PKK Saldırıları Nedeniyle Kentten Köye Tersine Göç

"Kentler daha riskli ve güvensiz. Çocuklarımı alıp köyümüze döndük. Şimdilik köyde daha güvendeyiz." Sözlerin sahibi Şaban Bulut.

Sur'un ardından Diyarbakır'ın en büyük merkez ilçesi Bağlar'da da yaşanan PKK saldırılarının ardından evini terk edenlerden biri de Bulut ailesiydi.

Şaban Bulut'un yaşam öyküsü 1975 Lice depreminden, 1990'lı yıllarda yaşanan köy boşaltmalarına, oradan da PKK saldırılarına uzanıyor.

Diyarbakır Sur, ardından Bağlar'da yaşanan saldırılar, bu kez kentte yaşamayı zorlaştırdı. Bu durum da tersine bir göçü, şehirden köye gidişleri beraberinde getirdi.

Diyarbakır'ın Lice İlçesi'ne bağlı Yalaza Köyü'nden olan Bulut ailesi de bu tersine göçü yaşadı.

Deprem ve yaşanan göçler

Aile, 6 Eylül 1975'te yaşanan ve üç saniye süren 2 bin 385 kişinin yaşamına neden olan büyük Lice depremi yaşadı.

Depremde hasar gören 8 bin 149 yapıdan biri de Bulut ailesinin köydeki eviydi. Ailenin altı çocuğu vardı, Şaban Bulut henüz altı yaşındaydı, babaları ise işçi olarak Almanya'daydı.

Diyarbakır Bağlar'a yerleştiler. Babası Almanya'dan döndü, kazandığı parayla bir ev satın aldı.

Bulut ailesi, baharla birlikte köylerinde çiftçilik yapıyordu. Şaban Bulut büyüdü, evlendi. Güneydoğu'da giderek şiddetlenen çatışmalar Lice ve Yalaza Köyü'nü de etkisi altına almaya başlıyordu.

Yıl 1993'ü gösterirken, Diyarbakır'ın birçok köyü gibi Bulut ailesinin köyü de boşaltıldı. Aile artık yazları da köyüne gidemez oldu.

2001 ile birlikte azalan çatışmalar, köylere dönüşün önünü açtı.

Dokuz çocuk babası Şaban Bulut'un iki kardeşi köye döndü ev yaptı, yaşamaya başladı.

10 yıl boyunca terzicilik yapan Şaban Bulut da mesleğini bıraktı, kışları Diyarbakır'da yazlarıysa köyünde çiftçilik yapmaya başladı.

PKK saldırıları ve köye tersine göç

Bağlar'da yaşanan PKK saldırıları Bulut ailesini yeniden köye göç etemeye zorladı. Şaban Bulut, dokuz çocuğu, gelini ve iki torunuyla yanına alabildikleri eşyalarıyla köyüne döndü.

Köy, Diyarbakır merkeze yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta. 70 haneli köyde kalıcı kalanlar olduğu gibi sadece yazları gidenler de var.

13 kişilik Bulut ailesi, köyün dışındaki tarlalarında kurdukları çatırda yaşıyorlar.

Şaban Bulut, "Bağlar Muradiye Mahallesi Cemiloğlu Caddesi'nde yaşıyorduk. Çatışma yasak başlayınca çocukları alıp köye gitmeye karar verdim" diyor.

'Hiçbir yer güvenlikli değil'

Kendisine neden köyüne döndüğünü sorduğumda "Şimdi Amed'de (Diyarbakır) güvenlikli bir yer var mı? Bence hiçbir yer güvenli değil. Şu an köy daha güvenli, çadırda yaşamak daha iyi" yanıtını veriyor.

Şaban Bulut ile sohbetimiz esnasında 1990'lı yılları da konuşuyoruz. O yıllarda köyde yaşamanın çok tehlikeli olduğunu anlatıyor.

İddiasına göre, 1990'larda köyleri göç ettirme politikası şimdi şehirlerde yaşatılıyor. O, "İnsanlar bir daha yerleşmesin diye evleri yakıp yıkıyorlar" düşüncesinde.

Aile olarak ne yapacaklarını sorduğumda "Gidecek başka bir yerimiz yok ki. Çadırda yaşamaya devam edeceğiz. Şehrin sokakları ateş çemberi. Ne olacağını kimse kestiremiyor. Köyde şu an risk az. Operasyon yok. Çatışma yok. Şehir riskli" diyor.

Şaban Bulut, PKK saldırılarının baharla birlikte köylerde yaşanmasından kaygılı.

"İşte o zaman artık gideceğimiz bir yer gerçekten kalmaz" yorumunda bulunuyor.

Diyarbakır'da hatta tüm Güneydoğu'da kiminle konuşsanız duyacağınız sözü ekliyor: "Yeniden barış sürecine dönülsün, çatışmalar bitsin."

Çözüm sürecinde yaşanan huzur ortamının farkında.

Şaban Bulut, "Köye gittiğimizde çok rahattık. Şehirde rahattık. Geceleri geç saatlerde bile yolculuk yapabiliyorduk. Şimdi yapmıyoruz. Zorunda kalsak bile tedirginiz. O yıllarda bunu yaşamıyorduk" ifadelerini kullanıyor.

BBC

Gündem Haberleri

Suriyelilerin ülkelerine dönüşlerini kolaylaştıracak yeni adımlar devrede
Şanlıurfa’da cinsel sapkınlık programı tepki çekti
AK Parti'de yeni İstanbul İl Başkanı belli oldu
“Şam fehedildiyse Kudüs'ün de fethi yakındır"
Muğla'da Sağlık Bakanlığı'na ait ambulans helikopter düştü: 4 ölü