“Pes”..

Abdurrahman Dilipak

Dersim yasasına karşı çıkmak, Atatürk’ün ilke ve inkılablarına karşı çıkmak anlamına geliyor madem, tamam sustuk. Haklısınız..

Madem öyle istiyorsunuz. AB sürecini durduralım hemen ve tekrar tek parti dönemine geçelim.. Baykal 3. adam olsun, 4. adam Öymen ya da Kılıçdaroğlu.. (Aslında Öymen’in öyle karizmatik bir yanı filan yok. Her “beyaz Türk”, aynen Öymen gibi düşünür. Öymen sadece çenesini tutamadı, o kadar! Ve CHP’de “Öymen kafalı” o kadar çok adam var ki! Olan sonuçta Öymen’e oldu. Ha bu Öymen’in başına gelenler, ötekilere ders olsun.. Haydi Öymen, bir de Menemen’den söz et. Haydi Menemenliler, siz de kıpırdayın biraz!?..)

Güneydoğu’ya “Demir-el operasyonu” düzenleyebilir.. Diyarbakır’ın adını da “Demiryumruk” yapalım.. Diyarbekir’i Diyarbakır yaptık, yetmedi madem, bakırı da demire çeviririz. Ki akıllarını başlarına alsınlar!. Türkiye Türklerindir. Diğerlerine düşen ise Türklere uşaklıktır.. Gerekirse, şöyle 50 kiloluk ufak bombalar atalım bunların meskun olduğu bölgelere, hayatta kalan, geçmişi hatırlamayacak 5 yaşından daha küçük çocukları da alıp Ankara’ya getirip, asker ailelerinin ve subayların evlerine besleme veririz.. Resmen de onlara deriz ki; sizin anne-babalarınızı Kürtler öldürdü, kahraman ordumuz da sizleri o teröristlerin elinden kurtardı ve insanca yaşam standartlarına kavuşturdu.. Bir de Tunceli’de uygulanan tentil, tedib, tehcir yasası gibi, Demir yumruk kırım, adam etme ve sürgün yasası çıkartalım..

Gerekirse gaz da kullanalım, kısırlaştırma faaliyetleri de yapalım..

İdam cezasını geri getirelim. Apo’yu Diyarbakır kalesinde asalım..

Öymen de çıkar dünya ülkelerine, demokrasiye bağlılık mesajları gönderir.. “İnsan hakları insanlara uygulanır, bunlar insanlaşma aşamasına geçememiş, insan kılıklı maymunlardır” filan der belki, Darwin’in yaptığı gibi.. Ne de diplomat ve entelektüel bir kariyere sahip bir kişi..

Operasyonu Kılıçdaroğlu yönetsin.. Ne de olsa içeriden biri..

Madem tek parti dönemine geri döneceğiz, seçim sistemi de açık oy, gizli tasnif olmalı..

Adaylar merkez yoklaması ile belirlenmeli..

Vali, belediye başkanı ve garnizon komutanı, parti, üyesi olmalı..

Genelkurmay Başkanı, Başbakan 1. Yardımcısı sıfatı ile Bakan olmalı. MSB kaldırılmalı.. Gerek görüldüğü her durumda mahallin en büyük askerî otoritesi, yönetime geçici bir süre için el koyabilmelidir..

Maksat, Atatürk ilke ve inkılapları yaşasın. Maksat, Cumhuriyet’in temel ilkeleri korunsun..

Azınlıklar taşocaklarına sürülsün. Mallarına el konulsun.

Şirketler devletleştirilsin..

Varlık vergisi, yol vergisi getirilsin.

Özel okullar ve vakıf üniversiteleri kapatılsın.

Atatürk zamanında var mıydı böyle şeyler.. Dünkü İstiklal Mahkemeleri yerine bugün devrim mahkemeleri kurulsun.. Savcıya, savunma avukatına gerek yok. Temyize de... “Yasaya göre yargılama”ya da... Verdikleri karar yasa sayılsın.. Mahkemeler kışlada kurulsun, örfi idare esaslarına göre çalışsın.. Eskiden olduğu gibi!..

Demokrasi gibi saçmalıklara gerek yok. Sivil toplum gibi başıbozuk takımlarının tümünü tasfiye etmek gerek.. Halkevleri, Türkocağı, CHP kadın, gençlik, işçi kolları yeter. Belki Çağdaş Yaşam ve Atatürkçü düşünce, Kuvayı Milliye, Türk kuşu gibi birkaç dernek vakıf kalabilir. Sendika, özerk kuruluşlar gibi saçmalıklara gerek yok.. Toplu sözleşme, grev, lokavt kaldırılmıştır.. Meslek örgütleri, Barolar ve meslek birlikleri, partinin meslek kollarına dönüştürülecektir..

Yargı bağımsız filan da olmamalı. Atatürk ilke ve inkılablarına, Cumhuriyet’in niteliklerine, devrime, gönülden ve sadakatla bağlı olmalıdır..

O zaman bakın bakalım darbe oluyor mu?

Gerekirse 10 yılda 15 milyon genç yaratırız! Resmi ideoloji ve resmi tarih yeniden ihya edilmelidir. Yeni Cumhuriyet “Ümmet leşi” üzerine inşaa edilecektir.. “Taassub örümceğinin ördüğü ağlar, milleti daima ahrete bağlar”dı değil mi. “Örümcekli kafa, Osmanlı vatandaşının kafasıdır. Bu kafanın içinde iki kocaman örümcek otururdu: İslâm taassubu ve garp hayranlığı”; onun için Osmanlı’yı savunanlara izin vermemek gerekir..

Cami sayısı, belediye sayısı ile sınırlı olmalı.. Namazını herkes evinde kılsın.. Camilerde ahkâm ayetleri, geçmiş ve gelecekle ilgili bölümler değil, devrimle çelişmeyen ayetler okunmalı ve açıklama yapılırken de Nutuk’tan faydalanılmalıdır.. Ezan Türkçe olmalı.. Din bireysel anlamda vicdanlar, toplumsal anlamda mabedle sınırlı olmalı, kesinlikle dinin kamusal alana, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel alana taşmasına izin verilmemelidir.. İrtica ile mücadele, İstiklal Harbi’nden daha elzem ve zor bir mesele addedilmelidir.. İmam-Hatip, Kur’an Kursu filan yok.. Başörtüsü yasak.. Bütün yayınlar, özellikle de dinî yayınlar sansüre tabi olmalıdır. Değil mi ki; rejim karşıtı her mel’anet, din kisvesi arkasına saklanmış bu çevrelerden neşet etmektedir nitekim!

İnternet sınırlandırılmalı. Hatta uluslararası bağlantılar engellenerek, intranet olarak uygulanmalıdır.. Uydu yayını ve izleme sistemleri engellenmelidir.. Özel radyo ve televizyonlar kapatılmalı.. Yerel Media, CHP ve Halkevlerinin, ulusal Media, sayı olarak sınırlandırılarak partinin denetimine alınmalıdır..

Özel bankalar kapatılmalı, borsa tasfiye edilmelidir.. Yabancı para kullanımı durdurulmalıdır. Yurtiçine giriş ve çıkışlar sınırlandırılmalıdır..

Her türlü haberleşme sistemi, matbaa, telefon, fax gibi cihazlar daha sıkı bir denetime alınması ve rejimin selameti açısından izlenebilmesinin sağlanması gerekir..

Evet! Tabiî ya! Dün yazıldığı gibi “Milli irade bu mudur? Milli İrade Halk fırkasının kazanması değil de (...) çocuğuna sofra duası öğretecek mektep arayan yobazın iradesi midir?”

Bunların kafasına vura vura önce “Türkün yeni amentüsü”nü öğreteceksin.. Sonra da Behçet Kemal Çağlar’ın, Mustafa Kemal için yazdığı Mevlid’i..

Bize yeni bir Osman Nuri Çerman gerek. Bize en parlak Türkçü Tekinalp (Moiz Kohen) gibi yeni bir Cumhuriyet aydını gerek. Bize Şemsi Efendi (Şimon Zwi) gibi, Dersimli kızları toplayın çağdaş insanlar olarak yetişmesini sağlayan Misyoner Avar gibi çağdaş eğitim verecek muallimler gerek!

Başka bir emriniz var mı efendim..

Size soruyorum, Baykal efendimiz, Öymen efendimiz, Kılıçdaroğlu efendimiz! Hani yarın biri çıkıp, Atatürk’e karşı çıkmak, Cumhuriyet’in kazanımlarına karşı çıkmak adına bizi azarlamasın.. Tamam “pes”! Bütün bunların yeniden hayata geçirilebilmesi için, o zaman hep birlikte haykıralım: Yaşasın Ergenekon ve yaşasın Ergenekon’un avukatlığına, geçmişin tenkil, tedip, tehcirine sahip çıkan, o çevrelerin avukatlığına soyunan CHP ve onun kahraman yöneticileri..

- Ne mutlu Türküm diyene!

Selam ve dua ile...

VAKİT