Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur: "Peygamber mü'minler için kendilerinden daha önceliklidir. Onun eşleri de onların anneleridir." (Ahzab, 33/6)
Bu prensip gereğince Müslümanların, Hz. Peygamber (s.a.s.)'e kendi canlarından fazla öncelik vermeleri, saygı duymaları ve ona karşı saygısızlık yapılması durumunda da kendilerine karşı gösterilen saygısızlıktan fazla duyarlı olmaları gerekir.
Eşlerini de anneleri derecesinde görmeleri, kendilerine saygı göstermeleri, herhangi bir taşkınlık veya taassup düşüncesiyle onlara saygısızlık edilmesine, iftira atılmasına, aşırılık gösterilmesine kesinlikle razı olmamaları gerekir.
Bu, Kur'an-ı Kerim'in çizdiği bir kırmızı çizgidir ve Müslümanların bu çizgiyi koruma konusunda duyarlılık göstermeleri bir inanç ilkesidir.
Bu gibi duyarlılıklar sadece Müslümanlara mahsus da değildir. Ondan dolayı insanların kutsal veya saygın gördükleri hakkında eleştirel bir yaklaşımda bulunulsa bile hakaret içerikli ve aşağılayıcı bir üslûpla hafife alınması esasta ahlâk ilkelerine aykırı görülmüş, toplum düzeninin korunması açısından pek çok hukuk sisteminde de suç sayılmıştır.
Bugün insanlık bir global toplum niteliği taşıyor. Bunun yanı sıra sadece Amerikan toplumu içinde altı milyondan fazla Müslüman barındırıyor. İstatistiklere göre dünyada en fazla yahudinin yaşadığı ABD'de bile Müslümanların sayısı yahudilerin sayısına çok yakındır. Fakat ABD sistemi yahudilerin siyasi duyarlılıklarına bile önem verirken ve Filistin toprakları üzerindeki gayri meşru işgallerine dair hassas noktalarına dokunulmasını engellerken, Müslümanların tarihten bugüne en fazla saygı duydukları ve önceledikleri insan olan Hz. Peygamber (s.a.s.)'i hafife alan, aşağılayan bir film yapılmasına, finanse edilmesine ve gösterilmesine hiçbir şekilde engel olmuyor.
Bu durum karşısında İslâm dünyasında seslerin yükselmesi, tepkilerin meydanlara dökülmesi karşısında sorumluluğu da yüklenmesi ve yaptığı yanlıştan derhal dönmesi gerekir.
Ne yazık ki İslâm'a karşı cephe açan fitne çetesinin piyasaya çıkardığı film Suriye'deki katil Baas rejiminin de işini kolaylaştırdı. Çünkü bu günlerde doğal olarak bu filmden kaynaklanan toplumsal çalkantılar dünya gündemini meşgul ediyor. Katil Baas rejimi de bir yandan günlük ortalama cinayet sayısını yüz ellinin üstünde tutarak katliamlarını sürdürüyor.
Libya'da tepkilerin şiddete dönüşmesi sonucu Bingazi'deki ABD Konsolosluğu'nda büyükelçiyle birlikte bazı diplomatların öldürülmesi üzerine yaşanan gelişmeler de düşündürücü. Tepkilerin hedefinde ABD'nin olması normaldir, çünkü suçluları himaye eden ve böyle bir çalışmaya fırsat veren odur. Şiddete dönüşmesi ise haklı cephede olumsuz imaja neden olması sebebiyle tasvip edilemez. Ama Suriye'de her gün yüzlerce insanın katledilmesi karşısında kılını kıpırdatmayan dünyanın, bugün iki milyara yakın insanın "canından daha öncelikli" gördüğü bir yüce şahsiyete çirkince saldırılmasından sorumlu devleti hiç hesaba çekmeden onu hedef alan bir şiddet karşısında böylesine şiddetle harekete geçmesi de sorgulanması gereken tutumdur.
Yaşanan olaylarla birlikte hemen Arap halklarının özgürlük mücadelesini mahkûm etmeye kalkışanların sergilediği tutumu da büyük bir esefle karşılıyorum. Tarihte bu tür değişim süreçleri birçok kez yaşanmış, bazıları başarılı olmuş, bazıları uzun zamanda oturmuş, bazıları da hedeflenene ulaşamayabilmiştir. Ama bunların hiçbiri niyetleri, haklı davaları ve meşru talepleri suçlu durumuna düşürmenin, mahkûm etmenin gerekçesi olamaz.
Kontrol edilemeyen bazı gruplar tarafından sınırı aşan hareketler ve bazı yanlışlar yapılsa da peygamberi canlarından evla bilerek büyük tepkilerle ABD emperyalizminin ve uluslararası siyonizmin sinsi fitne oyununun karşısına çıkan kitleler yine o özgürlük meşalesini yakmış halkların arasından çıktı.
Bize düşen de bu özgürlük meşalesinin üzerine çamur atmak değil kaynağını güçlendirecek yağ dökmektir. Eğer bunu başarabilir ve ümmet bilinci üzere bütünlüğümüzü sağlayabilirsek ABD emperyalizmi köşesine çekilmek zorunda kalacak ve fitne politikalarının global sistemini oluşturmuş olan uluslararası siyonizm de böyle bir çirkinliğe, aşağılama amaçlı faaliyete cesaret edemeyecektir.
YENİ AKİT