Geçen ay (4 Kasım) Diyarbakır’da gerçekleşen ve çok sayıda vatandaşımızın hayatına mal olan bombalı saldırı üzerine yazdığım “Emperyalist terör” başlıklı yazıda, PKK’nın, bu gibi terör eylemleriyle emperyalistlere tezgâhtarlık yaptığını söylemiştim.
Bunun üzerine bazı PKK yandaşları, bilmem hangi internet sitesindeki bir iddiaya istinaden, “IŞİD’in eylemini nasıl PKK’ya mal edersin?” diye tepki göstermiştiler.
Sanki böyle aşağılık saldırılar PKK’nın tarzı değilmiş gibi…
Sanki böyle korkunç bir katliam PKK’ya yakıştırılamazmış gibi…
Rastgele adam öldürmeyi meslek edinen bu aşağılık örgüte toz kondurmayacaklardı, ellerinden gelse.
Diyarbakır saldırısı PKK’nın yan kuruluşu TAK tarafından üstlenilince sesleri kesildi tabii.
Hem de tamamen kesildi.
“IŞİD yaptı” demekten vazgeçtiler, ama PKK’yı kınamaya da yanaşmadılar.
‘IŞİD yapmış olsaydı lanetlikti, PKK yaptığına göre başımız gözümüz üstüne’ demeye getirdiler.
Aslında Bağdadi Grubu (“IŞİD”) yapmış olsaydı da başları gözleri üstüneydi.
Lanetliyor gibi yapmalarına aldanacak değildik.
‘Türkiye kan kaybetsin de nasıl kaybederse kaybetsin’ anlayışında olduklarını biliyoruz zira.
PKK ile Bağdadi Grubu arasındaki emperyalist irtibatı da biliyoruz.
***
Türkiye, kendisine saldıran Bağdadi Grubu’nu (“IŞİD”) Suriye’deki inlerinde vurdukça, PYD yani PKK hop oturup hop kalkıyor.
Bu böyle; çünkü Amerika Birleşik Devletleri hop oturup hop kalkıyor.
Suriye’ye ve dolayısıyla Türkiye’ye karşı kurdukları ‘PYD/IŞİD Diyalektiği’ tezgâhının parçalanması ihtimali çıldırtıyor onları.
İhalesi PYD yani PKK’ya verilen ve Türkiye’yi kuşatma gayesine hizmet eden Kuzey Suriye projesinin selameti için “IŞİD” öcüsünün o bölgede bir müddet daha tedavülde kalması gerekirken, Türkiye, Fırat Kalkanı Harekâtı ile, bu oyunu bozmaya kalkıyor!
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Hür Suriye Ordusu birlikleri yarın Menbiç’te PKK’yı vurduğunda, buna PKK ile beraber Bağdadi Grubu’nun da mukabele edeceği muhakkak.
Bağımsız bir devlet gibi davranma ve kendi oyununu kurma cüretini gösteren Türkiye’ye haddini bildirmek için Ankara’yı, Diyarbakır’ı, İstanbul’u da kana bulamak ve bu uğurda bütün terör örgütlerini seferber etmek gerektiği de muhakkak!
***
Suriye’deki askerlerimizin El Bab’a dayandığı ve AK Parti ile MHP’nin Türkiye’de siyasi istikrarı teminat altına almaya matuf bir anayasa değişikliği paketinde anlaştığı Cumartesi gününün gecesinde, teröristler İstanbul Beşiktaş’ı vurdu.
Onlarca insanımızı bombalarla parçaladılar.
Rahmân ve Rahîm Allah, bu korkunç terör saldırısında can veren polis ve sivil vatandaşlarımızın cümlesine ganî ganî rahmet eylesin, yaralananlara acil şifalar versin; o bombaları patlatan alçakları ise Kahhâr sıfatıyla kahreylesin.
PKK (TAK), saldırıyı üstlendi.
Yakışır PKK’ya.
Saldırının arkasından Bağdadi Grubu çıksaydı ona da yakışırdı.
FETÖ’ye, DHKP-C’ye de yakışırdı.
Beriki veya öteki, ne fark eder?
PKK, Bağdadi Grubu, FETÖ ve DHKP-C, aynı yerden vuruyor.
Komplo teorisi filan değil, apaçık bir gerçek bu.
Hepsi aynı oyunun aletleri.
Emperyalizmin tezgâhtarlığını yapıyorlar hep beraber.
Berikinin Kürtçülüğü veya komünist devrimciliği, ötekinin şeriatçılığı hikâye!
Bütün dava, emperyalizmin soysuz çarkına çomak sokan Türkiye’yi terör cenderesinde etkisiz hale getirmek.
***
Allah, Türkiye’yi korusun, bizi Sırat-ı Mustakîm üzre kuvvetlendirerek bu cendereden çıkarsın ve Ümmet-i Muhammed’in dertlerine derman kılsın.
Medet, Yâ Mucîb!
Fetih, Yâ Fettah!
Karar