PKK’nın Kulp Katliamı: Yine Kontrgerilla Edebiyatına mı Sarılacaksınız?

Arkadaşımız Muhlis Kılıç, aralarında dayısı Alladdin Yıldız’ın da olduğu Kulplu köylülere yönelik PKK vahşetinin detaylarını yazdı.

HAKSÖZ-HABER

Kulp’ta odun toplamaya giden köylülere saldıran PKK, 5 sivili katletti. Katledilen siviller arasında Kulp Özgür-Der’den Ceyhan ile Ali Alu kardeşlerimizin dayısı Hacı Akdeniz ve Suat Yıldız ile Muhlis Kılıç kardeşlerimizin akrabası olan Alladdin Yıldız da vardı.

PKK’nın bu hunhar saldırısında yaşamını yitiren kardeşlerimize Allah’tan af ve mağfiret, başta Ceyhan Alu, Ali Alu, Suat Yıldız ve Muhlis Kılıç kardeşlerimiz olmak üzere yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyoruz.

Muhlis Kılıç kardeşimizin saldırı olayı üzerine kaleme aldığı yazı:

Bugün sabah saatlerinde Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde PKK tarafından bir katliam gerçekleştirildi. Kulp’a bağlı Güleç mahallesinde yola döşenen patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu beş köylü hayatını kaybetti.

Bu saldırı, eli kanlı PKK’nin masum insanlara yönelik gerçekleştirdiği ilk saldırı değildi. Daha bir yıl geçmedi. 12 Eylül 2019’da aynı örgüt, aynı tarzda bir saldırı gerçekleştirmişti. Saldırıda 7 kişi ölürken 9 kişi de yaralanmıştı. Saldırı sonrasında PKK’nin bölgedeki destekçileri, olayın PKK tarafından yapılmadığını söyleseler de PKK onların bu söylemini boşa çıkarmış ve olayı üstlendiğini duyurmuştu. Yaşanan olayın ardından PKK akla zarar bir açıklama yapmıştı. Açıklamada öldürülen kişilerin, iktidar tarafından görevlendirilmiş kontrgerilla oldukları belirtiliyordu. PKK kendisi de biliyordu ki bu insanlar masum insanlardı. Bu kimselerin masum insanlar olduğunu Kulp’ta yaşayan herkes biliyordu.

O gece yaralılara müdahale sırasında sağlık çalışanı arkadaşlara yardım etmek için ben de hastaneye gitmiştim. Olay sırasında yaralanan vatandaşları görünce ağlamamak elde değildi. Kimi yetim kalmıştı, ona bakacak kimsesi yoktu, o yüzden bu işte çalışmak durumunda kalmıştı. Kimi üniversiteyi bitirdikten sonra atanamamıştı ve çocukları da olduğu için böyle bir işte çalışmak zorunda kalmıştı. Bunu şunun için söylüyorum; PKK’nin yaptığı bu saldırıları meşrulaştırmak için kimi insanlar şu söylemleri dillendiriyorlar: ‘’Bu insanlar PKK’nin böyle bir eylem yapacağını biliyorlar! Hem birkaç kez de uyarmışlar onları! Ona rağmen niye odun toplamaya gidiyorlar ki?’’ Sorularının içindeki cevapları görmüyorlardı bu insanlar. Bu insanlar böyle bir durumun olduğunu bile bile gidiyorlarsa, demek ki ellerinden başka bir şey gelmiyor. Her neyse bütün bu alçaklıklara rağmen PKK’yi kınayamayan kimselere diyebileceğim bir şey yok.

Bugünkü olay nasıl oluyor?

Bugün odun toplamaya giden işçiler, üç ayrı arabada odunları toplayacakları yere doğru gidiyorlar. Bir araçta beş kişi var. Diğer araçlardan biri traktör, bir diğeri ise minibüs. Minibüste yirmiye yakın işçi var. Önce traktör geçiyor olay yerinden. Minibüs her ne kadar pickuptan önce yola koyulsa da petrolde yakıt almak için durduğu esnada pickup kendisini geçiyor. Minibüs biraz daha geriden takip ettiği için olay yerinden pickupın geçişi esnasında saldırı gerçekleştiriliyor. Beş kişi olay yerinde can veriyor.

Saldırının yapıldığı yere gittiğimizde arabanın ortadan ikiye ayrıldığını gördüm. Pickupın ön kısmı yoktu. Patlamanın etkisiyle cesetlerden ikisi belki yüz-yüz elli metre uzağa fırlamıştı. Her tarafta kan vardı. Ölen kişilerin vücutlarından kopan parçalar etrafa saçılmıştı. Olay yerine gelen kadınların ağıtları arşı inletiyordu. Zaten bu coğrafyada yaşayan annelerin payına hep ağlamak düşüyordu. Olay yerinde alınan cesetler otopsi için hastaneye kaldırılıyordu.

Belki yine birileri çıkıp, ‘bu saldırıyı belki PKK yapmamıştır.’ diyecek. Belki inanmak istemeyecekler. Belki PKK yine çıkıp küstahça ve akıllarımızla dalga geçer gibi kontgerilla öldürdüğünü söyleyecek. Bunları bilmem. Ama şunu biliyorum ki, bu insanlar masum insanlardı. Dün gece konuştum Aladdin dayımla. Yüzünden eksik olmayan gülümsemesi sesine de yansıyordu yine. Bugün zalimler onu katlettiler. Ondan geriye dört yetim bıraktılar. Hacı Akdeniz’e, Alladdin Yıldız’a, Sedat Hazar’a ve diğer iki kardeşime Allah’tan rahmet diliyorum.

Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!