Son günlerde Filistin meselesiyle ilgili gündemi oluşturan iki önemli buluşma gerçekleştirildi. Bunlardan biri siyonist işgal rejimiyle Filistin Yönetimi arasındaki masa başı görüşmelerin yeniden başlatılması amacına yönelikti. Diğeri Filistinlilerin kendi içlerindeki ihtilafların çözülmesi ve uzlaşma sağlanması içindi.
Siyonist işgal rejimiyle Filistin Yönetimi arasındaki görüşmelerin başlatılması ve Filistin meselesine çözüm getirilmesi amacına yönelik olan buluşma Fransa’nın girişimiyle Paris Barış Konferansı adıyla Paris’te gerçekleştirildi. Toplantıda 75 civarında ülke ve uluslararası kurum temsil edildi. Ama meselenin asıl tarafları durumundaki İsrail ve Filistin katılanların arasında yoktu.
İşgal rejiminin başbakanı Netanyahu Paris Konferansı’nı abesle iştigal olarak nitelendirdi. Bununla birlikte onun muhalifleri toplantıya olumlu yaklaşıyorlardı ve bir çözüm yolu bulunması için Filistin tarafıyla görüşmelerin başlatılmasına ihtiyaç olduğunu dile getirdiler. Mahmud Abbas yönetimi, böyle bir toplantı düzenlenmesinden memnun kaldığını dile getirdi. Filistin İslâmî Direniş Hareketi (Hamas) ise Paris Konferansı’nı sonuç getirmeyecek bir girişim olarak nitelendirdi.
Yani işgal rejimi tarafında iktidarı elinde bulunduranlar toplantıya abesle iştigal olarak bakarken muhalefet olumlu yaklaşıyordu. Filistin tarafında ise iktidar desteklerken muhalefet sonuç getirmeyecek, boş ve anlamsız bir girişim olarak bakıyordu. Fakat hiçbiri toplantıda temsil edilmemişti; katılanların hepsi olayların bilfiil içinde olmayanlardı.
Paris Konferansı’nın öncelikli amacı işgal rejimiyle Abbas yönetimi arasında Nisan 2014’ten itibaren kesintiye uğrayan masa başı görüşmelerin yeniden başlatılması için uygun ortam ve şartların sağlanmasıydı.
Katılanlar Filistin meselesine kalıcı bir çözüm bulunabilmesi için iki devletli formül üzerinde ittifak sağlanması gerektiği görüşünü savunuyorlardı. Bunun için de şiddete son verilmesini ve siyasi çözüm görüşmelerine yeniden başlanmasını, işgal edilen Filistin toprakları üzerinde yahudi yerleşimine son verilmesini istediler. Ancak toplantıda, ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın seçim kampanyası sırasında siyonistlere verdiği, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacağına ve ABD büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacağına dair sözünü yerine getireceği yönünde açıklamalarını eleştiren, ABD’nin bu girişimine tepki niteliği taşıyan herhangi bir açıklama yapılmadı.
Filistinlilerin kendi içlerindeki ihtilaflarının çözüme kavuşturulması ve bir uzlaşma sağlanması için uzun süreden beri çalışmalar yürütüldüğü biliniyor. Son günlerde Beyrut’ta bazı toplantılar yapıldı. Ardından Rusya’nın başkenti Moskova’da başta Hamas ve Fetih olmak üzere Filistin’de sahada yer alan değişik grupların temsil edildiği, kapsamlı bir toplantı düzenlendi. Ancak toplantıdan görüldüğü kadarıyla kesin bir sonuç çıkabilmiş değil.
Hamas adına katılanlardan Dr. Musa Ebu Merzuk toplantı hakkında yaptığı açıklamada temel konuların ayrıntısına girilmediğini söylerken görüşmelerin yine de olumlu geçtiğini ve uzlaşma konusunda bir ümit ışığı oluşturduğunu vurguladı. Toplantıda Fetih örgütünü temsil edenler arasında yer alan ve örgütün ileri gelenlerinden olan Azzam El-Ahmed, Hamas’a eleştiride bulunarak bu hareketin görüşlerinin net olmadığı iddiasında bulundu. Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi ise her ikisini birden eleştirerek Hamas ve Fetih’in şartlarında ısrarlı davrandıklarını ileri sürdü ve bu şartların bir uzlaşma zemini oluşturulmasının önünde engel teşkil ettiği iddiasında bulundu. Ev sahipliği yapan ve aynı zamanda toplantıyı yöneten Rusya Dış İşleri Bakanı Sergey Lavrov da zor olmasına rağmen tarafların karşılıklı birtakım tavizler vermeleri gerektiğini vurguladı.
Filistinli gruplardan toplantıya katılanlar Rusya’dan da ABD karşısında etkili birtakım girişimlerde bulunarak onu, büyükelçiliğini Kudüs’e taşımaktan vazgeçmeye ikna etmesini istediler.
Moskova’daki toplantı hakkında yorum yapan Filistin Ulusal Girişimi Genel Sekreteri ve Filistin’in ileri gelen siyasetçilerinden Mustafa Bargusi de Rusya’nın bölgede fazla etkili olmasından dert yandı ve bunun birtakım sakıncalarının olabileceğine işaret etti.
Yeni Akit