M. Hasip Yokuş / Haksöz Haber
23 Aralık günü Fransa’nın başkenti Paris’te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezine düzenlenen saldırı ve sonrasındaki gelişmeler PKK - Batı ilişkilerini anlamak bakımından çarpıcı bir örnektir.
Saldırıyı gerçekleştiren kişinin; daha evvel de Sudan ve Eritrelilerin kaldığı mülteci kampına saldıran 69 yaşındaki ırkçı bir Fransız olduğu bilindiği halde, elinde Apo posterleri ve PKK flamalarıyla gösteri düzenleyenler, Türkiye karşıtı sloganlar atarak ortalığı savaş alanına çevirdiler. İşin daha da ilginç tarafı, Batı medyası da saldırıda öldürülen kişilerin veya Paris’i savaş alanına çevirenlerin PKK’lı kimliklerini görmezden gelerek “Kürtlük” vurgusu üzerinden bu algıya hizmet etti.
Irkçı saldırılar kime yapılırsa yapılsın her türlü tel’ini ve nefreti elbette hak ediyor. Batı’da yükselen ırkçı dalga ve nefret söylemleri belli kesimler için değil tüm insanlık için kaygı ve utanç sebebidir. Buradaki PKK vurgumuzun amacı bu örgütün Birleşmiş Milletler, ABD, NATO ve Avrupa Birliği’nin terör listesinde olduğunu hatırlatmak içindi.