Etnik Kimlik Siyaseti Yıkıcıdır!
Kışkırtıp yıpratacak dilden uzaklaşıldığı, yatıştırıp onaracak dile sahip çıkıldığı oranda toplumda huzur ve güvenliğin, dayanışma ve kardeşliğin bağlarının kuvvetleneceğini belirten Kenan Alpay “Etnik kimlik siyaseti yanlış olmanın ötesinde yıkıcıdır. Şunu da ekleyelim: Etnik kimlik siyaseti sadece rakiplerini değil sahiplerini de yıkar.” diyor.
Gazi Paşa Atatürkçülüğü ile Kemalizm Aşılamaz!
İnsanların etnik kökenini saptamak için işi kafa tası ölçümleri raddesine vardıran resmi ideoloji ile Kemalizm ile köklü bir hesaplaşma yerine onu tersinden üretmenin hayır getirmeyeceğini de belirten Kenan Alpay şunları kaydediyor:
“Müslüman mahallesine kurtuluş reçetesi olarak pazarlanan Gazi Paşa Atatürkçülüğü şişede durduğu gibi durmuyor ve muhafazakâr-demokrat bile olsalar ağzına alanı çarpıp eciş bücüş hallere sokuyor. Bir asra yakındır yaşanan korku atmosferine birkaç mistik, manevi makyaj yaparak ‘Atatürk milliyetçiliği asla ırkçı değildir, hümanist değerlerle mücehhezdir’ şeklinde bir versiyon üretmek pek ucuz ve pek kolay oldu maalesef.
“Pontus’la, Potomya’yla, Dersim’le, Norşin’le Savaşarak Elde Edilecek Hiçbir Fayda Olmadığı Kesin”
Bir Yunan gazetesinde Ekrem İmamoğlu’na ilişkin yapılan haber üzerinden İmamoğlu’nu etnik kökeni üzerinden vurmanın ahlaksızca bir tutum olduğunu belirten Kenan Alpay, bu tür basit kirli propagandalara itibar edenlere daha düne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın etnik kökenine dair Kamer Genç, mafya lideri Alaattin Çakıcı ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin hakaretamiz yakıştırmalarını hatırlatarak milliyetçiliğin dönüp dolaşıp sahibini vuran bir silah olduğuna dikkat çekiyor.
Kenan Alpay yazısını konuyla alakalı şu değerlendirmelerle tamamlıyor:
“Yunanistan’da yayınlanan yerel bir gazetenin haberine yaslanarak kurulan ahlak ve mantık dışı imalı cümlelerle büyük hesapları ve büyük oyunları boşa çıkarma hevesleri sahiplerini maalesef Don Kişot kadar olsun komik ve sempatik kılmıyor. Ancak olsa olsa Hz. Adem’den geldiğimizi, Hz. Adem’in de topraktan yaratıldığını unutmuş hatta bu emr-i ilahi’ye karşı pozisyon almış oluruz. İmanımızın öğrettiği ve hayat düsturu haline getirdiği üstünlüğü sadece takvada gören ve renkten veya dilden, coğrafya veya aileden gelen bir imtiyazı tanımayan İslam’ı basit ve geçici menfaatler için harcamaya kimsenin hakkı yoktur. Pontus’la, Potomya’yla, Dersim’le, Norşin’le savaşarak elde edilecek hiçbir fayda olmadığı kesin. Lakin Kemalist teamüllerin peşine takılıp Potomya’ya, Dersim’e, Norşin’e, Pontus’a husumet büyüterek girilecek zarar ülke ve toplum namına maalesef büyük ve kalıcı olacaktır.”