Pamela’lı, Peter’li gazeteci tiyatrosu!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Bugün; Gazeteciler Cemiyeti’nin Burhan Felek Konferans Salonu’nda bir tiyatro oynanacakmış...

Ben “tiyatro” dedim diye, siz de gerçek bir tiyatro sanmayın..

Mecazi anlamda bir “tiyatro” bu..

Türkiye Gazeteciler Sendikası, Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) ile “Türkiye’de İfade Özgürlüğü Değişimi İçin Gazeteci Sendikalarının Güçlendirilmesi” (Ne demekse) adlı AB hibe programı kapsamında, “İnsan Hakları Gazeteciliği” konulu eğitim semineri düzenlemiş.. İşte o seminer, bugün başlayacakmış. “Tiyatro” diye ona diyorum ben..

“Semineri niye tiyatroya benzetiyorsun?” diyeceksiniz..

Gerçeklerden uzak, kendileri çalıp, kendileri oynayan cinsten katılımcıların nezaretinde bir seminer düzenlenmiş de onun için!..

Ergenekon davasından örnekler verilecekmiş. Malatya Zirve Kitabevi ve Hrant Dink cinayeti konuşulacakmış. Avrupa’dan misafirler Pamela Moriniere ve Peter Mclntyre’nin eşliğinde, Galatasaray Üniversitesi’nden Ümit Kocasakal ve Necati Abay da katılacakmış seminere.. Unutmadan hemen hatırlatayım, seminerde “Türkiye’de kapatılan gazeteler ile tutuklanan gazeteciler” başlıklı bir sunum da yapılacakmış!

Tabiî sunumu yapacak olanlar “kapatılan gazeteler”den haberdar mı, “tutuklanan gazeteciler”i ne kadar biliyorlar, bunları önce sorgulamak gerekir...

Yoksa; yapılacak sunum, yukarıda yaptığımız benzetmedeki “tiyatro”dan ileri geçemez.

Sizin 1 ayda 30 davaya muhatap olan Akit gazetesinin, yayın hayatına nasıl son verdiğinden haberiniz yok ise; bugün Ergenekon Terör Örgütü üyeliğinden sanık konumunda olan iki orgeneralin, darbe yapılmak istenen günlerde açtığı davada, astronomik manevi tazminat cezasına muhatap olduğu için kapanmak zorunda kalan Cuma Dergisi’nin yolundan siz hiç geçmediyseniz, bu konuda ne konuşabilirsiniz ki?..

Medyayı elinde tutan büyük patronun, kaçırdığı verginin hesabını vermeden, bir gazeteciye açtığı davada, henüz karar kesinleşmeden, 10 günde bir icra memuru ile kapısına dayandığından haberiniz yoksa, siz hangi ifade özgürlüğünden bahsedebilirsiniz ki?..

Yapacağınız şey, “Aydın Doğan’a verilen vergi cezası, acaba basın hürriyetini kısıtlar mı, kısıtlamaz mı?”dan bir adım ileri gidemez!..

Siz zaten, basının / gerçek gazetecilerin değil, patronun basın hürriyeti için o semineri düzenliyorsunuz.

Bakmayın siz, semineri düzenleyenlerin gazeteci sendikası etiketi taşıdığına...

O sendika nerede düzenliyor bu semineri?..

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti salonunda.

O cemiyete, büyük patronun kendisi ve dahi 4 kızının üye olduğunu, ama yüzlerce muhabirin, köşe yazarının üyeliğe kabul edilmediğini biliyor musunuz acaba?

Bilirsiniz, bilirsiniz de... ABhibe programı kapsamında seminer düzenler, dostlar alışverişte görünsün bâbından Pamela Hanım ile Peter Beyi de çağırır, işleri idare edersiniz...

Değil mi Ercan İpekçi Bey?..

Değil mi; yüzlerce fikir işçisi Doğan Grubu’ndan atılırken, çıtı çıkmayan işçi sendikasının patron yanlısı genel başkanı?!

Haydi bakalım, seyredelim tiyatronuzu..

Hangi gazete kapanmış bu ülkede, bir dinleyelim bakalım..

Bakalım, Akit’in ismi geçecek mi orada.. Bakalım Cuma Dergisi’nden bahsedilecek mi? Bakalım, tutuklanan gazeteciler arasında, Vakit’in tek bir yazarının ismine yer verilecek mi? Bakalım, Abdurrahman Dilipak’ın tek bir yazısından dolayı evinin satılması rezaletine, bir kelime ile değinecek ciddi bir adam çıkacak mı içinizden..

Ben hiç sanmıyorum...

Ne dersiniz Pamela Hanım? Ne dersiniz Peter Bey?

Siz sanıyor musunuz? Yoksa siz de, “Canım işte, biz de tiyatroya geldik. Misafir oyuncu olarak katılıyoruz. Ciddi sorular sormayın bize?” mi diyorsunuz?

Ne bileyim, bizim buradakileri tanıyorum da, sizi tanımadığımdan, “acaba onlar da oyuna (tuzağa) gelmiş olmasınlar?” diye sordum işte..

Buradaki sendikayı da / cemiyeti de, basın hürriyetinden bahsedip gazetecilere yapılan baskıları seyredip, vergi kaçakçılarına destek verenleri de biliyor, tanıyorsanız; zaten problem yok...

Siz de gönüllü aktörsünüz oynanan oyuna demek ki..

Bilmiyorsanız, hatırlattım işte..

Türkiye’de, GazetecilerCemiyeti’ne üye kabul edilmeyen yüzlerce gazeteci vardır.. Türkiye’de gazetecilere baskıları kınamayan, patrona kesilen vergi cezasına tepki veren gazeteci dernekleri vardır.. Vardır da, kimse bu konuları konuşmaz! Bahsini bile açmaz!

Yine de katılımcılara / aktörlere hayırlı roller.. İyi oyunlar!

Seyredelim bakalım, neler göreceğiz...

VAKİT