AK Parti Mersin milletvekili adayı olan Muhsin Kızılkaya ile 7 Mart seçimlerinin, Kürt siyasetinin geleceğini ve çözüm sürecini konuştuk.
- Siyasete girmek nereden aklınıza geldi?
Barış süreci beni bu işe soktu. Akil insanlar heyetindeydim. Televizyon kanallarında ve gazetelerde bu konuları konuşuyordum. Bir anda kendimi barış fikrinin savunucusu oldum. Şimdiye kadar söylediklerimi parlamentoda sürdürebileceğime inandım. O yüzden siyasete soyundum.
- Siyasette hep işaretten bahsedilir. Siz bir işaret aldınız mı?
Siyasete girme kararım Sayın Başbakan ve çevresiyle bir diyalog gelişti. Onlardan gelen bir öneri ile somutlaştırdım.
- HDP'den siyaset yapmamanız eleştirildi. Neden AK Parti'de siyaset yapmayı tercih ettiniz?
HDP'de siyaset yapamazdım çünkü ben 1977 yılında legal bir Kürt örgütü içinde yeraldım. O zaman Apo'culuk vardı. Sempatik gelseydi o yıllarda HDP'nin içinde bulunduğu siyasi gelenekte yer alırdım. 30 yıl geçtikten sonra onların fikrinde bir çekicilik görmedim. Benim de fikirlerim değişmedi.
- HDP'de nedense başka partiden siyaset yapanları hain ilan etme alışkanlığı var
Eğer Kürt olan herkes HDP de yer almak zorunda gibi bir fikir varsa Türk olan herkes de MHP de olmlıdır. Böyle bir saçmalık olamaz. Ben bu tür ön kabullerden çok uzağım.
- AK Parti'nin kalıcı barışı getireceğine inanıyor musunuz?
Geleceğin Türkiye'si ile ilgili olarak Ak Parti beni ikna etti. İkna olmamın en önemli sebebi barış. Bu barışın AK Partili kadrolar tarafından gerçekleştirileceğine inanıyorum.
- Siyasi tercihiniz konusunda çevrenizin tepkisi ne oldu?
Ben baştan itibaren siyasi tavrımda çok net oldum. Bu duruşumu bilen arkadaşlarımdan bir tepki görmedim. Bana yakın arkadaşlarımın fikirleri önemli. Anneme, eşime ve yakın dostlarıma bu konuyu açtım. Onlar beni desteklediler. Doğrusunu söylemek gerekirse gerisi ne düşünür beni hiç ilgilendirmiyor.
- Milletvekili adayı olduğunuz Mersin'de HDP binasına bir saldırı yapıldı. Bu saldırı siyasi ortamı nasıl etkiledi?
Emniyet DHKP-C'nin yaptığını açıkladı. Ancak HDP bombacıyı beğenmedi. Dahası, HDP'den bir milletvekili adayı tuttu DHKP-C'ye teşekkür etti. Anlaşılan bombacıyı beğenmediler bize AK Parti'ye yakın başka bir bombacı bulun dediler. Ama böyle bir bombacı yok.
- Mersin MHP, CHP ve HDP'nin etkili olduğu bir şehir. Seçim çalışması yaparken zorlandığınız oluyor mu?
Zor ama aynı zamanda zevkli. Böyle bir yerde kendini ifade etmekte daha çok motive oluyorsun. Mersin Büyükşehir Belediyesi MHP'nin elinde. Şehir yönetilmiyor ve berbat bir halde. Hizmetler doğru düzgün yapılmıyor. 1,5 milyonluk şehirde bir tane kavşak yok, meydan yok. Bu partiler yerel yönetimde nasıl idarecilik yapıyorlarsa Türkiye'yi öyle idare edecekler. Mersin kalkınmaya müsait bir yer ama hiçbir gelişme yok. İzmir de öyle. Bunlar Türkiye'yi batırırlar. Bu insanlara ben barışı da anlatıyorum. Diğer partiler bunu anlatamıyor. Hazinede birikmiş birkaç yüz milyar paraya göz dikmişler. Bunu harcayıp batırıp kaçacaklar. Bunu söylüyoruz ikna edici oluyor.
- Paralel yapı Mersin'de de HDP'ye mi çalışıyor?
Evet, her yerde kapı kapı dolaşıp HDP'ye oy istiyorlar. Bir tane HDP'de de onlara "Nazi kampına gider gibi plastik kelepçelerle bizi zindana attınız" demiyor. İnsanımız maalesef balık hafızalı. HDP'liler şunu bilmiyor. Bu Paralel yapı tekrar emniyet ve yargıda etkili olursa ilk HDP'nin tepesine binecektir. Öyle bir ihtimal yok ama AK Parti tökezlerse ve bu Paralel örgüt tekrar kontrolü ele geçirirse, özgürlük ortamından gelen bütün kazanımları HDP'lilerin burnundan fitil fitil getirecektir.
- Paralel örgüt bölgede siyasete yön verecek kadar güçlü mü?
Çok güçlü değiller, oyları da yok toplumsal karşılıkları da. Ama algı operasyonu yapacak bir medya güçleri var. Bunların kendilerinden başka kimseye faydası olmaz. Fetullahçıların kendilerinden başkasına yararı olsaydı İslamcılara bir yararı olurdu. Fetullahçıların Kürtlere asla bir yararı olmaz. Aksine ilk fırsatta HDP'lilerin tepesine binerler.
- Biliyorum bu soru ile çok karşılaşıyorsunuz ama HDP barajı geçecek mi?
HDP'nin Büyükşehirlerde oyunu üçe katlaması gerekiyor. Bunun için bir sebep göremiyorum. HDP, PKK'ya bir çağrı yapsaydı ve "Biz demokratik yollarla mücadele etmek istiyoruz, silahları bırakın deseydi" belki bir sıçrama yapabilirdi. 2011'de Doğu ve Güneydoğu illerinde aldığı oyları koruyabilir ancak kampanyalarında ikna edici bir söylem ortaya koyup, halkı ikna ederek oylarını büyükşehirlerde üçe katlayabilir mi? Bu çok zor görünüyor…
- Seçim tahmininde bulunmak moda oldu. Sizin bir seçim tahmininiz var mı?
Ben AK Parti'nin yine %50'ye yakın oy alacağını düşünüyorum. Biz bunun için çalışıyoruz. HDP'de barajı geçemeyecek. Hiçbir siyasi rakibimize başarı dilemiyorum. Siyasetin doğasına aykırı. Diğer partilerle ilgili tahminleri araştırma şirketlerine bırakıyorum.
- Mersin biraz daha rahat bir bölge. Doğu'ya doğru gidildikçe seçmen üzerinde PKK-HDP baskısı hissediliyor mu?
Olmaz olur mu tabiki var. 1990'lı yıllarda devlet Kürt siyasetine ne yaptıysa şimdi HDP kendisinden farklı düşünenlere aynısını yapıyor. Bırakın Doğu ve Güneydoğu'yu Mersin'de bile bazı mahallelere afişler asarak HDP dışındaki seçim çalışması yapan partileri engellemeye çalışıyorlar. Mersin'de AK Partililerin giremediği mahalleler var. Ben teker teker mahallelerdeki evlerde seçim propagandası yürütebiliyorum. Ama araçlarla yapılan bir seçim çalışmasına asla izin vermiyorlar. Mersin'de bunlar yaşanıyorsa Hakkari'de, Şırnak'ta kimbilir neler yaşanıyordur. Muktedir oldukları her yerde seçmen üzerinde baskı kurmaktan çekinmiyorlar
- Bir koalisyon tehlikesi görüyor musunuz?
Bazı entelektüel aydınların yaptığı halktan kopuk analizler bunlar. Halk istikrar istiyor. Türkiye'nin eski günlere dönmesini istemiyor. Türkiye'nin sabah kalktığında %20 fakirleşmek istemiyor. Sivil ve asker hiçbir vesayet sistemini kabul etmiyor. Türkiye'de bir koalisyon beklentisi olanlara kötü bir haberim var. Türkiye'yi 30 yıl daha AK Partili kadrolar yönetecek. Hiç boşuna heveslenmesinler.
- Araştırma şirketleri %5 potansiyel AK Parti seçmeninin bu seçimlerde sandığa gitme konusunda kararsız olduğunu söylüyor. Bu seçmen kitlesine ne söylemek istersiniz?
Onlara şunu söylüyorum. Kendi çocuklarınızın torunlarınızın geleceğinin belirleneceği bir seçim olacak. Ekonomiye, siyasete ayak bağı olan her türlü vesayet sisteminin değişeceği bir seçim olacak. Ya da uzun yıllar patinaj yapmaya devam edeceğiz. Başkanlık sistemi ve yeni anayasa ile beraber bu seçimlerde Türkiye'nin önünü açmak lazım. AK Parti'nin bu seçimlerde güçlenerek çıkmasından başka bir seçeneğimiz yok. Varsa bir eleştirileri seçimden sonra tartışmaya vaktimiz olacak. Ama bugün herkes sandığa gitmeli ve istikrardan yana oyunu kullanması gerekir.
SABAH