HAKSÖZ HABER
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yaklaşan seçimler sebebiyle olsa gerek Avrupa’da yükselişte olan siyasi trendlere oynamaya devam ediyor. Siyasilerin her zaman başvurdukları bu gayri ahlaki tutum düşünce tarihinde Machiavelli’ye kadar götürülebilir.
Amaca giden yolda her şeye mübah gören bu anlayış ahlak dışı siyaseti mümkün kılıyor. Macron da önümüzdeki sene yapılacak olan seçim çalışmalarına önce terör yasasının kapsamını genişleterek başladı. Cami ve mescidler terör odağı haline getirilerek kapatılır hale geldi. Artan aşırı sağcı eğilimler ve İslam düşmanlığından ‘kendi payına’ oy çıkartmaya çalışan Macron’un son sözleri ise oldukça tanıdık.
Seçimlere müdahale olabileceğini söyleyen Macron, bildiğimiz dış güçler argümanına sarılıyor. Türkiye’deki siyasilerin de başvurduğu bu argümanın kullanımı oldukça yaygın. ABD de dış güçlerden şikayet ediyor, Rusya da, Fransa da, Türkiye de… Herkes topu birbirine atıyorsa acaba dış güçler ‘Marslılar mı?’ sorusu akla geliyor ister istemez.
Macron’un dış güç olarak gösterdiği odak ise yine popülizmden nasıl faydalanmaya çalıştığını gösteriyor. Aşırı sağ ve İslam düşmanlığı ile de irtibatlı olan Erdoğan karşıtlığına oynayan Macron, Erdoğan’ın seçimlere müdahale edebileceğini söylemiş. Aslında fena olmazdı ama böyle bir şeyin mümkün olmadığını herkes biliyor!
Zaten Macron’da bunun nasıl gerçekleştirilebileceği hakkında bir şey söyle(ye)memiş. Sadece camiler üzerinden insanları yönlendirebileceklerini ifade etmekle yetinmiş. Buna seçim propagandası deniliyor. Oldukça normal bir yöntem. Zaten Müslümanların Macron’u desteklememek için yeterli sebebi var. Dış müdahaleye falan gerek yok!