Sözlük anlamıyla pasif, bir şeye karşıtepki göstermeyen, etkinliği olmayan, başkasının etkisine katlanan, eylemsiz ve edilgen gibi anlamlara gelmektedir. Bunun zıddı olanaktif kavramı ise, etkin, canlı, hareketli, çalışkan, işler durumda olan faal anlamları içermektedir.
Pasif insan genelde çevresine karşı duyarsız, içine kapanık, kendi halinde ve küçük dünyasında yaşamaya çalışan insandır. Aktif insan ise, çevresine karşı duyarlı olan, etkin ve etkili olan, talep eden, aklını ve iradesini harekete geçiren insandır. Rabbimiz iman eden, inanan Müslümanları Kur’ani ilkelere uyarak yaşamlarını sürdürmelerini buyurmakta ve böylece Müslümanları bilgilenmeye ve bilgisini amelleştirmeye veya şahitleştirmeye davet etmektedir. Bu açıdanKur’an aktif olanı övmüş, pasif olanı ise aktif olmaya çağırmıştır.
Rabbimiz Kur’an’ı Kerim’de tebliğ görevini yüklediği Hz. Peygamber’e Alak Sûresi’nde ikra/oku, Müzemmil Suresi’nde ise kum/kalk ve uyar emriyle hitap etmekte ve Rabbimiz Rasulünü aktif olmaya çağırmaktadır. O peygamberlik öncesinde de iyi, yani Hanif bir insandı. Kimseyle kavga etmez, yalan söylemezdi; toplum tarafından emin olarak kabul görmüş bir kişiydi. Rabbimiz artık Hz. Muhammed’e bu halinden kalkıp, sıyrılıp, pasif iyi olmaktan çıkıp vahyin gösterdiği istikametle aktif iyi olma haline geçmesini emrediyordu.
Genel olarak iki çeşit okumadan bahsedilir. 1- Aktif okuma. 2- Pasif okuma. Rabbimiz ikra/oku emriyle Peygamberi pasif okumadan aktif okumaya çağırmakta, nesne olmaktan çıkıp özne haline gelmesini söylemektedir. ‘Kalk ve uyar’ emri ise sadece uyanmaktan ibaret değildir. Kalk, uyan ve uyandıranlamlarını taşımaktadır. Yani aktif ol ve insanları aktif olmaya çağır demektir.
Rabbimiz her an hayata müdahale etmekle, kullarınıkoruyup gözetmekle, yaratan ve öldüren olmakla bizatihi aktif olandır. Bu nedenle de her an aktif olan yaratıcımızın insanlara indirdiği vahiy de, yani hayat rehberi de aktiftir. Kur’an insanları ‘iyiliği emredip kötülükten nehyetmekle’sorumlu kılmaktadır. Bu sorumluluğu taşıyan insanın imanı da aktif halde demektir. Çünkü iyiliği yaymak, kötülüğü nehiy etmek çaba sarfetmeyi, emek harcamayı, uyanık olmayı, iyi aktif olmayıgerektirir. ‘Ben’ olmaktan çıkıp ‘biz’ olmanın bilincine varmayı zorunlu kılar. ‘Birey’ olmaktan ‘şahsiyet’ olmaya doğru yol almayıberaberinde getirir. “Bireye göre gemisini kurtaran kaptandır. Şahsiyete göre ise filoyu kurtaran kaptandır.” diyor yazar. Bu yüzden birey pasif, şahsiyet ise aktif olandır.
Bu bağlamdaŞubat ayı içinde “pasif iyiden, aktif iyiye” yol almanın önemini aktaran ve aynıismi taşıyan değerli bir eserle karşılaştık. Mesaisini İslami tahkike ve vahyin zihinsel-sosyal inşa sürecine hasretmiş olan sayın Mustafaİslamoğlu tarafından kaleme alınarak Denge Yayınları tarafından okuyucuya sunalan bu kitabın tam ismi: “Kur’an Neslinin İnşası İçin Pasif İyiden Aktif İyiye”. Mustafa İslamoğlu bu eserinde Müslüman bireylerin pasif Müslüman olmaktan çıkıp aktif Müslüman olmalarının önemi ve değere üzerinde durmaktadır. Diğer bir değişle veya Kur’ani kavramlarla insanımızı “Hasenattan Salihata” çağırmaktadır. Aktif iyi olmayı 3/A ve aktif iyi kılmayı 3/U ile formilize ederek şöyle tasnif yapmaktadır. 3/A: Aşk, Adanmışlık, Aidiyettir. 3/U: Umut, uyum ve ufuktur.
İlk Kuran Nesliolan sahabede adanmışlar kuşağını ifade etmektedir. Çünkü onlar her türlü eza, cefa, sıkıntı,eziyet, acı ve işkenceyle karşı karşıya kalmış, canlarını feda etmiş adanmışbireylerdi.
Kur’an neslinin inşası için katkı amacıyla kaleme alınan eserde yazar Kur’an neslinin kimler olduğu üzerinde de durmaktadır. Rabbimiz Ali İmran Sûresi 104. ayette “İçinizden hayra davet eden, iyiliği emreden, kötülükten men eden bir topluluk bulunsun!İşte bunlardır kurtuluşa erenler.” diye buyurmaktadır. Resul’ün misyonu da hayatı vahiy ile inşa edecek bu topluluğu, yani Kuran Neslini yetiştirmekti. “İlk Kuran nesli, aktif iyiliği pasif iyiliğin önüne koyan bir nesildi.” Diğer bir vurguyla Bakara Sûresi’nin 143. ayetinde de bildirildiği gibi hakikat için şüheda olan vasat ümmete de Rasulullah bir şehid/tanık idi.
İslam dini bir Müslüman için, namazın, ibadetlerin, hayatın ve ölümün ancak Allah için olacağıbir yaşamı ön görmektedir. Bu da bizatihi aktif olmayı zorunlu kılmaktadır. Yaşadığımız coğrafyada dinimizi tahkike, iyi ve doğru olana teşvik etmek; zulme, zalime karşı koymak, Kur’an’ın tabiriyle “kör, sağır ve dilsiz” olmamak iyi aktif bireyler olmanın bir sonucudur.
“Pasif İyiden, Aktif İyiye” kitabıyla bizlere tertil bilincini, ıslah ve şahitlik sorumluluğumuzu yeniden hatırlatan sayın Mustafa İslamoğlu hocamıza teşekkür ediyor şu cümlelerini yinelemek istiyorum.
“İyiliği emir, kötülükten nehiy, kelimenin tam anlamıyla bir ‘pasif iyi olma, aktif iyi ol!’ emridir. Zira iyi olmak birşey, iyiliği çoğaltmak için çaba göstermek daha başka bir şeydir…”
İyilikleri çoğaltma çabasında birlikte yol almak ümidiyle