Paralel Yapı Paranoyası Kimleri Nerelere Götürecek?

Rıdvan Kaya'nın yorumu...

Hükümet yanlısı medyada rahatsızlık duyulan her gelişmeyi, izahında zorlanılan her hadiseyi bir biçimde paralel yapı ile irtibatlandırılma eğilimi dikkat çekiyor. Son bomba Çeçen cinayetleri konulu dava dosyası oldu! İnsaf ve adalet ölçülerini zorlayan, hukuk mantığını tahrip eden bu tutumun giderek akıl sağlığı açısından da tehlikeli sinyaller vermeye başladığını görmek gerekmiyor mu?

HAKSÖZ-HABER

17 Aralık’tan beri yaşananlar her açıdan olağanüstülük taşımakta. Bu süreçte siyasal düzeyde AK Parti’ye yakın duran ve genel manada dindar olarak tanımlanabilecek toplumsal tabanda, yakın zaman kadar müttefik addedilen ve dayanışma içinde olunduğu düşünülen bir yapının geliştirdiği söylem ve giriştiği eylemlerle kendisini tepkilerin odağına dönüştürdüğü görüldü. Ortaya çıkan manzaranın bu kesimde tam manasıyla bir şaşkınlık, daha ötesi derin bir hayal kırıklığı ve hatta ihanet ve aldatılmışlık hislerine yol açtığı barizdi.

Seçim gündeminin de hararetiyle kavga kızıştı ve hırpalayıcı olmaktan da öte doğrudan yaralayıcı boyutlar kazandı. Şüphesiz tüm bu süreçte Gülen Cemaati adına sergilenen tutumlar ölçü tanımazlığın vahim örneklerini yansıtıyordu. Gerek emniyet ve yargı mekanizmalarındaki iltisaklı elemanların koordineli biçimde attıkları adımlar, gerekse de bu gruba ait basın yayın organlarında dillendirilen söylemlerin niteliği ‘emniyet’ duygusunun berhava edilmesini beraberinde getirmekteydi.

Öte taraftan ortaya konulan bu yaklaşım karşı tarafın tutumunu da belirledi ve ‘saldırı’yı savuşturma adına her türlü ‘tedbir’ meşrulaşırken, ‘saldırganlık’ ile mücadele adına adeta her şeyden medet umar bir tutum benimsendi. Ve bu da kaçınılmaz olarak ölçüsüzlükleri, savrulmaları ve haksızlıkları besledi.

Bu tutumun pek çok örneğini hükümete yakın duran medya organlarının yayınlarında görmek mümkün! Daha henüz ortada bir soruşturmanın dahi bulunmadığı olaylarla ilgili olarak atılan “yakalandı”, “tespit edildi” türünden manşetler; ilgili ilgisiz her şeyi bir biçimde ‘paralel yapı” ile bağlantılandırarak ‘anlamlı’ forma sokma gayretleri; hoşlanmayan her türlü icraatın sahipleri hakkında ‘paralel yapı elemanı’ imaları ve benzeri yaklaşımlar her açıdan rahatsız edici şeyler! Bu tür yaklaşımların yaygınlaşması sadece gazetecilik mesleği açısından değil, toplumsal ahlakın dejenerasyonu yönünde ciddi tehlike kaynağı olarak görülmeyi hak ediyor.

Bu öyle zaaflı bir tutum ki, elde somut hiçbir veri olmaksızın başını örten bir rektörün eylemini “münafıkça tutum” zeminine oturtabiliyor ve başörtülülere yönelik sol-Kemalist cenahtan duymaya alışık olduğumuz sözlerin bu kez farklı bir zeminde ama aynı seviyesizlikle tekrarlanmasına yol açabiliyor.

Nerede durduğunu Mihraç Ural adlı katil ile fotoğraf çektirerek ifşa etmiş bir ismin sözlerinin “Pensilvanya’nın Harp Oyunları” başlığıyla 22 Nisan tarihli Sabah gazetesinin manşetine taşınması da aynı mantığın bir sonucu. Neymiş, emekli Deniz Harp Okulu Komutanı paralel yapı tehlikesine dikkat çekmiş ve orduya kumpas kuran bu oluşuma karşı hükümete destek verilmesi gerektiğini belirtmiş! Demek ki, ölçüsüzlük işte böyle bazılarını “paralel yapı ile mücadele ediyoruz” diye Ergenekoncularla ittifak arayışına sürükleyebiliyor!

Ölçüsüzlük komploculuğu beslerken, komploculuksa her türlü karalamaya, iftiraya teşne bir ortam hazırlıyor. İşte Yeni Şafak’ın 22 Nisan tarihli nüshasının manşetini süsleyen “Çeçen cinayetlerine TİB zırhı” başlıklı haberi! Özetle gazete 16 Eylül 2011 tarihinde Zeytinburnu’nda katledilen 3 Çeçen muhacirle ilgili dava dosyasında bir takım engellemelerde bulunulduğu, asıl faillerin korunmaya çalışıldığı iddiasında.

Aynı türden bir haberi 20 Nisan tarihli nüshasında Takvim gazetesi manşetten vermiş ve Çeçen cinayetlerini organize eden işbirlikçi Kadirov yönetimi ile Çeçenistan‘da ‘Türk okulları’ açılması karşılığında anlaşan ‘paralel yapı’nın cinayetleri suçsuz birinin üzerine yıktığını yazmıştı. Haberde cinayet suçundan yargılanan Zona adlı Gürcü vatandaşının kurban seçildiği iddia edilmekteydi.

Yeni Şafak’ın haberinde yer alan şu satırlar da aynı kurguyu dillendiriyor: (...)

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ >>>

 

Yorum Analiz Haberleri

Görsel kültürün fıtrata etkisi
Ümmetin ihyasında öğretmenlerin rolü
Kâbe acilen bu müptezellerin elinden kurtarılmalıdır!
“İsrail neden bir haydut devlettir?”
CHP ile laiklik anlayışınız farklı, peki Anıtkabir anlayışınız aynı mı?