Patani: Orda, Bir Köy Var Uzakta

AHMET YASİN ELKİ

Dünyanın birçok bölgesinde mazlumların umudu olan, muhtaçların yolunu gözlediği İHH İnsani Yardım Vakfı, yardım çalışmalarını dur durak bilmeksizin sürdürüyor. 5 kıta ve 135 ülkede yaralara merhem olan İHH, yeni projelerle çalışma alanlarını büyütürken bizler de bu projeleri yerinde görmek, ihtiyaç sahiplerine yardım dağıtımında bulunmak ve tabi ki oradaki kardeşlerimizle kardeşlik bağımızı artırmak için İHH’nın organizasyonuyla Asya’nın mazlum toprağı Patani’ye gittik.

İstanbul’dan Tayland’ın başkenti Bangkok’a 9 saatlik bir uçak yolculuğundan sonra tekrar Bangkok’tan 2 saatlik bir uçak yolcuğu ile Patani’ye ulaştık.

İHH’nın Patani’deki partner kuruluşunun başkanı Fahrettin Bey tarafından karşılanıyoruz ve üç güne sığdırmak durumunda olduğumuz programımız başlıyor.

Önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiyecilerinin desteğiyle açılan İstanbul İtfaiyesi Yetimhanesine gidiyoruz. Rabbimizin emaneti çocuklar bizleri yetimhanenin bahçesinde masum gülücükleri ile karşılıyorlar.

Bir süre sonra Miyasate Yetimhanesine doğru yola çıkıyoruz. Ümmetin çocuklarının neşeli sesleri her yeri doldurmaya başlıyor.

Yapımı sürmekte olan İskilipli Atıf Hoca ve Ömer Halis Demir okul ve yetimhanelerinin binalarını inceleme fırsatı da buluyoruz. Bu binaların çok kısa bir süre içinde devreye gireceğini öğrendiğimiz için sevinçliyiz.

Ve Boğaziçi okuluna doğru yola çıkıyoruz, büyük bir alan üzerine kurulmuş okula geldiğimiz öğrenciler dışarıda spor yapıyorlar, Okulun yöneticilerinden Hasan ve Bilal hocalar bizi kapıda karşılıyorlar. Okul hakkında bilgi veriyorlar. Okul İHH tarafından yapılmış ve sonra Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin katkılarından dolayı Boğaziçi okulu adını almış. Okulun koridorları ve sınıfları İslami sembollerle dolu ve ayrıca sınıflarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafları var.

Yine programımız dâhilinde bir ziyaret gerçekleştirdiğimiz Furkan Doğan Okulu ve Yetimhanesi başlı başına bir eğitim kampüsü hüviyetinde. Bölgede neredeyse herkesin bu okulda eğitim görmek istediğini öğreniyoruz. Okulun yanında 200 kişinin kaldığı bir yetimhane var.

Son günümüzü Furkan Kesik Okulu ve Şifa yetimhanelerinde geçiriyoruz.

Patani’deki okullarda ve yetimhanelerde görev yapan hocaların hemen hemen tümü Suriye’de üniversite ve medreselerde eğitim görmüş, iyi derece Arapça bilen kişilerden oluşuyor. İslam dünyasında meydana gelen olayları takip eden ve sorumluluk alan bireylerden oluşan nesiller yetiştirme gayesinde olan bu kardeşlerimizi görünce yüreğimiz bir kuş misali yerinde duramıyor.

İşgal Altında Bir Coğrafyamız

Türkiyeli Müslümanların çoğunluğu bir ucunda Malezya, diğer ucunda Tayland’ın olduğu bir yarımada üzerindeki Patani’yi İHH’nın gerçekleştirdiği çalışmalarla duydu. Bu organizasyonda Patani hakkında edindiğimiz bilgileri ve şahit olduğumuz yardım çalışmalarını paylaşmak istiyoruz.

Patani, Malaylardan oluşan 5-6 milyon Müslümanın yaşadığı bir bölge. Patani halkı 15. Yüzyılda bölgeye giden Müslüman tüccarlar ve davetçilerin vesilesiyle İslam’la tanıştı. Bu dönemde kurulan Müslüman Patani Krallığı 1786 yılına kadar varlığını sürdürdü. 1786’da İngiltere ordusunun saldırısı sonucu Patani, İngiliz hâkimiyeti altına girdi. 1902’de İngiliz-Siyam anlaşması ile Patani İngiltere tarafından Tayland Budist güçlerine hediye edildi. Böylelikle Budist güçlerin işgal ve zulümlerinin bugüne kadar süren kanlı süreci başlamış oldu.

İki kilometrede bir Tayland ordusunun kontrol noktalarının bulunduğu bölgede yoğun bir şekilde Budist yerleşimciler Müslümanların bağrına yerleştiriliyor. Bu yerleşimciler silahlı bir şekilde gezebiliyorlar. Ayrıca Budist yerleşimcilerin yerleştirildiği bölgeler Tayland ordusu tarafından sıkı bir şekilde korunmakta. Tayland ordusunun kontrol noktalarının özellikle zikzaklı bir şekilde düzenlenmiş olması ve buralara büyük panolarda aranan direnişçilerin fotoğraflarının asılmış olması halkın üzerinde psikolojik bir baskı unsuru olarak dikkat çekiyor.

Seçme ve seçilme hakkı bulunmayan Patanili Müslümanlar işgalci Tayland tarafından bölgeye gönderilen Budist vali ve bürokratlar tarafından yönetilmekte.

Patanili Müslümanların eğitim hayatları da işgal altında. Tayland tarafından zorla dikte ettirilen müfredat nedeniyle Patanili Müslümanların tarihi yok sayılmakta. Eğitim Tayland devletinin denetimi altında olduğu için Müslümanlar, kendi çocuklarına medreseler aracılığı ile ve okullarda ek zamanlar oluşturarak İslami eğitimi vermeye çalışıyorlar.

Patanili Müslümanlar sadece çiftçilik ve balıkçılıkla hayatlarını idame etmeye çalışıyorlar. Patani’nin yönetici kadrolarında Patanili Müslümanlar yeralmıyor.

Tayland ordusunun düzenlediği baskın ve saldırılarda bugüne kadar 20 binden fazla Müslüman şehit olmuş. Ordunun 2004 yılında Krusie Camiine düzenlediği saldırıda 120 Müslüman katledilmiş. Tayland ordusu, bu saldırıyı protesto eden kitleye ölüm kusmuş ve gösteriye kanlı müdahalede bulunarak 83 Müslümanı daha katletmiş. Gösteri sonrasında 200 kişi tutuklanmış ve 250 kişiden ise bir daha haber alınamamış.

İşgalci ordu tarafından gerçekleştirilen baskın ve tutuklamalar artık rutin bir uygulama haline gelmiş durumda. Tayland zindanlarında 30 binden fazla Patanili Müslümanın olduğu sanılıyor.

Tayland ordusunun baskınlarında başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere İslami eserlere zarar vermek yaygın bir uygulama haline gelmiş. Müslümanlar 500-600 yıllık Kur’an yazmalarını ve tarihî eserleri bir okulun altında yapılan İslam Eserleri Müzesinde korumaya çalışıyorlar. Yıpranmış tarihî emanetlerin bazıları İHH tarafından İstanbul’da restore edilip tekrar Patani’ye gönderilmiş. Müzede herhangi bir güvenlik önleminin olmaması hemen dikkat çekiyor. Ayrıca müzenin, herhangi bir müze şartlarını taşıdığı söylenemez. Müzenin şartları inşallah İHH ve TİKA tarafından yapılacak bir proje ile iyileştirileceği bilgisini alıyoruz.

Türkiye’ye doğru Patani’deki havalimanına yola çıkıyoruz. Havalimanına gelince ziyaret ettiğimiz yetimlerin bizi havalimanına uğurlamaya geldiğini görünce mahçup bir şekilde seviniyoruz. Uçağa binip Patani’ye havadan bakınca Müslümanların ne kadar çok yarası olduğunu düşünüyoruz. Ama gördüğümüz o yetimlerin, muhabbet ettiğimiz patanili kardeşlerimizin yüzündeki kardeşlik duygusu bize umudun her zaman varolacağını gösteriyor.

İHH gibi kurumlarımızla birlikte İslam dünyasının değişik coğrafyalarındaki kardeşlerimizle daha fazla ümmet oluyoruz, daha kardeş oluyoruz İnşallah...

İHH tarafından yapılan Boğaziçi okulu

2004 yılında 120 Müslümanın katledildiği Krusie Camii

Kur'an Müzesinden 500 Yıllık Bir Kur'an