"Propaganda hakikatin önünde yere serilecektir!"

Mehmet Garip Tanyıldızı, modern zamanlarda değer ve önemin değişen anlamı üzerinde düşünürken reklam ve propagandanın gerçeklerin önüne geçemediğini vurguluyor.

Mehmet Garip Tanyıldızı / Akşam

Reklam, propaganda ve hakikat

Reklam klasik dönemde olduğundan çok farklı bir forma büründü modern dönemde.

İki dönemin en büyük farkı ürün veya eserin maliyeti ve sarf edilen emekle reklamın maliyeti arasındaki ters orantı olsa gerek.

Elbette teknik ve teknolojinin gelişiminin bunda önemli bir etkisi var.

Ancak, biçimin özden önce geldiği yeni anlayış birincil rol oynadı.

Eskiden bir ürünün kalitesi reklam için yeterliyken bugün reklam kalitenin önüne geçmiş durumda.

Artık ortaya bir ürün koymak isteyen ve alıcı arayan kişi o ürün/eser için sarf ettiği emekten, harcadığı maliyetten daha fazlasını reklama ayırmak zorunda.

Reklam ürün ve eserden bağımsız olarak bir değer ifade ediyor.

Görüntü çağı olarak nitelenen içinde yaşadığımız dönemde reklamın bu ağırlığı piyasadaki değerinden ibaret değil.

Mesela reklamın siyasal alandaki karşılığı olan propaganda için de aynı şeyleri söylemek mümkün.

Reklamla propaganda arasında büyük bir özdeşlik var.

Hitler ve Lenin'in sinemayı övdüğü kadar Roosevelt ve Churchill'in reklama önem verdiği söylenir.

Günümüzde bu öyle bir hal aldı ki sosyal yapıya yön verme iddiasıyla ortaya çıkan siyasi partiler için reklam ve propaganda olmazsa olmaz hale geldi.

Reklam ve propaganda politik/ideolojik aktörler için stratejik bir silaha dönüştü.

Fakat siyasal parti politikası ile reklam ve propaganda arasındaki ilişki genellikle yanlış kuruluyor.

Amacın aracın gölgesinde kaldığı bu çağda ideoloji de kimi zaman ikinci plana itilebiliyor.

Bu noktada kritik bir nüans var.

Özellikle seçim dönemlerinde siyasi partiler reklam ajanslarıyla anlaşırlar.

Önemli olan kampanya sürecinde politikaların siyasal aktörler tarafından mı yoksa reklam ajansları tarafından mı belirlendiğidir.

Olması gereken bittabi siyasal aktörlerin belirleyici olması.

Aksi halde ürün/eser, emek, maliyet ve reklam arasındaki bahsettiğimiz ilişki politika ve propaganda için de geçerli olur.

Kalitesiz politikalara süslü propagandalar aranır.

Çünkü propaganda (biçim) politikanın (öz) önüne geçer.

Propaganda politikanın önüne geçebilir ama hakikatin önüne geçemez.

Sovyetler Birliği Çekoslavakya'yı işgal ederken Sezai Karakoç şöyle yazmıştı:

"Propaganda bir kez daha hakikatin önünde yere serilecektir."

Yorum Analiz Haberleri

Kemalizmin şapka zulmünden dolayı bombalanan şehir: Rize
Allah'ın rahmeti olan aklımızı gerektiği gibi kullanalım
Magazinleşen Yenidoğan Çetesi ve unutulan bebekler
Yapay zeka çağında kontrol kimde olacak?
Spiegel: “İsrail'in üst düzey siyasetçilerini ‘korumanın’ Almanya'nın ‘varlık sebebi’ olduğu düşüncesi feci bir hatadır”