Polonya, Rusya Tehdidi Karşısında AB'ye Güvenemiyor

Polonya, bazı AB üyesi ülkelerin Rusya ile uzlaşma arayışına girmesinden kaygı duyuyor.

Polonya'da iktidara gelen popülist muhafazakar Hukuk ve Adalet Partisi'nin (PiS) son üç ayda attığı adımlar, ülkenin Avrupa Birliği üyeliğinin geleceği ve dış politikası hakkında soru işaretlerine yol açtı.

Düşünce kuruluşu Stratfor'un dış politika uzmanlarından Adriano Bosoni, Polonya hükümetinin bölgede artan Rusya tehdidi karşısında AB'nin yetersiz kaldığını düşündüğünü, bu çerçevede yeni politika arayışlarına girdiğini söyledi.

AB'nin avro krizinden bu yana zayıfladığını, AB içinde bölünmeler yaşandığını, Ukrayna kriziyle ilgili Rusya'ya uygulanacak yaptırımlar konusunda da AB üyelerinin bölündüğünü hatırlatan Bosoni, "Polonya'daki yeni hükümet, AB içinde siyasi bölünmelerin arttığını, Rusya'nın ise giderek daha aktif bir dış politika izlediğini görüyor. Sanırım Varşova, bazı AB üyesi ülkelerin Rusya ile uzlaşma arayışına girmesinden kaygı duyuyor" diye konuştu.

- AB'ye yönelik yeni politika

Ekim ayında iktidara gelen Hukuk ve Adalet Partisi'nin (PiS), seçim kampanyası boyunca, bir önceki hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdiğini, AB'nin talepleri doğrultusunda yapılan ekonomik reformların, ülkede tüm kesimlerin refahını getirmediğini belirten Bosoni, hükümetin AB'ye yönelik yeni politikasında, dış politika kadar iç siyasi faktörlerin de etkili olduğunu kaydetti.

Bosoni şöyle devam etti:

"PiS hükümeti, bir önceki hükümet döneminde uygulanan bazı politikalara son verilmesi gerektiğini düşünüyor, Polonya ekonomisi üzerinde kontrolünü artırmayı, devlete daha fazla rol biçmeyi planlıyor. PiS hükümeti, AB üyesi ülkelerin egemenlik haklarını, olması gerekenden çok daha fazla Brüksel'e devrettiklerine inanıyor. Bu sürece son verilmesi gerektiğini savunuyor. Sanırım PiS, giderek daha da güçlenen Rusya karşısında, Polonya'nın olabildiğince fazla egemenlik haklarını elinde tutması gerektiğine inanıyor. PiS'in AB'ye karşı olduğunu düşünmüyorum, ama AB'yi daha çok egemen ülkeler arasında anlaşmaya dayalı bir işbirliği örgütü olarak görüyor."

- Almanya ile anlaşmazlıklar

Bosoni, "Polonya hükümeti büyük olasılıkla Baltık ülkeleri ve Doğu Avrupa ülkeleriyle zaten yakın olan ilişkilerini daha da güçlendirmeye çaba gösterecektir. Bu çerçevede özellikle Romanya ile işbirliği güçlendirilebilir. Gelecekte Polonya'nın Almanya ve AB Komisyonu ile arasında daha fazla görüş ayrılıkları yaşanabilir" değerlendirmesini yaptı.

Polonya ile Almanya arasındaki anlaşmazlıkların başında Rusya ile ilişkiler konusu geliyor. Polonya, Rusya'nın bölge politikalarına karşı AB'nin daha sert yaptırımlar uygulamasını isterken, Almanya diplomasiye öncelik verilmesini, Rusya ile diyalog kanallarının koparılmaması gerektiğini savunuyor. Polonya ise Almanya'nın Rusya ile ilişkilerinde enerji işbirliğinin ve ekonomik çıkarların ağır basmasından endişe ediyor.

Avrupa Politika Çözümlemeleri Merkezi (CEPA) Başkan Yardımcısı Dr. Marcin Zaborowski, Almanya ile Polonya arasında geçen hükümet döneminde de görüş ayrılıklarının yaşandığını, yeni dönemde ise bunların kamuoyu önünde daha açık bir şekilde dile getirilmekte olduğunu söyledi.

Dr. Zaborowski, Almanya'nın Ukrayna ve Polonya'yı baypas edecek şekilde Rusya'dan doğalgaz taşıyan Kuzey Akım boru hattı projesini hayata geçirmesinin, Polonya'da hemen hemen tüm kesimler tarafından eleştirildiğini belirterek "Biz Kuzey Akım projesinin, Polonya'nın çıkarlarına aykırı olduğunu düşünüyoruz. Eski hükümet de bu projeyi eleştiriyordu. Aynı zamanda Almanya'nın Rusya'ya yönelik politikalarına tepkiliydi. Ancak bu eleştirilerini Alman hükümetiyle zıtlık içine girmeden aktarıyordu" dedi.

Polonya'daki yeni hükümetin gelmesiyle dış politikanın temellerinde çok büyük değişiklikler beklemediğini, daha çok yöntemler, yaklaşımlar ve tarz konusunda değişiklik olabileceğini düşündüğünü ifade eden Dr. Zaborowski, PiS hükümetinin AB üyeliğine karşı olmadığını, AB ile entegrasyonun belli alanlarda derinleştirilmesini istemediğini vurguladı.

Dr. Zaborowski, "Aslında Avrupa genelinde de AB entegrasyonu konusunda desteğin azalmakta olduğunu gözlemliyoruz. AB'nin artık reforma ihtiyaç duyduğu konuşuluyor. Belki de belirli alanlarda entegrasyonda çok fazla ileri gidildi, belirli alanlarda ise entegrasyon çok geride kaldı, örneğin enerji alanında" diye konuştu.

(AA)

Haber Haberleri

ABD seçimleriyle değişim beklemek mümkün mü?
Kırıkkale'de eski YRP'li Belediye Başkanı Hilmi Şen öldürüldü
CHP, Lütfü Savaş'ı ihraç ediyor
Edirne’de toplanan Balkan alimlerinden Gazze mesajı
Mossad'ın hedefinde bu sefer İtalya Başbakanı Meloni vardı