeki noktası olan gönülde bir hazırlık yapılmalıdır. Çünkü vahiy diri olanı uyaran, ölü kalplere, hareketsiz, taşlaşmış gönüllere bir fayda sağlamaz. İşte besmele sorunlar karşında dik ve diri durmanın sembolüdür. Dil ile ikrar edilen, kalp ile tasdiklenirse, besmele mü'minin bedeninde yürüyen bir ayet halini alacaktır.3
E- BESMELE'NİN TEMEL UNSURLARI: ALLAH, RAHMAN VE RAHİM
1- Allah
Allah lafzındaki "elif lam" tahsis içindir. Tüm güzel isimler Allah'a aittir. Allah için kullanılan isimlerden sıfatlardan birçoğu insanlar için de kullanılabilir.
Ancak Allah lafzı için bu durum farklıdır; diğer sıfatlar yaratılmışlar için kullanılabilir, ama bu lafız asla. Çünkü Allah lafzı alemdir; ikili veya çoğulu yoktur. Allah'ı hak ölçüye göre değerlendirebilmek, insanların kendi imkanlarıyla ulaşacakları bilgiyle mümkün değildir; bunun için O'nu anlayıp değerlendirebilmek için, bizzat O'nun rehberliğine ihtiyaç vardır:
"Nitekim onlar, 'Allah insana hiçbir şey vahyetmemiştir.' derken Allah'ı gereği gibi kavrayamadıklarını göstermişlerdir…" (En'âm, 6/91)
2- Rahmân
Rahmân sıfatı "Allah kimdir?" sorusunun cevabı gibidir: O Rahmân'dır. Zatına müteallik olarak özünde merhametli olan, Allah'a has merhamet; tüm yarattıklarına karşıdır: O merhametini "sadece Yahudilerin tekeline vermeyen-tahsis etmeyen" şefkati sonsuz bir ilahtır.
Rahmân'ın uyarlandığı "feğlân vezni" bir şeyin kaynağına işaret eder, bu anlamda Yüce Allah, bağışlama, şefkat, merhamet saçıcılığı varlığında mündemiç olandır. Rahmeti bağımlı hakikat değil, bizzat O'nun varlığında mukayyettir.
3- Rahîm
Rahîm "feîyl vezni"nde bir kelimedir. Feîyl vezni ise, aktivite-faaliyet, süreklilik ifade eder.
Rahîm sıfatı Allah'ın fiillerine müteallik sorunun cevabı mahiyetindedir. Yani "Allah nasıldır?" O Rahîm'dir. Bu anlamda Yüce Allah, rahim sıfatıyla bağışlar, yol gösterir.4
Fiillerinde merhametlidir; mecbur olmadığı halde kullarına kurtuluşa giden yolları gösterir, bunun tezahürü Kur'an'ı öğretmesidir.5
Allah kin, garez, hased, zulümden yana değildir, sonsuz merhamet sahibidir. Rahim sıfatını tefsir eden, aynı anlam alanındaki sıfatlardan Tevvâb, Raûf, Gafûr, Azîz, Vedûd hatırlanabilir.
SÖZÜN ÖZÜ
Fücur ve takva olmak üzere çift kutuplu yaratılan iki şoför tarafından iki yana doğru çekilen insanoğlunun iki yoldan birini tercih ederek yaşaması gerekir: Allah'ın gazabına uğramamak ve sapkınlığa düşmemek için, nimete karşı şükürle karşılık veren kadirşinas insanların yolundan gitmek, nankörlük etmeyip Allah'a sığınmak ve O'nun adı ile yürümek gerekir.
O'nun adı ile bu yolda yürüyene güvence vardır: O'nun güvenlik kuşağı altında bulunana tökezlemek yoktur, yolda takla atmak, yolda kalmak yoktur; mayına basmak ve yolda kaza yapmak da yoktur.
Dipnotlar:
1- Enbiya, 21/79; Neml, 27/23, 29-31; Sebe, 34-35.
2- "Zira Biz her peygamberi, ancak Allah'ın izni ile kendine tabi olunsun diye göndermişizdir…" (Nisâ, 4/64)
3- A'raf, 7/200; Yasin, 36/70.
4- Enâm, 6/54; Nahl, 16/64.
5- Rahmân, 55/14.