HAKSÖZ-HABER
Yunanistan Sahil Güvenlik birimlerinin denizde batırmaya giriştiği mülteci botları, Türkiye sınırından çıkan kadın ve çocukların üzerine göz yaşartıcı gazlar ve coplarla saldıran polislerin çırılçıplak soyarak nehre attığı mültecilere ait görüntülere Atina sokaklarında binlerce insan itiraz edip lanetledi. Bir taraftan Yunanistan Hükümeti ve güvenlik birimlerinin şiddet politikalarını desteklemek üzere Meriç Nehri kenarına akın eden ırkçı-yabancı düşmanı örgütler diğer taraftaysa mültecilerle dayanışma eylemleri tertipleyen binlerce insanın hukuk ve merhamet çağrısı.
Atina Üniversitesi önünde toplanan binlerce insan, Yunanistan Hükümeti ve Avrupa Birliği’nin mülteci politikasını eleştiren slogan ve pankartlar eşliğinde Sintagma Meydanı’nda bulunan Parlamento’ya kadar yürüdü.
Göstericiler eylem sırasında, "Yunanlar ve yabancılar birlikte çalışabiliriz", "Kale Avrupa’ya hayır" ve "Faşizme ölüm" yazılı pankartlar taşıdılar. Gösteriler sırasında herhangi bir şiddet eylemi yaşanmadı ve olaysız bitti.
Irkçılar Yunan Sınırında Fırsat Kolluyor
Bununla beraber mültecilere karşı sergilenen ırkçı şiddet politikalarına destek olmak için harekete geçip Avrupa’nın diğer bölgelerinden Yunanistan’a, Meriç Nehri’nin kenarına koşup gelenler de eksik değildi.
Fransa'da doğan ve son dönemde Avusturya ve Almanya'da da hızla yayılan 'Kimlikçiler Hareketi' isimli grubun üyeleri, sınırın Yunan tarafına gelerek mülteci ve göçmenler aleyhinde gösteri yaptı.
Yorgı Kırbaki'nin Hürriyet Gazetesi’ne bildirdiğine göre, Kimlikçiler Hareketi isimli ırkçı grubun sosyal medya hesaplarında da "Sınırlarını korumaları için Yunanlara yardıma gittik” diye yazdılar.
Neo-Naziler Kan Kokusu Aldılar
Yunanistan Denizcilik eski Bakanı Panayiotis Kuruplis ise Skai televizyonuna verdiği bir demeçte hem ırkçı Almanların gelişini hem de Meriç'te silahlı sivil Yunanların geceleri mülteci avına çıkmalarını şiddetle eleştirdi. Eski Bakan Kuruplis “Ellerinde av tüfekleri olan vatandaşlar görmek istemiyorum. Alman Neo-Naziler'in de buraya geleceğini duydum" dedi. Irkçılığa karşı kamuoyu oluşturan haber sitesi “in.gr” ise “Alman ırkçılar kan kokusu aldılar. Meriç'te ortamın faşizme elverişli olmaya başladığına karar verdiler” ifadeleriyle durumun içerdiği riske ve tehlikeye dikkat çekti.
Kilise Karar Veremedi; Mülteciler mi, Düşmanlık mı?
Otosefal Yunanistan Kilisesi'nin lideri Atina Başpiskoposu Yeronimos da Meriç Nehri bölgesine giderek Yunanistan güvenlik güçlerini ‘kutsadı’. Yeronimos konuşmasına başlarken “Mülteciler için üzgünüm” dedi fakat sonra ortaya saçılan ırkçı şiddeti, saldırgan tutumları hiç anmaksızın Yunan güvenlik güçleri ile iftihar ettiğini de ifade etti. Ortodoks Kilisesi’nin de merhamet öğretisi can havliyle savaştan, yıkımdan, tecavüzden kaçan mülteciler henüz ulaşacak kadar gelişmemişti anlaşılan.
Yunan Hükümet Sözcüsü Stelyos Peças da son gelişmeler üzerine “Sınırlar ne kadar gerekiyorsa kapalı kalacak. Milli güvenliğimiz söz konusu" değerlendirmesini yaptı.
Ege'de Midilli adasında ise 1 Mart'tan sonra gelen ve Yunan Hükümeti'nin “1 ay süreyle hiçbir iltica talebinin kabul edilmemesi” karanı yüzünden göçmen kampı yerine günlerdir limanda bekletilen mülteci ve göçmenler, donanma gemisi ‘Rodos’ta nezaret altında tutuluyorlar. Yunanistan Hükümeti Ege Denizi’nde, Midilli, Sakız ve Sisam adaları çevresinde deniz ulaşımını da yasakladı. 12 Mart'a kadar sürecek yasaktan ticaret gemileri, Avrupa Sınır Koruma Ajansı (FRONTEX) tekneleri ve NATO'nun Ege'deki keşif, izleme ve gözetim gemileri muaf tutuldu.