HAKSÖZ-HABER
Gaziantep’te bir camide itikafa giren bazı vatandaşlar “tam kapanma” kapsamında alınan korona yasaklarını çiğnedikleri gerekçesiyle polis tarafından baskına uğradı. Mahalle bekçilerinin de eşlik ettiği baskın olayı esnasında çekilen görüntüler sosyal medyada birçok tepkiye maruz kaldı.
Gelişmeler karşısında kamuoyundan yükselen tepki üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü bir açıklama yapma zorunluluğu duydu. Olay esnasında topluluğa biber gazı sıkan memurun görevden alındığının belirtildiği açıklamada, grubun itikaf etkinliğinin ise provokatif amaç taşıdığı iddia edildi. Açıklamada topluluğun Diyanet İşleri tarafından alınan karara uymadığı öne sürüldü ama bakanlığın somut olarak “camide itikafa girilmeyecek” yönlü bir açıklamasının olmadığı yok sayıldı. Halbuki şayet bu durum provokasyon ise bunda söz konusu meselede açıklık bırakan, bildiğimiz kadarıyla açıklama yapması gerektiği çağrılarına da kulak asmayan Diyanet İşleri Bakanlığının da sorumluluğu yok mu?
Öte yandan buradaki esas meselenin provokasyonun çok ötesinde olduğu görülmeli. Olayın arkasında adı zikredilen Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı’nın polisi üzerine çekici bu tarz etkinlik anlayışını tasvip etmeyebilir ve hatta provokatif davranmakla itham edebilirsiniz ama “Neden bunu bile bile polis her defasında provokasyona geliyor?” diye sormak gerekmez mi? Kaldı ki mesele eğer korona tedbirlerine uymak ise 10 günlük itikafa girme kararı alan insanların durumu tam bir izolasyon olduğu için bir ölçüde zaten kapanma niteliği taşımıyor mu? “Provokasyona yenik düşüp” bu tarz baskın görüntüleriyle gündeme gelen yetkililerin bunu düşünmesi gerekmez mi?
***
Anadolu Ajansı’nın naklettiği EGM açıklamasını konu edinen haber:
EGM'den yapılan açıklamada, "silahlı terör örgütlerini övme" gerekçesi ile kayyum atanan ve hakkındaki kapatma davası devam eden Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfının eski yöneticisi Alparslan Kuytul ve yandaşları tarafından itikaf ibadeti bahane edilerek bir provokasyon girişiminde bulunulduğu belirtilerek, meydana gelen olayın istismar üzerinden tahrik etme amacı taşıdığının açık ve net olduğu vurgulandı.
İtikafın, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığına göre, ramazan ayı içinde gerçekleşen ve "zorunlu haller dışında camiden çıkılmadan" yapılan bir ibadet olduğu hatırlatılan açıklamada, pandemi dönemindeki tam kapanma sürecinde teravih namazlarının dahi evde kılınarak fedakarca davranılırken, söz konusu şahısların itikaf ibadetinin kurallarına dahi uymadan, istismar ederek örgütlü provokasyon yapmaya çalıştıkları kaydedildi.
Söz konusu kişilerin, 2 Mayıs'ta yatsı namazını müteakip, Diyanet İşleri Başkanlığının bu konuda müftülükler aracılığıyla bildirdiği kurallara uymadan, yine kurallar uyarınca mülki idare amirliklerinden herhangi bir izin başvurusunda da bulunmadan üç camide toplandığı ve cami görevlilerinin tüm uyarılarına rağmen ısrarla camiyi terk etmeyeceklerini beyan ettikleri, yaşananlar üzerine cami görevlilerinin de kolluk güçlerinden yardım istediği ifade edilen açıklamada, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Diyanet İşleri Başkanlığının, itikaf ibadetinin pandemi dolayısıyla geçen yıl olduğu gibi bu yıl da evlerde yapılmasına dönük tavsiyesine rağmen anılan şahıslar, camiden çıkmama konusunda direnmiş ve daha önceden yaptıkları hazırlıklarla sosyal medya üzerinden gerçekleştirdikleri canlı yayınlarla örgütlü provokasyonda bulunmuşlardır. Yaşanan olay karşısında anılan şahıslar, kolluk güçlerince defalarca uyarılmış, uyarılara hakaret ve küfürlerle karşılık verilmiş, bunun üzerine kademeli güç kullanmak suretiyle müdahale edilmiştir. Müdahale sırasında yapılan yanlış yönlendirme ile orada bulunmaması gereken bir personel, tam da aranılan provokasyonun nedenini oluşturacak şekilde göz yaşartıcı gaz kullanmıştır."
Daha sonra şahısların gözaltına alındığı, polise mukavemet gösteren kişiler hakkında tehdit, hakaret, görevin yaptırılmasını engellemeye yönelik fiziki mukavemette bulunmak ve diğer tedbirlere riayet etmemekten işlem başlatıldığı bildirilen açıklamada, olayla ilgili adli ve idari soruşturma açıldığı, bahsedilen personelin açığa alındığı kaydedildi.
Açıklamada, bu ve benzeri provokasyon girişimlerine asla müsaade edilmeyeceği vurgulanarak, devamında Gaziantep, Adana ve bazı illerdeki benzeri örgütlü provokasyonu engelleyecek gerekli çalışmaların gerçekleştirildiği ifade edildi.