Paşalar GATA’ya emanet!

Abdurrahman Dilipak

Kim, ne kadar “paşa paşa yatar” ki! “GATA, Silivri’den daha iyidir” dememiş miydi Napolyon, bir zamanlar.. Son paşa da “Beni GATA doktorlarına emanet ediniz” dedi.

Artık o da G-Ata’da!
Peki geri kalanların suçu ne?
Bu gemi bu kadar ağır yükü birden taşıyamaz.. Yolcuları kurtaralım derken, gemi batabilir.
Daha şimdiden GATA’nın özerkleşmesi tartışılmaya başladı bile..
Ergenekon davasının tutuklu sanığı Mehmet Fikri Karadağ, savunması sırasında hakkındaki iddiaları yapanlar için sık sık “İnşallah soyunuz kurusun! Gözün kör olsun inşallah! Allah müstehakını versin! Yazıklar olsun polise ve savcıya!” gibi ağır beddualarda bulunmuş. Bu durumda, bu kadar ağır stres sonucu, yakında Karadağ da GATA’nın yolunu tutar herhalde..
GATA bu durumda, herhalde Silivri’de bir yer alıp, oraya da bir hastane binası yapsa iyi olur.. Buradan taa oraya tutukluların sevki de sorun..
Google’da 800.000’e yakın dosya geliyor, ‘GATA’ deyince. Gelen haberlere bakın, imajın nasıl baskı altında olduğunu göreceksiniz..
“Adalet Bakanlığı, Ergenekon tutuklusu emekli paşaların, GATA’ya sevk zincirini ve tahliyelerine gerekçe olan sağlık raporlarını büyüteç altına alıyor” diye başlayan haberden “5 yılda 115 öğrenci okulu bıraktı! Askeri hekim adayları neden GATA’dan ayrılıyor?” diye devam eden haberlere kadar..
GATA’da bu tartışmalar 28 Şubat süreci ile başladı.. Başörtüsü yasağı orayı da vurdu.. Ama Ergenekon sürecinde GATA’nın ciddi ve ağır bir sorumluluğun altına girdiğini düşünüyorum.
Adli Tıp ve GATA hiç bir zaman bu kadar çok negatif tartışmanın odağında yer almamıştı..
El Kaide’ci Louai Sakka’nın, GATA’ya kaldırılan Ergenekon Terör Örgütü sanıklarından emekli Orgeneral Şener Eruygur ve Hurşit Tolon’u kastederek söylediği sözler, bu algının ne yönde olduğunu gösterir nitelikte..
En son, Ergenekon sanığı paşaların tahliyeleriyle tartışmaların odağına oturan GATA, “Vatani görevini yaparken menenjit hastalığına yakalanan askeri kabul etmedi” şeklinde bir haberle gündeme gelmişti.. Şimdi de en sonunda Küçük Paşa da, paşa paşa GATA’nın yolunu tuttu.. Böylece tutukevinde paşa kalmadı. Herkes paşa paşa çıktı.. Artık paşalar eski dostlarını burada ziyaret edip rahat rahat konuşurlar, telefonla talimatlar verilir.. Herhalde nöbetçi er, generali engelleyecek değil..
Her ne kadar Genelkurmay, GATA’yla ilgili iddiaları çirkin bulsa da, bu kuşkuları doğrular nitelikte haberlerin arkası kesilmiyor..
Emekli Orgeneral Kemal Yavuz, Ergenekon sanığı emekli Orgeneral Şener Eruygur’un GATA’daki ziyaretçi defterine, “Çok güç bir dönemden geçtik ve geçiyoruz. Bu mücadelede bazı zayiatlar vermemiz kaçınılmazdı. Şener Paşa onlardan biridir. Tarih yanılmaz. Çok zaman geç kalır, fakat yanılmaz. Her mücadeleden onurla çıkanlar da olacaktır, onursuzlukla da” ifadelerini yazmış. Peki buna ne demeli!
Eruygur’un eşinin telefon konuşması kaydındaki sözler?!..
O doktor ve o eş hakkında bir işlem yapılmadı sanırım daha. Adalet Bakanlığı, Tabipler Odası bir soruşturma başlattı ama, bir ilerleme olmadı sanırım.
Ha! Bu arada bizim Sacit Kayasu, AİHM’den lehte karar aldı ya, şimdi göreve iadesini istemiş..
Kayasu göreve iade edilecekse (Ki Mazlum-Der bu yönde benim bildiğim kadarı ile bir hazırlık yapıyor) o zaman, açtığı soruşturmanın da devam ettirilmesi, yani Evren hakkındaki dosyanın yeniden ele alınması gerekir..
Hani diyorum, Kenan Paşa’mız da zaten hasta ve yaşlı, şimdiden GATA’ya sevkini yaptırsa da, dava açılmadan önce gideceği yere gitse. Düşmeden kendisi inse.. GATA’da beslemeye devam edelim yani, bu darbeci paşamızı.. Hem bu arada acemi darbecilere de danışmanlık yapar. Bari Encümen-i Daniş toplantılarını da bundan sonra Moda’daki Fenerbahçe Orduevi’nde değil GATA’da yapsalar.. Hani sağlık, yaş ya da özel sebeplerle toplantıya katılamayanlar da böylece katılmış olurlar. Diğer silah arkadaşları da tabii. Yani Milli Güvenlik Konseyi üyeleri de şimdiden rezervasyonlarını yaptırsalar. Orada tedavileri devam ederken, orada kalmaya devam ederler. Sonra GATA’ya sevklerini isterlerse yine yanlış anlaşılacak..
Sahi, madem paşalar GATA’ya gidiyor. Albayların suçu-günahı ne?
Onların hasta olma hakkı yok mu?
Sahi, daha ne kadar sürecek tedavileri bakalım. Yoksa dava süresince orada kalmaya devam edecekler mi?
Tahliye olunca sağlıkları hemen düzelirse o da yanlış anlaşılacak..
Bakalım tedavisi bitip, tekrar Silivri’ye dönen olacak mı?
Sahi Şener Eruygur’un eşinin o konuşmasının sonucu ne olacak? Acılı eşe bir de bunları sorup moralini bozmamak gerek, değil mi?
Bakalım hastalıkları, tedavileri hakkında bilgi sahibi olacak mıyız, yoksa paşaların sağlık sorunları da “devlet sırrı” olarak kalacak mı?
Öyle ya, kişilik hakları kapsamında gizli kalması gerek; bu bilgilerin değil mi?
GATA’ya zarar verenler, GATA’yı eleştirenler değil, “Kol kırılır yen içinde kalır” diyenler, kendi yandaşlarını kurtarmak adına, yanlışların üzerini örtenlerdir..
Sözkonusu olan paşaların rahatı ise GATA’nın prestiji teferruattır, birilerinin gözünde anlaşılan..
Selam ve dua ile..

VAKİT