Mete Tunce / DoğruHaber
Halkımızın pek de kolay galeyana gelmediğini söyleyebiliriz. Nice nice tahriklerin bu halk üzerinde etkisiz kaldığını bir çok kez müşahede etmişizdir. Ne var ki dün Trabzon'da CHP, İYİ Parti, HDP ve Zafer partililerin el ele vererek HÜDA PAR standına gerçekleştirdikleri menfur saldırı, konunun yetkililer tarafından ihmal edilmemesi gerektiğini bir kez daha ortaya koymuştur. Trabzon halkının ezici çoğunluğu tarafından lanetlenen saldırı ve saldırılar bugün de aynı gruplar tarafından devam ettirilmekte...
Şüphesiz ki böylesi durumlarda siyasilerin üzerine düşen görevin, halkı sakinleştirmek ve çatışmadan uzak tutmak olduğu herkes tarafından kabul görmektedir. Bu söylediğimiz sağduyulu gerçek siyasetçiler için geçerlidir elbet. Sırf görünür olmak için ırkçılığı ve ayrıştırmayı meslek edinmiş olanlar, belli ki kendilerini bu kapsama dahil görmüyorlar.
Trabzon halkı saldırıya uğrayan HÜDA PAR'lılara mekanlarını ve gönüllerini açmışken, ırkçılığı meslek edinmiş olan Ümit Özdağ'ın basın yoluyla yaptığı tahrik dolu açıklama, ayrıştırmanın ve halkı kin ve nefrete sürüklemenin, liyakatsiz ellerde ne boyutlara ulaşabileceğini de gözler önüne sermiş oldu.
Taraftarlarını savaşa çağırır gibi HÜDA PAR stantlarına saldırıya çağıran Özdağ bakın ne dedi:
Ümit Özdağ'ı tanıyanlar, bu mesaja hiç mi hiç şaşırmadılar. Şüphesiz halkın çoğunluğu nezdinde bu çağrıların bir karşılığı olmadığı açıktır. Ancak bizim merak ettiğimiz şu:
HÜDA PAR hukuk işleri Ümit Özdağ'ın bu son tahriki için muhtemelen suç duyurusunda bulunacaktır ancak acaba kanunlar bu konuda açık ve net iken, yargı gereğini yapacak mı? Yargının asıl görevi de bu değil midir? Halkın, kendi sorunlarını kendilerinin çözmesini beklemeden harekete geçmek, suçluları cezalandırarak halkı sükunete davet etmek..."
Son olarak şunu da not düşmek isteriz ki: Yalanlarıyla çetelerine sığınmacıları linç ettiren provokatör Özdağ'ın yeni hedefi siyasi partiler olarak güncellenmiştir.