Mısır'da 14 Ağustos 2013'te yaşanan Rabia katliamının 3'üncü yılı dolayısıyla Birleşik Krallık'ın başkenti Londra'da gösteri düzenlendi. Marble Arch Meydanı'nda toplanan göstericiler, Mısır'daki askeri rejimin Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'yi protesto etti. Sisi’yi temsil eden asker üniformalı bir kukla taşıyan göstericiler, darbeyle görevden uzaklaştırılan ülkenin seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye destek içeren sloganlar attı.
Göstericiler, meydanda Rabia katliamını fotoğraflarla anlatan bir sergi de açtı. Rabia işareti taşıyan sarı tişörtler giyen göstericiler, aynı işareti taşıyan pankart, flama ve dövizler de taşıdı.
Buradan Mısır’ın Londra büyükelçiliğine yürüyen göstericiler, eylemlerini bir müddet de burada sürdürdükten sonra dağıldı.
"Uluslararası toplum sessiz kaldı"
Tarihe "Rabia katliamı" olarak geçen olayların 3. yılındaki gösteriyi AA muhabirine değerlendiren Hürriyet ve Adalet Partisi Dış İlişkiler Komitesi Genel Sekreteri Muhammed Sudan, Mısır’da asker ve polisin darbeye karşı barışçıl gösteri hakkını kullanan halka ateş açtığını hatırlatarak, "Şehitlerimizi, bu olaylarda öldürülen insanlarımızı asla unutmayacağız." dedi.
Batılı devletlerin ve uluslararası toplumun Mısır’daki darbeye de Rabia katliamına da sessiz kaldığını anlatan Sudan, İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan gibi Batılı ülkelerin darbenin mimarı Sisi’yi devlet başkanı sıfatıyla ülkelerinde kabul ettiğini de hatırlattı.
Batılı devletlerin Türkiye’de 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimiyle ilgili olarak da benzer bir tutum sergilediğine dikkat çeken Sudan, "Uluslararası toplum Türkiye'de yaşanan darbe girişimi karşısında da sessiz kaldı." ifadesini kullandı.
Mısır Devrim Konseyi üyesi Dr Faruk Messahel ise Rabia katliamını Mısır’daki askeri rejimin işlediği bütün diğer katliamların "anası" olarak nitelendirdi.
Dr. Messahel, "Cumhurbaşkanlarını özgürce, demokratik yollarla seçen Mısır halkı Rabia Meydanı'nda toplandı. 45 gün boyunca barışçıl gösteriler yaptı. Fakat ordu ve güvenlik güçleri onlara şans tanımadı, zırhlı araçlarla, helikopterlerle, kurşunlarla saldırdı." diye konuştu.
Darbenin ve Rabia katliamının üzerinden 3 yıl geçmesine karşın uluslararası toplumun bu konuda hiçbir şey yapmadığını, sessiz kaldığını ifade eden Dr. Messahel, "Mısır’daki askeri darbenin başarısının başka yerlerde de hayata geçirilebileceğini düşündüler. Kendilerine karşı duran Türkiye bunlardan biriydi ancak Türkiye halkı Mısır’dan gerekli dersi çıkardı ve darbeyi durdurdu." değerlendirmesini yaptı.
"Özgür ülkenin özgür lideri"
Mısır Devrim Konseyi yetkilisi Soha el-Sheikh Mısır’da yaşananları kabul etmediklerini ve cezasız kalmasına izin vermeyeceklerini göstermek üzere toplandıklarını belirterek, "Bu katliamın failleri adalet önüne çıkarılmalı. Darbeyi gerçekleştiren Sisi’nin otoritesini, meşruiyetini kabul etmiyoruz." dedi.
Türkiye’deki darbe girişimine de değinen El-Sheikh, "Bu, her iki ülkede de ülkelerin liderlerinden memnun olmayan güçlerin gündemlerini hayata geçirmek isteyen ordu içindeki hainlerin işlediği bir suç. Güney Amerika'da da gördük bunu, İran'da da Ortadoğu’da da... Batının gündemine karşı çıkan veya kişilik sahibi ve kendi halkının çıkarlarını öne çıkaran liderlere karşı bunu yapıyorlar." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için "Özgür bir ülkeye liderlik eden özgür bir insan" ifadesini kullanan el-Sheikh, Türkiye’deki darbe girişiminin de onu hedef aldığını kaydetti.
2 bin 600 kişi ölmüştü
Dönemin genelkurmay başkanı Sisi yönetimindeki ordu 3 Temmuz 2013'te Mısır'da yönetime el koymuş ve ülkenin seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi görevden uzaklaştırmıştı.