Ahmet Varol / Yeni Akit
Pakistan’daki siyasi çalkantılar
Pakistan’da 3 Kasım’da, eski başbakan, Pakistan Adalet Hareketi (PTI) Genel Başkanı ve ülkenin milli kriket yıldızı İmran Han’a suikast teşebbüsü yeni siyasi çalkantılar yaşanmasına neden oldu. Olayın İmran Han’ın parlamentodaki bir gensoru önergesiyle düşürülmesi üzerine meydanlara çıkıp sert konuşmalar yapmasından sonra Yüksek Seçim Kurulu’nun ona 5 yıl süreyle siyaset yasağı getirmesinin ardından ve konuyla ilgili mahkeme sürecinin devam ettiği sırada vuku bulması alevli tartışmaları ve sert tepkileri de beraberinde getirdi.
Pakistan’ın kuruluşundan beri sürekli siyasi çalkantılara sahne olduğu bir gerçektir. Askeri darbeler, siyasi liderlere yönelik suikastlar veya suikast teşebbüsleri, yolsuzluklar ve şiddet olayları iç içe geçmiştir.
Resmi adı Pakistan İslam Cumhuriyeti olan devletin kurucusu sayılan Muhammed Ali Cinnah’ın nezdinde özel konuma sahip olması sebebiyle onun vefatından sonra ülkenin milli lideri kabul edilen Liyakat Ali Han da bir suikast neticesinde hayatını kaybetmişti.
Pakistan’ın eski başbakanlarından ve cumhurbaşkanlarından olan babası Zülfikar Ali Butto’nun General Ziyaü’l-Hak’ın askeri darbesiyle devrilmesinden sonra askeri mahkeme kararıyla idam edilmesinin ardından Pakistan Halk Partisi’nin genel başkanı olan Binazir Butto da 27 Aralık 2007’de bir suikast neticesinde dünya hayatına veda etti.
5 Ekim 2022 tarihinde 70 yaşını dolduran, Pakistan’ın milli kriket yıldızı İmran Han bilindiği üzere son dönemde ülkenin aynı zamanda siyaset yıldızı da oldu.
1996’da Pakistan Adalet Hareketi’ni kuran İmran Han’ın siyasetteki yıldızı daha çok 2018’de gerçekleştirilen seçimlerde elde ettiği zaferle parlamaya başladı. Bu seçimlerden sonra başbakanlık koltuğuna oturan Han, geçtiğimiz Nisan ayında parlamentoya sunulan bir gensoru önergesiyle düşürülmesi üzerine önemli bir sarsıntı yaşadı.
Han, söz konusu gensoru önergesine destek vereceklerin sayısının çoğunluğu bulduğunu öğrenince önce parlamentoda oylanmasını erteledi. Sonra Meclis Başkan Yardımcısı Kasım Suri milletvekillerinin çağrılarıyla Anayasanın 5. maddesine dayanarak teklifi iptal ettiğini açıkladı. Böylece İmran Han, önergenin meclise hiç gelmemesini sağlama girişiminde bulundu. Ama başaramadı. Çünkü Anayasanın söz konusu maddesi Meclis Başkanına veya yardımcısına böyle bir yetki vermiyordu. Muhalefetin başvurusuyla Anayasa Mahkemesi Suri’nin kararını iptal edince gensoru önergesi Meclis’te oylandı ve İmran Han hükümeti düşürüldü.
Bunun ABD’nin kendisine karşı bir oyunu olduğunu söyleyen İmran Han bu kez Meclis’te değil meydanlarda boy gösterme yoluna gitti. Meydanlardaki konuşmalarında zaman zaman askere de laf dokundurması hatta bazen hakaret sayılabilecek türden sözler sarf etmesi ordunun ileri gelenlerini kızdırdı.
İmran Han’dan sonra başbakan olan Şahbaz Şerif’in hükümeti askerin tepkisini değerlendirerek, Han’ı tamamen siyaset sahnesinin dışına atmak istedi ve Pakistan Yüksek Seçim Kurulu ona, yabancı ülkelerin liderlerinden ve temsilcilerinden gelen hediyeleri sattığı iddiasıyla 5 yıl süreyle “kamu görevi” tabii bu arada siyaset yasağı getirdi.
Han’ın avukatı Yüksek Seçim Kurulu’nun böyle bir yasak koyma yetkisinin bulunmadığını söyleyerek, yürütmenin durdurulması için İslamabad Yüksek Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme Başkanı İmran Han’ın siyaset yapmasının önünde herhangi bir engel bulunmadığı yönünde görüş beyan etmekle birlikte Yüksek Seçim Kurulu’nun ayrıntılı kararının kendilerine ulaşmadığını söyleyerek karar verme işlemini erteledi.
Bunun üzerinden fazla zaman geçmeden İmran Han 3 Kasım’da erken seçim çağrısıyla başlattığı siyaset turları sırasında Pencap vilayetinin Vezirabad şehrinde bir suikast teşebbüsüne maruz kalarak bacağından yaralandı. Han, bir kişinin de hayatını kaybettiği bu saldırının arkasında özellikle Başbakan Şahbaz Şerif, İçişleri Bakanı Rana Sanaullah ve Servisler Arası İstihbarat Başkan Yardımcısı Tümgeneral Faysal Nasir’in bulunduğunu iddia etti.