Bugüne kadar yapılan 16 seçim Mustafa Kemal'in ölümünden sonra CHP tarafından temsil edilen 'Kemalist dönem'in karakteristiği olan mücadelelerle geçti.
Dönem boyunca CHP ve 'diğerleri' vardı. 'Diğerleri'ni, siyaset sosyolojisi açısından 'ötekileştirilen ötekiler' anlamında kullanıyorum. Bunların içinde 'merkez sağ' siyaset yapan DP, AP, DYP; 'sağ muhafazakâr' siyaset yapan ANAP; 'Milli Görüş' çizgisinde siyaset yapan partiler; 'sağ milliyetçi' siyaset yapan MHP; 'muhafazakâr demokrat' siyaset yapan AK Parti vd. vardır. DSP vb. sol tandanslı partiler CHP'ye karşı geliştirdikleri muhalefet ve uzaklık oranında 'diğerleri', CHP'ye olan yakınlıkları kadarıyla merkezin partileri oldular. 'Kürt milliyetçiliği' zemininde siyaset yapan partiler sosyal tabanları 'ötekiler', ideolojik donanımları itibarıyla CHP zihniyetinden kopuk değildirler. Bunlara 'Kürt Kemalistleri' diyebiliriz.
CHP, bürokratik sert çekirdeğin siyasetteki temsilcisidir. Sert çekirdeğin ana unsurları askerî, sivil bürokrasi, büyük sermaye, yüksek yargı, üniversiteler, sivil devlet kuruluşları (SDK) ile bunların medyada ve sanat dünyasındaki uzantılarıdırlar. CHP'yi tarihsel konum ve iddialarından sadece Ecevit koparmaya çalıştı; bu çabasıyla 1973'te oyların yüzde 33,3'ünü; 1977'de yüzde 41,3'ünü alma başarısını gösterdi. Ecevit'i bürokratik merkezin partisi CHP'sinden uzaklaştıran çabası, ideoloji ve seçmen tabanı olarak 'ötekiler'e dönük geliştirdiği politikalardı.
CHP askerî vesayet rejiminin doğrudan etkin olmadığı 'normal' zamanlarda 'sivil vesayet' rejimini temsil eder. Bu açıdan, aslında AK Parti'yi köşeye sıkıştırmak üzere operasyonel amaçlarla piyasaya sürülen 'sivil vesayet' kavramsallaştırması hakikatte tam olarak CHP'ye uygun düşmektedir.
Bundan önceki 16 seçime baktığımız zaman, devletin Kemalist ideolojisinin partisi olarak CHP ve ötekileştirdiği diğer partilerin oy dağılımı büyük kavganın 'idari/bürokratik merkez' ile 'toplumsal merkez' arasında cereyan ettiğini görürüz:
'Açık oy gizli tasnif' yöntemiyle yapılan 21 Temmuz 1946 seçimlerinde CHP 465 milletvekilinden 397'sini, örgütlenmesini tamamlayamadığı için 16 ilde seçimlere katılamayan DP 61'ini, bağımsızlar 7'sini kazanmıştı. 1950 seçimlerinde DP oyların yüzde 52,6'sını, CHP 39,4'ünü; 1954 seçimlerinde DP oyların yüzde 57,6'sını, CHP 35,3'ünü; 1957'de DP oyların 47,8'ini, CHP 41'ini; 1961'de CHP oyların yüzde 36,7'sini, AP 34,7'sini, YTP 13'ünü; 1965'te AP oyların yüzde 52,8'ini, CHP 28,7'sini; 1969'da AP oyların 46,5'ini, CHP 27,3'ünü; 1973'te CHP oyların 33,3'ünü, AP 29,8'ini, MSP 11,8'ini, MHP 3,3'ünü; 1977'de CHP oyların 41,3'ünü, AP 36,8'ini, MSP 8,6'sını, MHP 6,4'ünü; 1983'te ANAP oyların yüzde 45,1'ini, HP 30,4'ünü, MDP 23,2'sini; 1987'de ANAP oyların 36,3'ünü, SHP 24,7'sini, DYP 19,1'ini, RP 7,6'sını, MÇP 2,9'unu; 1991'de DYP oyların yüzde 20'sini, ANAP 24'ünü, SHP 20,7'sini, RP (ittifak) 16,8'ini; 1995'te RP oyların 21,3'ünü, ANAP 19,6'sını, DYP 19,1'ini, CHP 10,7'sini, MHP 8,1'ini; 1999'da DSP 22,1'ini, MHP 17,9'unu, FP 15,4'ünü, ANAP 13,2'sini, DYP 12'sini, CHP 8,7'sini, HADEP 4,7'sini; 2002'de AK Parti 34,2'sini, CHP 19,3'ünü, DYP 9,5'ini, MHP 8,3'ünü, DEHAP 6,2'sini, ANAP 5,1'ini; 2007 seçimlerinde AK Parti oyların yüzde 46,5'ini, CHP 20,8'ini, MHP 14,2'sini, bağımsızlar 5,4'ünü almış bulunuyor. Seçmenin ana gövdesi CHP'ye karşı kendine uygun bulduğu bir şemsiye altında toplanmış, özel bir parti, lider veya doktriner ideoloji sadakatine sahip olmamıştır.
Neden 12 Haziran 2011 seçimleri 'post-Kemalist dönem'in ilk seçimidir? Çünkü ilk defa CHP iki ana gruba ayrıldı, bu klasik hizipleşme değildir: Bir grup Kemalizm'den vazgeçmeyi savundu, diğeri Kemalizm'e makyaj yapmakla yetinilebileceğini öne sürdü. 12 Haziran, CHP'nin beklenen köklü reformu yapamadığını, hâlâ kimliğini Kemalizm'de aradığını göstermiş oldu. Post-Kemalist dönemin yükü yine AK Parti'nin sorumluluğunda. Hem AK Parti hem Türkiye için zor bir süreç başlamış durumda. Ortak aklı, ortak payda ve diyalog arayışını gerektiren bir dönem.
ZAMAN