Ramazan münasebetiyle İslâm coğrafyasının kriz bölgelerinden Patani'yi de gündeme getirmek ve zihinlerde yeniden canlanması için bilgileri tazelemek istiyoruz.
Patani, bugün Tayland Krallığı'nın işgali altındadır. Tarihte de bu devletin kökeni olan Siyam Krallığı'nın saldırılarına uğradı ve işgali altında kaldı.
Bölgede yaşayan Müslümanların bağımsız yönetimleri ve İslâm kanunlarına göre hüküm veren şer'i mahkemeleri vardı. Birkaç kez Siyam Krallığı saldırılarına uğrayan ve zaman zaman işgal edilen Patani, II. Dünya Savaşı'nda Japonya tarafından işgal edildi ve 1944'te şer'i mahkemeler kapatıldı. Japonya'nın savaştan yenik çıkması üzerine 1945'te bölge bağımsız oldu. Ancak bu bağımsızlık uzun sürmedi ve İngiltere'nin yardımıyla Tayland tarafından işgal edildi. Müslümanlar işgale karşı çıktılar ve bağımsızlıklarını geri almak için mücadeleye başladılar. Bu mücadele hâlen sürüyor.
Tayland hükümeti Müslümanları baskı ve zulümle yönetiyor. Okullarını ve medreselerini idaresine aldı. Müslümanların özel hallerle (evlenme, boşanma, miras vs.) ilgili uygulamalarının İslâm kanunlarına göre olması isteklerini kabul etmeyerek Tayland kanunlarını uygulamaya koydu. Müslümanların yoğun olduğu şehirlere ve hatta bazı köylere budist tapınakları, genelevler ve gece kulüpleri yaptırdı. Birçok Müslüman kız öğrenci başörtülü olarak öğrenimlerini sürdürmek istediklerinden dolayı okullarından atıldı.
Tayland zulmü isim dayatmasıyla başlıyor. Patani asıllı ama ailesi uzun süre önce başkent Bangkok'a getirilmiş ve orada bir parlamenterin danışmanlığını yapan bir tanıdığımla konuşuyordum. Türkiye'deki bazı kurumlarla irtibata geçme talebinden dolayı bana şahsî bilgilerini vermek istedi. Kâğıda yazdığı adı yıllardan beri görüşmelerimizde ona hitaben kullandığım isimden çok farklıydı. Tay diline göre apayrı bir isim. Meğer ki Müslüman isimlerini nüfus kayıtlarına geçirmiyor veya zorluk çıkarıyorlarmış. Müslüman ismi kullanmakta ısrar edenlere de bütün resmî işlemlerde zorluk çıkarıyorlarmış. Yani alelade bir işgal değil. Kimliklerin de işgal edilmesi için yoğun savaş var.
Zikrettiğim arkadaşın ailesinin aslen Patanili olduğunu ama Bangkok'ta yaşadığını ifade ettim. Bu şehirde yaşayan Müslümanların çoğu zaten Patani'den getirilmiş. Genellikle kendi istekleriyle değil, zorla, ayaklarına pranga vurularak getirilmişler. Orada da basit işlerde çalıştırılmışlar. Onurlu bir işe girmek veya iş kurmak isteyenler isimlerinde bile Müslümanlıklarını gizleme ihtiyacı duymuşlar.
Resmi politikada işgalden kaynaklanan soruna “Patani Sorunu” değil “Güney Sorunu” adını veriyorlar. Çünkü bölgeyi stratejik amaçla birkaç vilayete bölmüş ve sadece küçük bir bölgeye Patani adını vermişler. Oysa haksız bir şekilde işgal altında tutulan ve Müslüman nüfusun yoğun olduğu bölgenin tamamı tarihte Patani olarak adlandırılmış ve Müslümanların bu isimle kurduğu bağımsız yönetim de bu bölgenin tümüne hâkim olmuş. Ama bugün tarihi kökleriyle irtibatlarını koparıp yeni bir coğrafi düzenleme yapmak, Müslümanların etnik bütünlüğünü bozmak amacıyla böyle bir bölüştürme gerçekleştirmişler; işgal yönetimini zorlayan bağımsızlık mücadelesi hakkında da “Güney Sorunu” adını kullanıyorlar. Bugünkü Tayland haritasına bakıldığında Patani olarak adlandırılan bölgenin çok küçük bir bölgeden ibaret olduğu görülecektir. Oysa gerçekte bağımsızlık mücadelesinin sürdüğü ve Müslümanların eziyet çektiği topraklar sadece burası değil gayrimeşru bir şekilde işgal edilen Müslüman topraklarının tamamıdır.
Yine haritaya bakıldığında bu bölgenin aslında Tayland topraklarından kopuk ve Malezya'nın parçası görünümüne sahip olduğu farkedilir. Sadece coğrafi görünüm değil etnik yapı, din, dil ve kültür açısından da Malezya'ya ait sayılır. Çünkü bölgedeki Budist Taylar sonradan yerleştirilmiş, asıl yerli halkı ise Müslüman Malaylardan oluşur. Melayu (Malayca) dilini konuşurlar. Fakat Malezya her ne kadar ülkesine gelen Patanili Müslümanlara eğitim başta olmak üzere muhtelif alanlarda kolaylık sağlıyorsa da Tayland'la ve onun arkasında duran emperyalist güçlerle karşı karşıya gelmekten çekindiği için Müslümanların özgürlük mücadelelerine sahip çıkmaktan son derece kaçınıyor.
Silahlanmaya önemli miktarda yatırım yapan Tayland'ın siyonist işgalci saldırganlarla ilişkileri de çok ileri düzeydedir. Siyonist saldırganlar bu ülkeye önemli miktarlarda silah ve askerî uçak sattığı gibi aynı zamanda bu ülke işgalci siyonistlerin önemli tatil ve eğlence bölgelerinden biridir.
VAKİT