Ahmet Varol / Yeni Akit
Pentagon’dan gizli belgeler sızdırılması
Son günlerde uluslararası alanda gündemi meşgul eden konulardan biri Pentagon’dan yani ABD Savunma Bakanlığı’ndan Rusya-Ukrayna Savaşı’yla ilgili bazı gizli belgelerin sızdırılması ve internette paylaşılması hadisesidir.
Aslında bu tür gizli belgeler sızdırılması ve kamuoyuyla paylaşılması hadisesi uluslararası alanda ilk kez yaşanmıyor. Bundan önce de farklı zamanlarda çok önemli ve çok gizli olduğu söylenen muhtelif bilgiler ve belgeler medya organlarında açıklanmıştı. Bunların belki en çok ses getirenleri de Wikileaks Belgeleri oldu.
Bu şekilde gizli belgelerin umuma açıklanması bazen kontrol dışında gerçekleşebiliyor. O durumda gerçekten gizli kalmasına özen gösterilen bilgiler kamuoyuna açıklanmış olmaktadır ki bunun gerçekleşmesi ihtimali çok düşüktür. Çünkü bilindiği üzere bu tür belgeler sadece dosyalarda gizlenmiyor. Aynı zamanda onlara ulaşması imkanı olanların ağızlarının sıkıca bağlanması suretiyle de gizleniyor. Belgelerin açılması hareketleri de sıkı takip edildiğinden herhangi bir sızdırma olduğunda bunu kimin gerçekleştirdiğinin tespit edilmesi imkanı var. Ama bazen birilerinin birtakım karanlık ilişkilerinden dolayı kendilerine yönelik risk faktörünü göz önünde bulundurarak bu tür gizli belgeleri açığa çıkarmaları da mümkün olduğundan tümüyle imkansız değildir. Bununla birlikte dediğimiz gibi böyle bir şey nadiren gerçekleşir.
Bazen de tamamen stratejik hesaplarla, kafa karıştırma amaçlı olarak, birileri hakkında töhmet oluşturmak veya bazı hesapları bozmak amacıyla kasıtlı olarak açığa çıkarılır. Bu şekilde açığa çıkarılan belgelerde yer alan bilgilerin içinde gerçek dışı olanların bulunması da mümkündür. Çünkü amaç bilgilendirme değil yönlendirme ve dümen çevirmedir.
Son günlerde tartışma konusu olan Pentagon’un gizli belgelerinin sızdırılması olayının hangi türden olduğu hakkında henüz güçlü bir kanaat edinme imkanımız yok. ABD, bu belgelerin hesapsız bir şekilde sızdırıldığı ve olayın arkasında Rusya’nın parmağının olabileceği yönünde intiba oluşturmaya çalışıyor. Bu arada belgelerin nasıl sızdırıldığı konusunu da çok sıkı bir şekilde araştırdığı ve arka planını ortaya çıkarmaya çalıştığı iddiasında bulunuyor.
Rusya’nın iddiası ise ABD’nin bu belgeleri, Ukrayna Savaşı hakkında yönlendirme yapmak ve zihinleri karıştırmak amacıyla stratejik amaçlarla kendisinin sızdırdığı yönünde.
Aslında söz konusu belgelerin internette paylaşılmaya başlandığı sırada Rusya güdümlü birtakım medya organları onlara ilgi göstermiş ve içeriğiyle ilgili değerlendirmelerde bulunmuşlardı. Yani Rusya’nın çıkarlarını gözeten medya organlarının ve haber kaynaklarının da belgeleri ciddiye aldığı anlaşılıyordu. Ama sonrasında belgelerin birçoğunun sahte olduğu yorumları yapmaya başladılar. Bu aşamada Rusya’nın resmi yetkilileri de belgelerin sızdırılması işleminin ABD’nin kendi oyunu ve taktiği olduğu söylemini dillendirme yoluna gitti.
Bu arada belgelerin merkezinde yer alan Ukrayna da sızdırılan belgelerin bir kısmının sahte olduğu yönünde kanaat belli ederken, bundan ABD’yi değil de Rusya’yı sorumlu tuttu. Yani Rusya’nın bu belgeler vasıtasıyla savaşla ve muhtemel gelişmeler hakkında yanlış bilgilendirme yapmayı amaçladığını ileri sürdü.
Bağımsız taraflardan da, sızdırıldığı iddia edilen belgelerde bazı asılsız, sahte ve yanıltıcı bilgiler bulunduğunu söyleyenler oldu.
Sızdırıldığı söylenen belgelerde yer aldığı iddia edilenlerden bazılarının senaryo veya tahminlerden ibaret olduğunu, içerikle ilgili olarak yayınlanan haberlere dayanarak söylemek mümkün. Bu da “kontrollü sızdırma” ihtimalini güçlendiren bir durum.
Eğer belgeler gerçekten birileri tarafından gizlice ve yetkililerin bilgisi dışında sızdırıldıysa bu ABD açısından önemli bir prestij kaybı anlamına gelir. Eğer bunda ABD’nin stratejik bir hesabı varsa o zaman böyle bir prestij kaybını zaten göze almak zorundaydı. ABD’nin geçmişte de bu tür risk faktörlerini stratejik hesapları için göze aldığını biliyoruz.