Doğruhaber gazetesinin yer verdiği “Perinçek Grubu Güçlendikçe Gerçek Yüzünü Gösteriyor!” başlıklı haber-analiz şöyle:
Önce Vatan Partisinin Diyarbakır şubesi Dağkapı Meydanı’na verilen “Şeyh Said” isminin kaldırılması için valiliğe dilekçe verdi. Ardından Tunceli’deki Seyyid Rıza Heykeli’nin kaldırılması için dilekçe verdi.
Bir basın açıklaması sırasında bu atılan adımların arkasında duran Perinçek; Her ikisi de bu günkü terör örgütleri gibi çalışmış, diyerek ikisini de ülkeyi bölmeye çalışmakla suçlamıştı.
Perinçek; “Eğer bu ikisine gösterilen saygıyı yıkmazsak, verilen (kısmi) itibarı yerle yeksan etmezsek bugün terörist diye adlandırdığımız Pkk ve FETÖ’nün de ileride bu tür girişimlerde bulunabileceklerinden” bahisle (kapalı bir üslupla) Şeyh Said ve Seyyid Rıza’nın tahkir edilmesi gerektiğini vurgulamak istiyor.
Perinçek son olarak Çorum’daki “Üretim Devrimi Kurultayı”nda konuştu. Perinçek, partisinin kaldırılması için başvuruda bulunduğu Tunceli'deki Seyit Rıza heykeliyle ilgili "Seyit Rıza heykeli APO heykelidir" diye konuştu.
Perinçek ve onun cenahından gelen aşırıların “Vatan” denilince tek anladıkları şey “Kendi ideolojilerine uymayan herkesi imha etmektir” denilse yeridir. Bunun örneklerini; çok övdükleri Mao’da, Stalin’de, Pol Pot’ta… Görmek mümkün. Bunlarda “Tarihi gerçeklerle yüzleşmek” diye bir endişe hiçbir zaman olmamıştır.
Şeyh Said ve Seyyid Rıza’yı bu örgütlerle anma hatası bir yana daha dikkat çekici olan Perinçek ve grubunun ‘Zamanlamalarıdır.’
Neden iki üç yıl önce değil de şimdi bu dilekçeler verildi, bu talep yapıldı? Bu sorunun cevabını Vatan Partisinin tabiatıyla yorumlamak mümkün değil. Bunlar birkaç yıl önce de aynı düşüncedeydiler.
Bu (olası) yaklaşan bir seçimle de açıklanamaz.
Öyleyse geriye bir tek “Perinçek Grubu bürokraside güç kazandıkça gerçek yüzünü daha rahat gösteriyor!” tespiti kalıyor ki en doğrusu da bu galiba.